1991' de Geoff Barrow ve Beth Gibbons tarafından kurulmuş trip hop grubu. Geoff Barrow' un doğduğu yer olan Bristol şehrinin batısındaki portishead kasabasından alır adını. Üyeleri: Geoff Barrow, Beth Gibbons, Adrian Utley dir ve belli dönemlerde massive attack ve tricky ylede calışan Dave McDonald gruba dahil olur. Grubun ilk çalışması Gibbons ve Barrow un beraber yazıp oynadıkları To Kill a Dead Man adlı kısa filmdir. Film müzikleri, müzik şirketlerinin ilgisini çekti ve böylece grup ilk albümleri Dummy yi 1994 yılında yayınladı. Dummy de yer alan 3 şarkı : "Numb", "Sour Times", "Glory Box" özellikle ilgi çekti ve albüm 1995 te Mercury müzik ödülünü aldı. Daha sonra grup 1997 kendi adıyla aynı ismi taşıyan 2. albümlerini çıkarttı. Dummy ye göre daha karamsar bi albüm olmasına rağmen albüm çok beğenildi. Gene 3 şarkı revaçtaydı : "All Mine", "Over" ve "Only You". Şarkılar yayınlanır yayınlanmaz ingiltere listelerinde ilk sıralara yerleşti. Uzun bi aradan sonra çıkan 3. albüm ise Third oldu. Bu albümde : "Silence", "Hunter", "The Rip", "We Carry On", ve "Machine Gun" gibi şarkılarla adından söz ettirmeyi gene başardı.
Son haberlere göre 2010 sonunda 4. albümlerini yayınlayacaklar. heyecanla bekliyoruz..
diskografi:
Dummy (1994)
Portishead (1997)
Third (2008) ***
mysterons şarkısı ile adamı durumlardan duruma sokan, ingiliz trip-hop grubu. kafalar hafif güzelken dinlenirse işte o zaman farklı bir deneyim yaşamış olursunuz.
genellikle kafanın güzel olması için yapılan eylemlerden sonra hayal kurmak için dinlenebilen chill out da sayılabilecek türde müzik icra eden güzel gruplardan biri.
newyork'ta roseland balo salonunda, senfoni orkestrası eşliğinde verdikleri konserlerinin dvd'si, sanırım koleksiyonumun en nadide ve değerli parçasıdır.
o konser, tarihte ayrı bir olaydır! böyle hadiseler bir kez olur, fazla değil.
gece gece massive attack ile karışık şekilde dinlenildiğinde şarap içme isteğime dur diyemediğim. şarabı da açmak için tirbuşonu arayıp bulamıyorsanız sütlü kahveye mecbur bırakır. öyle yada böyle zehirler.
machine gun, road, only you, tear drop gibi benzersiz şarkıların üretilmiş olduğu, sesi bünyenizde antidepresan etkisi yapan mükemmel bir vokale sahip olan ahiretlik gruptur.
psikopatlık ile beyefendi kişilik arasında gidip gelmeme sepep gruptur.
hayatımın en güzel ve en karanlık döneminde dinlediğim (bkz: silence) ile her defasında tüylerimi, sanki kış ortasında ve gece yarısı karların üstünde bir başıma, yarı çıplak kalmışım gibi diken diken eden. içimdeki nefret ile karışık üzüntülerimi dışa vurma bahanem. ama ne iştir bir türlü çözemediğim ve yine her defasında sessiz kalmama sebep olan... sessizce ve bütün nefretim ile içten içe ağlamama neden olan.
bana uyuşturucu gibi geliyor...o yavaşlıkta sanki tavandaki vantilatöre kafamı dikmiş bakıyorum ve kafam dönüyor ve bir ses diyorum nobody loves me diyor.ahah gülüyorum.kim oldugumu bilmiyorum.bana uyuşturucu gibi geliyor.
portishead i dinleyince kendimi daha da çok beğenirim. çünkü mutsuzluğumda dahi huzur bulurum. bu da kendime katlanabilme barımı daha da yukarılara çıkarır. bunu bana yaşattıkları için saygıyla önlerinde eğilirim.
yalnızca triphop diye değerlendiremem bu müziği. ayıp olur biliyorum.
yalnızca 'karanlıkta dinlenir' mi demiştiniz! hayır hayır yok öyle bişey. dinlemek isteyip de karanlığın olmasını beklerseniz hata edersiniz derim. üstelik her yanını aydınlık sananların karanlığı beklemelerini de anlayamadığımı bu başlıkta belirtmek isterim. çünkü bu eserler zaten karanlıktaki yanınızı görmenize yardımcı olur. öyleyse melankoli yapmanın lüzumu çok gereksizdir. kaliteyi yakalayabilmek için illa mutsuz olmak da gerekmez. hem duygusallıktan ziyade güçlü kılar adamı. neden, çünkü kendiniz gibi bir baş belasına katlanabilir hale getirir. gerçi dışsal seslerle bunu yapabiliyor olmak ne kadar doğrudur tartışılır ama olsun. olsun işte.
mükemmel.
yanlız gecelerin en sağlam dostu. hele bir de roseland nyc konser görüntüleri eşliğinde dinleniyorsa, yani beth ablamın elde sigara o konser görüntüleri izleniyorsa; bu müthiş insanların söyledikleri şarkıdan başka bir şeydir. kalbe ufak bir dokunuş yapar ki, aşırı melankolik durumlarda dinlenmesi intihara sebeptir. dinlemeden dünyadan gitmemek gerekir, iyi ki varlar.
(bkz: beth gibbons)
indie jazz vokaline -ya da benim indie jazz da tanıştığım söyleyişe- elektronik altyapıyla evsahipliği yapan grup. etkileyici.
nobody loves me, it's true, not, like you...do
bu grup öyle entersan, öyle etkileyici bir müzik yapar ki, ancak içinizde hissettiğinizde dinleyebilir, düşünceleriniz, duygularınızla ritimlere içinizde şekil verirsiniz. bayan vokalin muhteşem sesini dinlerken ne yapıyor olsanızda sizi oradan alıp uzaklara götürür. herşeye hayallerinizle sahip olduğunuz beyninizin içine, ya da hiç sahip olmayı beceremediğiniz kalbinize. tam olarak kalbinizle aklınız arasında herşeyin değişken olduğu bir yere. iç rahatlatıcı bir rahatsızlıktır şarkı sözleri.
yaptıkları müzikle ve portisheadle tanışmama sebebiyet vermiş massive attackla bünyeye birlikte alındığında ise tadından yenmeyecek süper gruptur.
-"a perfect circle'ı biliyon ama?!" nidaları eşliğinde ezilerekten ve kendimden utanarak- henüz varlığından yeni haberdar olduğum ,şahane müzik yapan, solistini acayip şekilde cat power'a benzettiğim (hem ses hem sözler açısından) melankolinin bulutlarında gezen über grup. dinleyiniz, dinletiniz.
trip hop gurubu olarak adlandırılmaktan hoşlanmadıklarını ifade eden bristol'lü gurup.
ben de sevmiyorum size trip hop demeyi; ama trip hop demezsem mp3 çalarıma "trip hop çal lan bana" dediğimde beth'i duymanın verdiği hazdan da vazgeçemiyorum.
şimdi, öyle ya da böyle; portis her zamanki gibi... süper.