"bir portre gibiyim
duvara asılı bir portre.
hep oradaydım aslında,
herkes de bilirdi orada olduğumu.
ama kimseler dikkat etmezlerdi.
bakarlardı ama göremezlerdi,
içimde kopan fırtınaları.
belki de görmek istemezlerdi.
tahminim onlar da benim gibi birer portreydi.
evet! öyle olmalı, onlar aslında bakmaktan
korktukları portrenin ben olmadığımı biliyorlardı.
onlar yani siz ve hatta sen biliyordun değil mi?
o portrenin bir tarafının da kendin olduğunu."
şimdi senle ben yalnızız. yalnız ve kimselerin olamayacağı kadar yakın. sen benim yaratıcım, ben senin eserin. şimdi sen, okyanus kıyısındaki bir kayanın üstünde
sevdiğin kadının yanında otururken, ben onun portresi, konuşuyorum! konuşuyorum çünkü, artık o hiç konuşamayacak.ve senin hikayeni ben anlatacağım. çünkü sen olup bitenden sonra belleğini, anılarını yitirdin... *