Bala göte giden takım. Dua etsin eşleşmenin bu tarafındalar. italya ispanya almaya Fransa ingiltere bunları duman ederdi. Hırvatistanı nasıl eleyebildiler hala onu düşünüyorum.
Avrupa şampiyonasında çok farklı(olumlu anlamda)oynayan takım. 96'da son 8'e kaldılar,2000'de yarı finale kaldılar,2004'te 2. Oldular,2008'de bizim grubun lideri oldular,2012'de son 4'e kaldılar,şimdi ise finalin eşiğindeler. Ne diyelim, tebrikler.
1996 yılından beri 6 avrupa şampiyonasının 5inde en az yarı final oynuyorlar. 2008de de bizi yemişlerdi ama biz yarı final oynamıştık. Bu kupayı almalarını istiyorum finalde almanya olursa.
insanlar hiç maç izlemeden, sonuçlara bakarak ezbere 2004 yunanistan gibi yaslanıp tek golün derdinde sanıyor portekizi. halbuki alakası yok. her maçta oyun ve pozisyon üstünlüğü onlardaydı. bilakis rakipler ronaldo, nani, quaresma gibi hızlı ve etkili isimlerden çekinip oyunlarını portekiz'e göre defansif olarak modifiye ediyorlar. en basiti hırvatistan. bize karşı oynadığı gibi mi oynadı portekiz'e?
gruptan üç beraberlik ile ayrıldılar. öne geçtikleri maçta izlandaya yakalandılar, avusturya ile golsüz berabere kaldılar ve en önemlisi Dzsudzsák ın vurduğu iki şutun sağa sola çarpa çarpa girdiği, 3 kez geriye düştükleri maçta macarlarla berabere kalıp ( galibiyeti de kaçırarak) gruptan çıktılar.
yani adamlar öne geçti, geriye düştü, denge oyunu oynadı ama pes etmedi.
hırvatistan maçı büyük bir testti ve oyununu portekiz'e göre değiştiren hırvatlar oldu. gruplardaki hırçın hallerinden eser yoktu. hem portekiz in yetenekli ön tarafı, hem kaliteli ve dinamik orta sahası ve pepe öncülüğündeki savunması bunda etkendi tabi. uzun bir sinir harbinden sonra 117 de golü bularak tur atladılar.
polonya maçı, düdükle geri düştüler desek yeridir. hem de sağ beklerinin bariz hatasından gelen golle. görece genç kadroya rağmen hiç panik yapmadılar. dağılmadan, oyunlarını oynadılar ve golü de buldular. ronaldo nun ne kadar kaçırdığını siz biliyorsunuz, ikinci yarı 5 - 2 falan biterdi portekiz lehine.
şimdi bu takım hak etmeden buraya gelmiş oluyor öyle mi? vay vay vay. bu takım her maç büyüyerek, eksiklerini ( ronaldo hariç) kapata kapata buraya geldi. hiç ezilmediler, hiçbir durumda pes etmediler. suçlandıkları gibi üretkenlikten uzak değil bilakis rakipleri tarafından engellenen takım oldular.
bireysel hata ve oyun içi bir takım tuhaflıklardan geriye düştükleri, dirençli takımlarla uzatmalar oynayıp fizik olarak ezilmedikleri ve ronaldo nun sürekli gol kaçırdığı bir turnuvada yarı finaldeler.
adamlar maç kazanmadan yarı finale çıktılar. bravo. bi de bunların yerine az daha biz çıkıyoduk gruptan , macaristan 3 defa öne geçtiği maçta galibiyeti koruyabilseydi.
portekiz 1-1 izlanda
portekiz 0-0 avusturya
portekiz 3-3 macaristan
portekiz 0-0 hırvatistan (uz. 1-0)
portekiz 1-1 polonya (pen 5-3)
bala göte yarı finale kadar gelen takım. kim ne derse desin kesinlikle hakettiğini düşünmüyorum. 5 maç oynayıp 5 beraberlikle yarı final. ancak bu kadar şans olabilirdi.
dediğim gibi özellikle stoper ikilisi ve en uç ( ronaldo) kısmında sıkıntıları var ama serseri futbol tarzlarını bir disiplin içine oturtmayı başardılar bir nebze de olsa.
özellikle hırvatistan galibiyeti takıma güvenle birlikte ronaldo nun takıma olan güvenine de etki etmiştir diye düşünüyorum. zira kendisi takımdan pek umudu yokmuş gibi davranıyordu. her hataya kızmalar, el kol hareketleri; bakın çok çabalıyorum ama olmuyor pazarlaması.
gel gelelim çeyreği gördüler. finale kadar büyük balıklardan kurtuldular ki final zaten tek bir maçtır her sonuca açıktır; messi nin copa america ve sonrası yaşadıkları da ronaldo'ya gaza bastıracaktır.
nani, quaresma ve ronaldo portekiz milli takımında figo ve simao sonrası bayrak ( veya sembol) kanat oyuncuları idi. çok şey bekleniyordu kendilerinden ki ronaldo yeterince ve diğer ikili de belli oranda kulüp takımlarında karşılık verdiler bu beklentiye. lakin milli takım hep eksik kaldı.
şu an nani 29, ronaldo 31 ve quaresma 32 yaşında. dünya kupası her zaman daha büyük bir denizdir ( brezilya, arjantin, uruguay, kolombiya ve yükselişteki şili) ve sonraki avrupa şampiyonası tam 4 yıl sonra. bir daha böyle bir fırsatı bulabilirler mi; bulsalar başarıyı biz getirdik diyebilirler mi mesleki tatmin açısından? zor.
yani q7 ve çetesi* son bir iş için bir arada. hırvatistan gazından sonra en büyük tehlike görece daha güçsüz görünen polonya. burada hayallere dalmadan futbollarını oynarlarsa yarı finalde belçika/ galler ikilisinden hangisi olursa olsun finale kalacakları düşüncesindeyim.