kültürümüzde olmayan birşeydir. bu nedenle ısrar etmenin de bi mantığı yoktur. zaten bu japonlar da salaktır, en ufak bir olayda istifa ettikleri yetmiyormuş gibi bir de utanmadan intihar ederler.
en güzel örneği eski alman başbakanı/şansölyesi willy brandt'tır. ostpolitik açılımı yapmış ve doğu bloku ülkeleri ile ilişkilere yeni bir boyut getirmiştir. danışmanı günther guillaume'ın doğu alman ajanı çıkması üzerine istifa etmiş ve partisinin onursal başkanlığını yapmıştır. ki bu ajanlık olayı halen daha %100 olarak kabul edilmiş bir hadise değildir.
başarısızlığı kabul etmekle alakalıdır ama sağolsun bizim politikacılarımız "god mode:on" geldikleri için hiç bir zaman başarısız değillerdir. dış mihrakların oyunudur hep.
türkiye de gereksiz olan, yapana insanların iğrenerek -mal mıdır nedir enayi- gözüyle bakacağı durumdur.
türkiye de politikacılık, halkı kandırmak, yalan söylemek, ihaleye fesat karıştırmak, fesat karışan ihaleleri yandaşa kıvırmak, yalan söylemek (bunu bir daha yazmışım), üçkağıt, ale vere ve de dalevere üzerine bina edilmiştir.
bu sayılanların içinde dürüst olmak, şerefli olmak, namuslu olmak gibi bir sıfat bulunmadığına göre, bu şartlar altında herhangi bir yanlışı, yalanı, ale veresi daleveresi çıkan politikacının istifa etmesi mallıktır.