gelen her hükümetin köpekliğini yaptıklarından dolayı sevilmezler. şöyle de bir söz vardı polisler asla insan olamadılar, insan oldukları gün polis olmayacaklar diye. ha işte ondan.
listeleri boyle uzatabiliriz.
insanlarin sevmeme hakki vardir.
bunu hepimiz biliyoruz.
ama bu kadar, bu derece nefretle dile getirir hale ne ara geldik?
bu kadar nasil olduk?
dahasi, bundan sonra bu sekilde nasil devam edecegiz?
Ali ismail Korkmaz'ın görüntülerini silmesi. Hangi ideolojiyi seçerseniz seçin yarın bir gün polis döverse, öldürürse görüntüleri silecekler. Bir de bu insanlar can güvenliğimizi korumakla mükellef.
işçi olup aldığı parayla ailelerini geçindirmeleri. pkklıların cirit attığı bir ortamda coplarını kullandıkları için suçlu olmaları. polis sadist mi amk. akpli değilse normal insandır.
Öncelikle şuna açıklık getirmek gerekir. TOplumun sıkıntısı polisle değil, çevik kuvvetledir. Malumunuz çevik kuvvet yaşça genç, atik polis okulu öğrencilerinden kurulu bir örgüt. bunların da son yıllarda sürekli halkın karşısına geçip zarar verici eylemlerde bulunmasının nedeni, tayyip'in şimdi kendi kuyusu kazan gülen cemaatinin, bir baltaya sap olamamış, beyni yıkanmış robot ayarında şakirt utd gençlerini çevik kuvvet yapmasıdır.
Sokağa şöyle bi çıkın, polis memurları gayet sakin, kimin ne olduğunu bi çırpıda anlayacak, halkın huzuru için var olan insanlardır genel olarak. ama çevik kuvvet yüzüne baksan ne bakıyorsun diye kavga çıkaracak tipte, yukarıdakilerin emrini robot misali insanı duygularını kenarda bırakıp uygulayacak acımasızlıkta, taraftara öğrenciye yaptığı atarı, pkklıları dağdan inerken karşılarken güler yüzle cevaplayacak ruh halinde insanlardır.
ama ömrüm boyunca unutamayacağım bi olayı da, çevik kuvvet polisinin inönü'ye veda maçı öncesi kapalı tribün girişinin önünde amirine "amirim gözünüzü seveyim açtıralım şu kapıyı da şu adamlar sakinken girsinler içeri, başımıza bela almayalım bakın sinirleniyorlar" diye yalvarışını görürken yaşadım.
polisi sevmeme nedeni değil bir grup polisi sevmeme nedenidir fakat her taksime gittiğimde iyi veya kötü hakkında hiçbir şey bilmeme rağmen onları görünce bir irkilme hissetmeye başladım. can ve mal güvenliğimizi koruyan kişilere karşı böyle hissetmem de ayrı bir ironi.
menfaat ve görüş meselesidir. takim tutar gibi parti tutulan bir ülkede yasiyoruz malum. kişi kendinden olmayan herkesten uzak duruyor ve bir şekilde nefret güdüyor. kutuplasma , siyasal gerzeklik cemaat vb durumlar ornektir.
akp il başkanının oğlunun karşısında esas duruşta zavallı bir şekilde beklemek. diyelim ki ekmek parası, zavallı kimse olunca da 4-5 i bir araya gelip zavallıyı linç etmek. bu da mı ekmek parası ?
Bir kere herşeyden önce o sümüklü ergenlerin hepsi üniformalarını giydiklerinde aslan kesiliyorlar. Öyle çok ego yükleniyor ki tek kişi tüm turkiyeyi savunabilecek gibi hissediyorlar.
