kadrolu öğrencidir. okumaktan çok birilerinin maşasır.
o gösteri senin bu eylem benim deyip gezer durur. olmadı kaldırır kendini yere çalar.
polisi aldatma ya yönelik hareketlerde ustadır.
önce sarı tekrarlarsa kırmızıyı yiyecektir.
eylem centilmenliğine gölge düşürmektedir.
beşir atalay, onun nezdinde ak parti ve ak parti nezdinde de türk siyasetine saygı duyma sebebidir. evet, evet... istatistikler, anlamakta zorlandığı şeylere saygı duyan bir millet olduğumuzu koyuyor ortaya.
misal bir bankacı, karşınıza gelip de bakkal hesabıyla bir şeyleri anlattığında "bu mu lan bankacılık" diyoruz ama işin içine mesleki terimleri ve devşirme sözcükleri kattı mı önümüzü ilikleyerek "adam, işin uzmanı. ben, hiç anlamam" diyebiliyoruz.
bu da öyle bir durum işte. son bir aylık süre zarfında öğrenci-hükümet arasında "tehlikeli" bir gerginlik peyda oluyor. evet, tehlikeli... çünkü ben bu filmi, türkiye'nin yakın geçmişinden hatırlıyorum. benim, öğrencim de saf amınakoyim. gene aynı pilava, çalakaşık dalıyorlar. polislere bir bok olmaz, işin bu kısmı bariz. hele ki "yandaş" bir yönetim mevcudiyetini korurken "polis" sokakların kralıdır. öyle başıboş devriye dolaşırken kırmızı ışıkta basıp geçer misal ekip otosu. götün yiyorsa korna çalıp da itiraz etsene... daha geçen gün arkadaşımın arabasında, ön koltuktayken yanımdaki ekip otosunun direksiyonunda ağzını yaya yaya telefonla konuşan "ama yavrucum, görevdeyim" lakırdıları eden bir polis memuruna üstelik de gecenin bir yarısı "direksiyondasınız" dedim diye "çek sağa" demekten tutun da, arabayı didik didik aramaya kadar "ateşli dakikalar" yaşadık falan. koy götüne gitsin, hiç dert değil benim için ve arkadaşım da epeyce eğlendi. sonunda trafik polisi olduğunu hatırladı da garibim yanmadığını iddia ettiği ön-sağ sinyal için ceza kesecek oldu. onu da yemedi, caddedeki mooo beee seee kamerasından, sinyalin hareketlerini tespit ettireceğimi söylediğimde.
neyse, toparlayalım konuyu. olan, öğrenciye olur. biri çıkar "sen öğrencisin, siyasetle işin ne?" diye sorar misal. ki aynı adam gençlik yıllarında, öğrencisi dahi olmadığı yıldız teknik'te, millete nutuk çekiyordur şaşılası bir şekilde. sonra "dokunulmazlık isteyen bir belediye başkanı" çıkıp da "yumurta atacaklarına, adam gibi eylem yapıp, protesto etsinler" der. en sonunda da "beşer, şaşar" misali bakan çıkıp da "öğrenciler kendilerini atmışlar" diyerek oryantal figürü tamamına erdirir.
ay sonu olduğu için bu hareketi mükâfatsız bırakıyorum ama maaşımı aldığımda, elimdeki en büyük banknotu sıkıştıracağım denk gelebildiğimiz ilk yerde.
yeminle sulukule'de, mahallede kalmadı böylesi "kıvrak" olanı. anlamıyor ve çok büyük bir saygı duyuyorum şimdilik.
Aynı zihniyete göre maraş katliamını solcu örgütler yapmıştı, sivas katliamı aziz nesin yüzünden çıkmıştı, 19 aralık katliamında tutsaklar silah ile ateş etmişti, metin göktepe kendiliğinden ölmüştü, engin çeber intihar etmişti, şerzan kurt'u polis öldürmemişti zaten.
alla allaaa. bak şu allahın işine canıımm. vay artiz ibneler. demek kendilerini atmışlar yere he. ramazaan bak bize gerek kalmamış. biz gidelim komediyi bakanlar yapıyo
aslında onlar öğrenci değillerdi. hepsi birer provakatör. polisler de gerçek polis değil zaten. sırf güzelim polisimizi halka kötü lanse ettirmek için kiralanmış herifler onlar. ama biz yemeyiz bu numaraları. türk polisini düşüremezsiniz gözümüzden.
(bkz: sıçtı beşir bez getir)
