Dünya'ya ve kalbime güzellikleriyle damga vurabilmiş kadınlardır. Genelde mavi gözlüdürler. Boy ortalamaları her zaman bizden fazlaymış gibi görünür. Ayrıca çoğunlukla sarışın olmaları dikkat çeker. Beyaz tenleri beyaz çikolata kadar tatlı görünür ve cezbeder. Bilek güreşinde deviremeyecekleri Türk erkeği yoktur. Aynı zamanda yatağa atamayacakları Türk erkeği de yoktur diyebiliriz. Yine de o kadar zevksiz olmamalarını umuyorum.
(bkz: Ünlü Polonyalılar)
bunların evveliyatını bilen birisi olarak 15-20 yıl önceki genç neslin bacağında saça peruk yapmaya yetecek kadar kılla dolaştığını bilirim. yatmışlığım ve ayaklarımı yataktan sarkıtmışlığım da vardır. götüm donmuştu amk. soğuğu da pistir he polonya'nın. birde ilişki sırasında tam he hu he hu derken eller o kıllara değiyor ya, bir geçiyorsun kendinden tiksineyim mi devam mı edeyim, arafta kalıyor insan.
(bkz: arafta kalmak)
bunca yıldır hiç karşılaşma şansı bulamadığım ancak yakın zamanda iki tanesi ile birden tanışmam sonucu kendileri hakkında bir takım izlenimlerimi paylaşmak istediğim avrupa'nın melaikeleri.
tanıştıktan hemen sonra samimiyeti ile insanın içini ısıtan, neredeyse bütün konularda uzun uzun konuşabilecek kadar kültürlü, yemek yapma konusunda en az benim kadar başarılı*, adeta bütün kötü huylardan arınmışçasına uyumlu ve sakin, içki konusunda ise sünger kategorisinde yer alan polonyalı kızların ideal kadına en yakın oldukları rahatça söylenebilir.
onlarla vakit geçirdiğim süre içinde türk insanının henüz onlara hazır olmadığını da tecrübe etmiş oldum. öküz gibi bakan**, beni de turist sanıp yüksek sesle mağara adamlarına has cümlelerle hayranlığını dile getirmeye çalışan, hatta metroda, tramvayda tacize yeltenen o kadar çok insan gördüm ki rahatsız olmanın da ötesinde bir öfkeyle mücadele etmek zorunda kaldım çoğu zaman.