bir haftalığına gidip 3 ay kaldığım ülkedir. çocukların olmadığı sokaklar hüzün kokar. sevimli atlantik kasabası cascais'in rıhtımlarında gezerken kendinizi fenerbahçe-erenköy'ün sahillerinde sanarsınız. açık camlardan dar patika sokaklardan ağlamaklı fado sesleri yükselir. portekiz'de begonviller damları örter, japon gülleri hiç solmaz. hemen her yerde karşınıza büyük kaşif vasco da gama'nın heykeli cıkar. ıstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulan lizbon, 1755 tarihindeki depremde tamamen yok olmuş ve aynı ıstanbul gibi her an büyük depremini beklemektedir.
efendim, orada yaşamış olduğum zaman diliminde kendi halkından öğrendiğim, araştırdığım ve gözlemlediğim kadarıyla 10 buçuk milyon nüfusa sahip avrupanın en batısında bulunan sevimli bir ülkedir. 1986 da avrupa birliği tam üyeliğine kabul edilmiş, bütün gelişimini avrupa birliğinden aldığı yardımlarla sağlamıştır. bunun nedeni olarak ise insanlarının tembel olması gösterilir. vakti zamanında insanları sömürgecilikten gelen bedava para, yaşam alışkanlığı nedeniyle tembel olarak nitelendirilmiş. buna kanıt olarakta en basitinden portekizin her hangi bir bilim, sanat, vb. bi dalda başarı gösterememiş olması gösterilebilir (futbol hariç).
insanları oldukça sıcak kanlı, cana yakındır. şehirde hemen hemen beyaz insan kadar siyahi insan var. tamamı sömürge ülkelerinden iş bulma veya okuma amaçlı olarak gelmiş.
ülkede bireysel olarak uyuşturucu kullanımı serbest bırakılmış, ancak satımı yasaklanmıştır. buna rağmen yasağa uyan pek görülmez, şehir içinde gezerken yanınıza sokulup mariuana alırmısın diye yolunuzu kesebilirler nacizane tavsiyem; korkmayın yok deyip devam edin.
ülkenin gezip görülecek çok yeri var. lizbon, porto, belem, sintra, fatima, cascais bunlardan bazılarıdır. şehirlerin tarihi dokusunu bozmadan günümüze kadar ulaştırmışlar. ayrıca avrupanın en uzun köprüsüne sahip ülkedir. vasco de gama köprsü uzunluğu 17 kilometredir. gece hayatı olarak ise lizbon en eğlenceli ve hareketli gece hayatına sahip şehirdir gidip barrio altoda sabah 4 e 5 e kadar rahatlıkla eğlenebilirsiniz içki içenler için; içecek olarak hemen hemen bütün içecekleri oldukça ucuzdur. en meşhur içkileri şaraptır, porto şarabı dünyada ün salmış zaten...
evet kısacası böyle işte fırsatınınz varsa gidip, gezilip görülebilecek, eğlenilebilecek bir ülkedir. son olarak kızlarıda çok güzel değildir!! hatta kızları güzel değildir!! tamam seksi olabilirler, seksapaliteleride yüksek olabilir ama güzellik bakımından türk kızlarına değişmem, ne bileyim la bizim kızlarda bilmediğim bi şey var. neyse konu sapmaya başladı. sonuç olarak güzeldir efendim...
huzur dolu,sokaklarında insan kalabalığı olmayan, muhteşem sahillere sahip, şirin evleri, geleneksel bacaları, yeşillikleri, sevimli insanlarıyla şirin, gidip de ayrılmak istenilmeyen avrupa ülkesi.
Brezilya kendilerine verilmiştir ispanyollar tarafından lakin meridyeni hatalı çizmeleri sonucu kıtanın yarısını elde etmişlerdir. oysaki şimdikinin onda biri kadar bir toprak hesaplamışlardı. ispanyolların yapacakları kurnazlık ellerinde fena patladı.
Avrupa'nın en ucuz bölgesi. Yalnız vize konusunda sorun çıkartan bir konsoloslukları vardır. Portekiz konsolosluğu yerine başka bir ab ülkesinden schengen vizesi alıp öyle Portekiz'e gitmek, sinir katsayınız için daha uygundur. boşu boşuna uğraşmazsınız.
Bir de euro bölgesinin en fakir ülkesidir. Bu nedenle de nüfusu azalmaktadır. Ayrıca, maaşlar oldukça düşüktür.
günbatımında sahillerinden birinde olunması gereken, kızları müthiş kendisi müthiş, mini mini sevimli bir ülke. günbatımı portekiz'de izlenmeden ölünmemeli arkadaş.
