Ellerinde ruh gibi ah portakal kokusu
Kırkmaları mor salkım göz kapakları saydam
Çok vapurun battığı bir liman orospusu
Bir hırsla öptüm ki ah ölürüm unutamam
Ay ışığında deniz akordeon solosu
Pırıl pırıl yaşadım üç dakika tastamam
Bir kibrit çakıldı mı ah yağmurluklu kız
Alevinden anlamlı dumanlar üfürüyor
Ah çocuk yüzünde gül goncası ağız
Saçlarından incecik su tozu dökülüyor
Sığınak gibi derin ağaçlar gibi yalnız
Karartma başlamış ışıklar örtülüyor.
Portakal, mango, kayısı ve balkabağı gibi meyveler - beta karoten adı verilen doğal bir pigment içeriyor. Bu nedenle aşırı miktarda beta karoten tüketmek cildin sarı-turuncu bir renge dönüşmesine (karotenemi) neden olabiliyor. Tıbbi olarak karotenemi zararsız ancak cildin normal rengine dönmesi birkaç ay sürebiliyor.
Demek ki Osmanlı ' ya " Porto" dan gelmiş dedirten benim de çok sevdiğim meyve...Porto, portekiz ülkesine ismini verdirmiş şehirdir. Ama portakal, tamamen ismini porto ' dan alır. Porto Douro nehrinin atlantik okyanusuna döküldüğü yerdedir, bu eskiden de, şimdi de portekiz ' in en zengin şehri... bugün de, göz alabildiğine portakal bahçeleri...
Douro, porto' yu ikiye böler, portekiz ' liler karşı kıyıya ne isim vermişler peki?!..."calle" !! ikisi beraber - " Porto i calle"!!! ( C k okunur!!)..., Porto i calle, Porto i calle, Porto i calle !!! Aaaaa = portakal !!
Sadece portakal diil çok iyi üzüm, zeytin, limon ..."allah 'ın sevgili kulları" dır porto ' ular !! Olm sadece nehir yok, güneş desen, güneş de var, ve okyanus var olm, okyanus lan, okyanus yüzünden italya gibi, yunan gibi, Türkiye gibi 40 derece görmüyo orası...okyanus serinletiyo orayı... Okyanus, atlantik, çok derin ve büyük olduğu için güneş ısıtamıyo orayı...yani güneş var ama gene de serin...zeytin in, üzümün, ve heyhat portakalın en sevdiği iklim!!.. Dünyanın en iyi şaraplarından birini, dünyanın en iyi zeytinyağını...
Var var, Porto i calle Türkçeye portakal olarak geçmişse, aslında sadece onunla ilgisi var, limandaki " dock" işçisi ne bilsin kasanın üstünde ne yazıyo, o sadece arap alfabesi okuyabiliyo - harf devrimine daha 450 yıl var!! - ...Da esas konu bu diil.
Esas konu portakalın mutfaklara nasıl girdiği... Batı da portakal sadece bir meyve diildir, hem tatlı hem de tuzlu yemeklere, " et yemeklerine" girer portakal ...
" Portakallı ördek" en önemli noel yemeklerindendir, mesela...adam portakal ' ın " ekşisini " sadece ekşi olarak almamış, o ekşinin içine biraz tuz, biraz acı katınca, çok özel bir tat elde ediyosun...bunu keşfetmiş batı mutfakları, özellikle Fransız ve alman mutfakları...
Tatlı da da öyle...portakal ekşisi, limon ekşisinden çok farklı bir ekşi... çok ekşi, böyle " yüzünü yamultacağın" bir ekşi diil...
Fransız, 50 çeşit portakallı kek üretmiş, mesela!!
Alman portakallı kuzu yemeği yapmış!!.. çok özeldir, çok da pahalıdır bu yemek...
Kokteyllere girmiş portakal, suyuyla...whiskey 'le, vodkayla, yaaa özellikle cin 'le...harikulade kokteyller üretilmiş...
Portakal ' ın kabuğu çok ekşidir, kabuk et yemeğine rendelenmiş, başka hiçbir şeyle ulaşılamayacak, çok değişik et yemeği tatlarına ulaşılmış...
Ve neyin içine girdiyse o şeyin " assolisti" olmuş!!
Portakal, limon kadar ekşi olmadığı için, her yönde kullanılabilir, acı bir et yemeğine de çok değişik bir tat verir, ama yumurtayla çırpılarak üretilmiş bir hamura da eklenir, hamur hamur olmaktan çıkar çok özel bişey olur...
Portakalla, her yemeğe, aklını kullanırsan, çok özel tatlar ekleyebilirsin...
Çok gariptir, portakal neredeyse herşeye yakışır !! Mesela patlıcan, ya da patates herşeye yakışmaz, ama portakal yakışır...