Efendim böyle karakterli insanları sevmiyorum. Şöyle ki, Tekirdağ da yaşadığım dönemlerde yıl da en fazla 3 ay görüşebildiğim sevgilimle bir gün kavga etmiş, sahilin bir köşesine geçmiş bir birimizi affetmek adına üzüntüden çatallanmış sesimiz ile güzel sözler sarf ediyoruz. Olay yaşanırken ben hafif eğimli duvara yaslanmış bacaklarımı aralamiş sevgilimin belinden tutuyorum. Sevgilim de karşılık olarak bana yaklaşmış kollarını boynuma dayamış aramızda en az 2 karış mesafe kalmışken bir ara sevgilime sarılmak için hamle yaptığım sırada omzunun üzerinden bize doğru yaklaşan göbekli polisimizi gördüm. Kız arkadaşıma sessizce,
"Sakın hareketlerini değiştirip heyecanlanma, bize doğru yaklaşan bir polis var. Sadece sakın ol." diyerek polisi izlemeye koyuldum. Git gide yaklaşıyor, mesafe daralıyor ve en fazla 30-40 m. Kala kafamı kaldırıp polisi fark etmiş hareketi yaparak polisle göz göze geliyorum. Polisimiz hareketi görünce işaret parmağıyla erotik bir şekilde beni çağırdı yanına. Kız arkadaşımdan ayrılarak polisin yanına gitmeden önce arkadaşıma döndüm "- sen burada bekle, sadece kimlik soracak gönderecek. Sanki birşey yaptik, nerden çıktı bu şimdi?" diye söylenerek polise doğru ilerlemeye başladım. Polise yaklaştıkça nasıl olsa kimlik soracak diye elimi de arka cebime götürdüm. Yaklaştıkça bu kimlik hareketini bir uyarı olarak algılanmış olacak ki kendisine 5 m kala durdurdu beni. Uzaktan
"- buyurun?" dedim.
"- kimsin sen?" dedi. Sorusuna cevap vermeden,
"- kimlik lazım mı abi?" dedim. Tipimin düzgünlügünü anlamış olacak ki,
"- gerek yok, yaklaş bakayım." dedi.
iyi de madem kimliğe gerek yok neden çağırdın be adam? ilk defa GBT ye gireceğim diye sevinirken beni bu zevkten mahrum bıraktın, zalımsın polis abi.
"- efendim abi beni çağırdın!"
"- napıyorsunuz siz orada,umuma açık yerde böyle duramazsınız." dumura uğramıştım. Basit bir kimlik kontrolü bekleyen ben, bildiğiniz şerefsizlik suçlanıyor gibi hissettim. Kız arkadaşıma dönerek,
"- napıyoruz abi? Kavga ettik kız arkadaşımla, şimdi de sohbet ediyoruz."
"- olmaz. Umuma açık yerde böyle duramazsınız. Gidin bir kafeye istediğiniz gibi sohbet edin."
"- param yok abi, öğrenciyim ben. Arkadaşım da öyle." ellerini arkada birleştirmiş, suratıma pis pis bakarak,
"- burada duramazsınız, gidin buradan." dedi. Sıkılmıştım, gereksiz daha fazla diyaloğa girmemek icin,
"- tamam abi. Zaten eve de geç kaldı, eve bırakmayım o zaman." dedim.
Döndüm arkamı. Kız arkadaşımın yanına gittim. "- gel uzaklasalim burdan. Sanki bir bok yapiyormusuz gibi adam kovdu bizi buradan." dedim. Kız arkadaşımda biraz söylendi. Aldırış etmedim çünkü çok sinirliydim. Tuttum elinden polislerin gittiği yönün ters tarafına gittik. Derken aklıma durduğumuz yerin hemen üst tarafında bir çardak olduğunu hatırladım. Oraya da birşey diyemezler ya diye düşündüm. "- gel..." dedim kız arkadaşıma "...şurada çardak vardı oraya geçelim, oradan da kovamazlar ya."
ilerlemeye başladık. 30-40 metre gittikten sonra yine aynı polislerle karşılaştık. Tam yanımızda geçerlerken durdum ve "- şu yukarıda çardak var abi, cafede çayı parasız vermiyorlar. Çardakta umuma kapalı bir yer orada oturacağız." dedim ve cevap beklemeden kız arkadaşımın elinden tuttuğum gibi uzaklaştık oradan.
Arkadan sinirli sinirli baktığını tahmin edebiliyordum. Birşey diyemiyor çünkü yanımda kız arkadaşım vardı. Bende bunun bilincinde olarak bu kadar rahat tavır koymuştum polise. Zaten birşey diyebilecek olsaydı, beni yanına cağırmaz kız arkadaşımın yanındayken azarlardı.
Kız arkadaşımla kavgamızı unutup olayın muhakemesini yapmaya başladık. Polis beni azarlarken aynı zamanda ilişkimi de düzeltmişti lakin bu durum yine de onları seveceğim anlamına gelmiyor.
Buna benzer bir kaç olayım daha var polislerle yaşanmış. Başka bir entry de daha sonra onu da anlatacağım.
Kara sancak adlı yazar editi:
Üzülüp uzulmemeleri, afedersin ama sikimde değil. Bunu yaşadığım yıl 2005 ti ve ikibinli yıllarda hala sevgilim ile el ele tutuşmama polis karışıyordu. Durumun ne kadar vahim olduğundan bahsediyorum bu yazımda. Lakin senin konuyu nereye getirdiğin de sikimde değil.