polislerin aldıkları eğitimi uyguluma şeklidir. bazen bu uygulamaya gerek varken bazen de özellikle son dönemdeki genç polis kuşağının kendi egosunu tatmin etmek amacaıyla başvurduğu bir yöntemdir. allah bu üniversite mezunu olupta işini yapamadığı için bu mesleği seçmiş genç polislerden korusun.
hassiktirin lan herşeyin bir kuralı var polisin özel yetkisini kıskananların aciz içini kemir kemir yiyen çırpınışlarının başlıgıdır. dövüyorsada helal hoş olsun copuda kullanmalıdır bi tarafına silahıda bi tarafına biber gazınıda bi tarrafına üzerinde ne varsa sokmalıdır vatandaşımızın bi tarafına. sonuçta sebebi vardır. sebebsiz yere yapılıyorsa da genelleme yanlış olur hukuk devletiyiz geregide yapılır suç duyurusunda bulunulur o polis hakkında. allah yar ve yardımcısı olsun polislerimizin.
"dövmek" değil de, "büyüklüğünü göstermek" diyelim biz ona.
başımdan geçen bir olayı anlatayım.
bir gün gece saat 01:00 civarlarında arkadaşımın biriyle motor gezisine çıktık.
24 saat açık bir kafeye girdik, çayımızı, kahvemizi içtik ve geri dönüyorduk.
polisler çevirdi ve "kimlik kontrolü" dedi. ikimizde de kask vardı ve hiçbir sorun teşkil etmiyorduk.
kimliklerimizi çıkardık falan. polise kimliği verirken;
"ehliyetin var mı? duymuyor musun sen beni?" gibisinden laflar etti. neden sesini yükselterek konuştuğunu anlayamadım.
"kimlik istiyorsan al kimlik, ruhsatı istiyorsan al ruhsat. ama ehliyeti vermem" dedim.
"nedenmiş o?" falan dedi. her yetkiye sahip ya, devletin memuru.
ben de dedim; "ehliyete bakmaya senin yetkin yok, çağır trafik şubeyi gelsin göstereyim" dedim.
istese beni merkeze çekip; "bana küfür etti" diyerek dövebilirdi** ama yapmadı.
böyle olaylar çok duydum. neyse mevzuya dönelim.
"göstersene lan!" diye bağırdı.
ben de dedim "çağır trafiği gelsin göstereyim."
neyse trafiği falan çağırdı.
onlara verdim ehliyeti. üzerindeki mikroba kadar incelediler ehliyeti.
bir sikim bulamadılar. başta laf söyleyen polis en sonunda dedi ki;
"sen benden korkmuyor musun?"
"ben neden senden korkayım? sen, benim güvenliğimden sorumlusun. benim sana güvenmem gerekir.
sen beni neden korkutmaya çalışasın ki?" dedim.
polis şaşırdı. "em üm kem küm" diyerek kaldı.
"iyi geceler" deyip yoluma devam ettim.
en azından o polisin, insanları ezmek yerine, onlara hizmet etmesi gerektiğini anladığını umuyorum.
bir polis bile kardır. ateş kıvılcım ile yanar.
kim ne derse desin son yıllarda memurlar arasında en çok disipline olan memur polis memurudur. eski dinazorların soyu tükensin gençler çok daha akıllı üsluplu efendi.
vatandaştan kasıt izinsiz gösteri yapan, polis panzerlerini yakıp yıkan, polise molotof kokteyli atan vatandaşsa az biledir. polisin copu bi yerine sokmadığına dua etsin o vatandaş.
vatandaş sokakta ööyle durmakta değil mi? otobüs beklemekte. ne bileyim, çocuğunu parka getirmiş. aniden, apansız, polis gelip çat çut dalıyor tekme, tokat allah ne verdiyse.
her an her yerde rastlama olasılığımız olan, asla vatandaşın haklı bulunmayacağı eylem biçimidir.
edit: bu başlık içimizdeki insan sevgisini ve şiddet yanlısını dışarıya çıkarmaktadır. sevgiler.