Adam atla kaçamıyor mk ne demek lavın hızı ne olabilir? Koskoca volkanik yanardağ bak 'dağ' patlıyor. Ergemken hiç mi aynaya bakarak sivilce sıkmadın? *
birincisi pompeii şehri vezüv'ün hemen dibinde. ikincisi, o patlamanın olmasından önce ufak depremler oldu ama zaten deprem bölgesi olduğu için halk umursamadı. daha sonra ani bir patlama ile ilk lav çıkışı oldu. öyle büyük bir basınç ki bu uçakla bile kaçamazsınız çok hızlı şekilde yayılır ilk patlama. o küller de insanların üstüne örtü gibi oldu ve hepsi zaten sıcaktan ölmüştür o anda. daha sonra o küller de kimyasal sebeplerle insanların üstünde kurudu ve öldükleri andaki gibi kalmış oldular.
ayrıca, pompeii şehrinin her ne kadar ahlaksız bir şehir olduğu bilinse de sanılanın aksine sapıkça görüntüsü olan bir kalıntı yok o heykeller arasında (o donmuş insanları heykel varsayalım). hepsi gündelik hayatında, bir anne var bebeğini sararken ölmüş, muhtemelen kül yağmurundan korumaya çalışmış.
son not: şu anda ziyaret edilebilen kalıntılar gerçekten heykeldir, orjinal kalıntı değil. orjinaller bulunduğunda havayla temasta erimesinler diye hemen kalıpları çıkartılıp açıkhava müzesi yapıldı.
Mesele lavlar değil, volkanik patlama sonucu etrafa saçılan kül, kayalar, termik ısı ve havaya karışan zehirli gazlardır.
Pompei şehrinde herkes küllerin altında kalarak ölmemiştir ya da lavların. Mağaralara kaçan ve korunmaya çalışan kişiler termal ısı sebebiyle bir anda etinden arınıp iskelete dönmüşlerdir.
Temel olarak patlamanın şiddetini öngöremeyen halkın bu patlamalara daha önce de maruz kaldığı sanılmaktadır. Bu yüzden kaçma gereği görmemişlerdir. Ancak tarihe geçen bu patlama onların sonunu hazırlayan en şiddetli volkanik patlamaydı ve bunu bilemezlerdi.
Çünkü Kaçamadıkları lavlar değildi. Lav akıntısından kaplumbağa bile kaçabilir. Aslında Volkanik patlama ile volkanik püskürme birbirine karıştırıldığı için bu tür soruların sorulması doğal.
O dönemde bolt yaşıyor olsa bile onun durumu da kurtulmak için zor olurdu. 400 metreyi 40 saniyede koşarak rekorun rekorunu kırardi göt korkusuyla ama ondan sonraki diğer 400 metreyi sanıyorum 60-70 saniye bandında tamamlardı. En acısı da 1200 metrenin sonunda muhtemelen çok yavaslayacagi için patlayici gucünü tümüyle tukettiği için lavlara yakalanırdı. Veyahut yaklaşık bir buçuk km'yi hızla koştuğu için sığınacak bir yer bulur az hasarla kurtulabilirdi.
Allahın gazabından kaçılmaz kardeş. Fiziki sebeplerin devre dışı kaldığı yerde tüm metafizik sebepler sonuca hizmet eder. Son Durak filmini seyredenler ne demek istediğimi anlarlar. 17 ağustos 1999 depremini hatırlayın. Gayri resmi kayıtlara göre totalde 50 bin insan vefat etti. Halbuki deprem yaklaşık 2 dk sürmüştü. Ama etkileri çok yıkıcı oldu. Dün iranın şiraz eyaletinde yaşanan sel felaketini gösterdi tv ler. Sel suyu Son sürat gidiyor ve ne bulursa önüne katıp götürüyor. Geçen ay antalyada yaşanan hortumları hatırlayın. Seraları yaşam alanlarını yıktı geçti. Takdirle yazılan tedbirle bozulmaz. Ama insanoğlu bu habire azar, eli beli dili ayağı bir türlü rahat durmaz. Akıllanmaz. ibret almaz. Gittiği yoldan şaşmaz. Sonra da ilahi tokadı yer feleği şaşar. Özgürlük bir yere kadar.
Müzede taş kesilmiş bebek ve insanları görünce o an bir ürperti yaşamıştım. Pompei Vezüv yanardağ patlaması sonucu tamamen yok olmuş bir şehirdir. Halkın cinsel sapkınlıkları yüzünden Allah’ın gazabına uğradıkları ve kimsenin kaçamadan taş kesildiği söylenir.
yakınındaki tehlikeleri umursamayıp, ölümün eşiğinde yaşayan yalnızca pompei halkı değil.
şiddetli bir depremde fay hatları üzerinde bulunan 30 yıllık binasını rantı düşük ya da yok diye dönüştüremeyen milyonlarca istanbullu var.
ucuza gelsin diye 4'te 1 demir hakkı ile kat çıkan müteahhitler var.
birkaç maden araması, biraz kazı, bir avuç para için oksijene duman, suya zehir katan şirketler var.
yok fiyata günde 12 saat kaçak işçi çalıştıran fabrikalar var.
balık istifi halde, ticari araçlarda taşınan, mal muamelesi gören, memleketlerinden çok uzakta ordan oraya sürülen on binlerce tarım işçisi var.
koronavirüs pandemisine aldırış etmeden dışarı çıkıp afedersiniz şeyini sallandırarak gezen, pompeiyi bırakın dünya yansa kül olsa umrunda olmayacak, kendini geçtim başkalarının canını da tehlikeye atan cahil, aptal, gerizekalı insanlar var.
biraz aksiyon yaşamak için trafikte yüksek hızda araç kullanan, tehlikeli hareketler yapan, bunları alkışlayıp destekleyen, çeken, yazan, özendiren insanlar var.
beline silah takıp gezen, kafasına göre havaya ya da sağa sola sıkan ve sizin hayatınıza mal olacak, özellikle belirli bölgelerdeki müptezellerden çıkan, gökyüzünde gezen onlarca serseri kurşun var.
her gün maruz kaldığınız radyasyon, gözümüzü ve vücudumuzu günden güne eriten bu radyoaktif dalgalar var.
yediğimiz içtiğimiz her şeyin içinde, bizi kanser yapacak, organ yetmezliğine sebep olacak, yataklara düşürecek, genç yaşta öldürecek bir sürü kimyasal madde var.
canına yandığımın yerinde bir maaşla 4 boğaza bakan adamın stresi var.
daha nelerr nelerr...
sonra çıkıp diyoruz ki pompei halkı niye öldü.
biz ölmeden önce kendimiz için de bir şeyler düşünsek fena olmaz mı?
