yazar,athena adlı bir kadının gizem dolu yaşamını onun etrafındakilerin ağzından aktarıyor.fantastik ve sürükleyici bir hikaye.
--spoiler--
athena'nın en büyük sorunu 21.yüzyılda yaşayan bir 22.yüzyıl kadını olması ve bu gerçeği hiç gizlememesiydi.bir bedel ödedi mi?kuşkusuz,ödedi.ama coşkuyla taşan gerçek benliğini bastırsaydı,çok daha büyük bir bedel ödeyecekti.
--spoiler--
Milyonlarca okur yanılıyor olamaz.
Publishers Weekly, ABD
Portobello Cadısı, hoşgörü adına çok güçlü bir mesajın öyküsü.
La Verdad, Venezuella
Coelho'nun yazdıkları müzik gibi, çok güzel. Ondaki
Tanrı vergisi yeteneği her şeyden çok kıskanıyorum.
Julia Roberts
Coelho, romanlarını evrensel bir dilde yazıyor.
New York Times, ABD
Portobello Cadısı, kadın dünyası ve sevmenin önemi üstüne bir kitap; tutku, yolculuk, kadınlar, korkular ve simgelerden okurların kolay kolay unutamayacakları bir olay örgüsü oluşturan çağdaş bir portre.
Publimetro, Şili
paulo coelho'nun eşsiz edebiyat yeteğinin sonucu bir kitap daha. öyle ki her kelimenin içinde başkaları saklı sanki ve her kelime bir yenisini doğruyor siz okurken içinizde... *edebiyat budur, sözcüklerin tınısı ancak bu kadar ruhuna işleyebilir insanların..
geçenlerde benimsediğim tarz olan emoca ile konuşuyorum, yazıyorum falan bi baktım laf sokmuş bana.
ne bu ben anlamıyorum diyor, açıklıyorum "anlmyck bişi yogh pepemm" diyorum alık alık bakıyor.
ben de onun ne dediğini anlamadım pek, bakışlarından anladım beni anlamadığını.
neyse saygı göstermek lazım, ben de her lisanı anlayamıyorum.
geçenlerde burda birisi bi entrysinin açıklamasını yapmış, ben açıklamayı da anlamadım.
ama öğrencem, öğrencem.
son bir paragraftır emo dili kullanmadım, yarebbim.
gördün, bildin, duydun, anladın da ne oldu? neydi kazandıklarının toplamı? kazanç dediğin nedir ki? hayal kırıklıklarına karşı bir zırh mı? ne sürprizi kaldı ki o zaman yaşamanın? suyun nerelerden geçeceğini bilmek, tahmin edebilmek zevk verdi mi sana? nerde şaşkınlık, nerde korku, nerde hayret, nerde hüzün, nerde sevinç? duyguların yarım mı kaldı yoksa? kalbin sormaz mı ruhuna bunun hesabını? "derdin neydi benimle, niye yarım bıraktın ki beni?" demez mi? cavabın ne olacak? ben böyle mutluyum mu? duygularının eşittiri hep virgüllü sayılarken kendi kendini ikna edebilecek misin mutluluğa? başkalarını geçtim, "sana" kaç maske daha lazım kendini kandırabilmek için? yüzün kaybolmadı mı hala? yorulmadın mı daha? neden itiraf edemiyorsun ki kendine "o yürek yok bende!" diye? kendinden korkar mı oldun? içindeki karanlık, belirsizlik ürküttü mü seni? hani kendini tanımak; bilinmeyenini keşfetmekti yaşama'nın maksadı? bilinmeyen yokmuymuş aslında? bilinmeye değer bir şey mi bulamadın yoksa? nesin sen? kimsin? ne istersin? ne beklersin? elbiselerin yokken tenin ne renk senin?
inan ben anlıyorum seni.
hadi, doldur boşlukları! becerebiliyorsan...
uyanmak istemediğim farklı bir ruyadır. bir cadı ses tonu ile bir neşeli kaplumbağa arasındadır gülüşü ve uzaklığı siyasi harita üzerinden en fazla 13,5 cm...
henüz ölçeklendiremediğim bir mutluluğun çizilmemiş bir resmidir bu. garamelodur. candır.