amerika'da kıyamet gibi bir taraftar kitlesi ve tarihin belki de en iyi kulüp başkanına sahip olmalarına rağmen arvydas sabonis'ten beri beli doğrultamamış vasatın altında takım. tek umut ışıkları olan brandon roy da basketbolu bırakınca her sene draft sezonu gelse diye medet umar oldular fakat orada da greg oden faciası yaşamalarıyla iyiden iyiye lanetli hüviyeti kazandılar. ne yapsalar tutmuyor.
isimlerinin brazzers'ı çağrıştırmasının cenabetliğe yol açtığını düşündüğüm takım. 1984 seçmelerinde 2.sırada michael jordan veya charles barkley'i değil sam bowie'yi draft etmişler ve bu adamda kariyeri boyunca hiçbir baltaya sap olamamıştır.
fena halde yeniden yapılanmaya gidiyor takım, bir önceki yapılanma sakatlıklardan dolayı tutmadı. ellerinde ki her şeyi draft hakkı karşılığında takasa hazırlar. *
2007 draftında durant'i seçecektiler hacı, noldu oden'ı aldılar da, kontratını fesh ettiler şimdi. pis cenabetler. roy'u bile emekli ettiler lan. sinirlendim şimdi !1!!
bu gece sabaha karşı dallas mavericks i ikinci defa yenip seriyi 2-2 ye bağlamış batının en vahşi takımı. gerald wallace, aldridge, brandon roy, andre miller, nicolas batum, marcus camby, rudy fernandez gibi sırtlanlar burada. kesinlikle rakiplerini avlayana kadar pes etmiyorlar, dallas karşısında 2-0 geriye düşüp geri gelmeleri de bu takımın karakterli ve başarıyı odaklı bir ekip olduğunu görmek için yeterli.
nba'de avrupa basketboluna en yakın oynayan takımdır.
portland maçları sert savunma ve hücum süresini sonuna kadar kullanma isteğinden genelde diğer nba maçlarına göre kısır geçmektedir. aslında bu özellikleriyle ülkemizden nba'ye gidecek oyuncular için en ideal takımdır. buna rağmen bir dönem hedo dışında oyuncularımızın adı portland ile hiç anılmamıştır.
Bu sezonun top 10 bedevilerinde ilk sırayı almış takım. takımda sakatlanmadık adam kalmadı. hatta bir antrenmanda 7 kişi kalınca koç mcmillan'ın "ben de oynıyım bari 4'e 4 yaparız" deyip maçın 3. dakikasında sakatlanıp birkaç maç takımı yalnız bırakmasına neden olduğu da vardır ki portland'ın durumunu en yi açıklayan budur. Greg Oden sakatlandı, Joel Pryzbilla sakatlandı Camby gelene kadar pota altında Jeff Pendergraph denen bir adamla idare etmeye çalıştılar. Buna rağmen 6. sırayı almaları inanılmaz. Ama gene şanssızlık eseri, Play-Off'a en formda giren batı takımıyla eşleştiler ilk turda ve bu sefer Roy'un durumu belirsiz. Roy oynamazsa süpürülecekler, oynarsa 4-1 kayedecekler arada pek bir fark yok.
2008 2009 nba play off larına hızlı bir biçimde ilerleyen takım. phoenix in performansı artsa da yakalaması zor gibi. kalan maçlarının yarısını bile kazansalar play off için yeterli olabilir. batı da ise bunları sürklase edebilecek sadece lakers var gibi görünüyor. yani batı finali onlar için büyük bir başarı olur.
oha dedirtecek bir teklifle hidayet'i istemiş takım. sergio rodriguez portland'da mutsuz olabilir, dolayısıyla gitmesine izin verilebilir fakat steve blake'i de vermenin alemi yok...
bu sene batı'da lakers rockets ve hornets ile birlikte batıda yarı final oynama ihtimali olan takım. daha fazlası demiyorum çünkü play off'ta tecrübenin ne kadar ön plana çıktığını basketboldan az çok anlayan herkes bilir.
şu an itibariyle * galibiyet ve mağlubiyet oranı yakalamış takım. ayrıca takım yakaladığı özgüven ile birlikte son 10 maçın 8 ini kazanmış, kendi sahalarında yenilmemişlerdir. tabii bunda en önemli etken ispanyolların ginobili si rudy fernandez ve üç saniyeyi karartan joel przybilla ve greg oden ikilisi başrolü oynamıştır. ayrıca lamarcus aldridge dışarıya odaklanıp yüksek bir yüzde tutturmuş, brandon roy da sazı eline almakta tereddüt göstermemiştir.
geçen sene kurdukları takım ile geleceğe dönük çok iyi bir hamle yapmış olan takımdır. tabii en önemli hamleleri zach randolph'u bize * iyi bir kontratla kakalamak oldu. *
sezon başında, birinci sırada draft edilen, gelecek 10 yılın en büyük yıldızlarından olacağı tahmin edilen Greg Oden'ın sezonu kapatmasının ardından kaderlerinin bu sene de aynı olacağı düşünülen; lâkin kuzeybatı grubunda yakaladıkları 12 maçlık galibiyet serisinin ardından Denver'ın 1 maç gerisinden 2.sıraya yerleşen ve gelecek umut vaadeden Nba takımı.
gun itibariyle 12 mac ardarda kazanmistir ve nba tarihine de gecmistir. portland halkindan da destek buyuktur, biletleri gunler once tukenmeye baslamistir, hatta stad onunde karaborsaya cikmistir. biz de kerizdik zaten 10 dolarlik en dandik yere 50 dolar vericez.
ilk sekiz maç sonunda dört deplasmandan mağlup, dört iç saha maçından galip ayrılan takım. bu sezon dikkatimi çeken en önemli gelişme son çeyreği mükemmel derecede iyi oynamaları. evlerinde mavericks ve pistons galibiyetleri, genç oyunculara bir hayli moral verdi. lamarcus aldridge ve geçen yılın çaylağı brandon roy ise sezona oldukça iyi başladılar. her zaman söylüyorum ispanyol guard sergio rodriguez sazı eline aldığında bu takım kabus olacaktır.
ekonomik problemler yaşayıp, şehir değiştirmesi veya satılması gündemdeyken, finansal açıdan sürekli zarar ediyorken, 2007 nba draftında greg oden'i 1. sıradan seçerek ve yapılan takaslarla kendine çeki düzen verme şansını yakalayan kuzeybatı temsilcisi.
1988 doğumlu greg oden etrafında yapılanacak olan takım. etrafında olacak oyunculara baktığımızda ise 1983 doğumlu Channing Frye, 1985 doğumlu LaMarcus Aldridge, 1983 doğumlu Jarrett Jack, 1984 doğumlu Travis Outlaw, 1984 doğumlu geçen yılın çaylağı seçilen Brandon Roy, 1986 doğumlu Sergio Rodriguez, 1986 doğumlu Martell Webster. dikkat edileceği üzere bu listede 24 yaşından yaşlı oyuncu bulunmamakta! takımın tam 8 oyuncusu 24 yaşın altında; yani en az 10 yıl oynayabilecek durumda. bunların hiçbiri şu anki haliyle nba süperstarı deil elbet; fakat hepsi yıldız olma potansiyelini taşıyan isimler. yarısı gelecek 3 yıl içinde kendinden beklenecek gelişmeyi gösterse batı konferansı finalinde geçen sene ligin dibini süpüren bu takımın görünür olması hiç de sürpriz olmayacaktır. ama bu oyuncularla başarının yakalanması takımın doğru yönetilmesi ve bu oyuncularda eksik olan tecrübeyi taşıyan oyuncuların kısaca liderlik vasfı taşıyan veteranların takıma eklenmesine bağlıdır. takımdaki en yaşlı oyuncular ise 1979 doğumlu Joel Przybilla ile 1981 doğumlu Darius Miles. sözkonusu katkının bu oyunculardan gelmesi pek mümkün gözükmemekte. bir de tabii knicks ile olan takasın hediyesi 1977 doğumlu steve francis! umarım bu takıma liderlik edecek kişi olarak epey zamandır ne idüğü belirsiz bu şahsı düşünmüyorlardır; ne de olsa adamın kendine hayrı yok... doğrusu bu takımın geleceğini merakla bekliyorum. saydığım isimler arasından bazılarının yaz kampı sonrasında ya da sezon içinde takas edilerek kalanlar üzerine yoğunlaşılması da gayet olası gözükmekte. doğrusu bu takımın geleceğini merakla beklemekteyim...
nba de 2008 yıl draft seçme hakkı piyangosunda yüzde 5 lik bir şans ile birinci sırayı kapmayı başaran batı takımı. ikinci sırayı da diğer bir batı takmı olan seattle supersonics in kazanması dolayısıyla nba de ki dengeler, zaten güçlü kadrolara sahip olan batı takımlarına extra bir katkı yapacaktır.
nba bati konferansi northwest grubu takimi. maclarini 21401 kisi kapasiteli rose garden da oynayan takimi nate mcmillan calistiriyor. su anda kadroda pek kaliteli isimler olmamasina ragmen gecmiste scottie pippen ve rasheed wallace gibi yildiz oyunculari olan takim nba tarihinde sadece 1977 senesinde sampiyon olmustur.
