aslında pek kolay kolay gerçekleşmemektedir. genelde polis görevlileri kendilerine verilen hakları eğip bükerek kullandıklarından ötürü bir noktadan sonra gaz bombalarını kafanıza sıkan kişilere karşı taş atmanın bir anlamı kalmıyor. bir örnekle açıklayalım kimin kışkırıtıcı olduğu daha iyi anlaşılsın. geçtiğimiz 1 mayıs'ta basın açıklaması için taksim tarafında bulunanların etrafı sarılır. tek amaç basın açıklaması yaparak slogan atmak, hükümetin işçi düşmanı politikalarını belirtmektir. peki ne olmuştur? grubun çevresi sarılmış ve polisler karşılarında belirmiştir. polisler ellerindeki copları kalkanlarına vurarak adeta vahşi doğada görebileceğiniz bir korkutma dansına başlarlar. sonuçta ne olur? hiçbir şey, grup müdahale yemeden, bir tane bile taş atmadan basın açıklamasının ardından geri çekilir. ancak akıllarda polisin kalkanlarına vurarak yaptıkları tam tam dansı kalır.
- şu solcu mu lan?
- kesin solcu... küpesinden belli, hadi dalalım..
dan ibaret zanneden bünyenin haklı gördüğü insandır. işi gücü yoktu polisin. yardım bekleyen onca insana kulak asmayacak ve senin çeneni kapatacaktı değil mi? insan bi oturur, düşünür başlığı açmadan önce. ironi yapacam diye etrafa taşırmak olmuyor...
hiç kimse sağcı ya da solcuya eylem yapmayın, pankart açmayın, bağırmayın, la siktirign gidin falan demiyor bu ülkede. izin verilen çerçeveler dahilinde eylemlerini sürdürdükleri takdirde olay çıkmadan dağılabileceklerini belirterek bir duvar örüyor polisler. onlar emir altındaki insanlar. keyifleri gelince, ''hade lan, canım sıkıldı, solcu dövelim'' diyerek eylem yapanlara dalmazlar. bu alenen suçtur zaten.
peki sonra o eylem içindekiler ne yapıyor? seslerini daha fazla duyurmak için çerçevenin dışına çıkıyorlar, izin verilenden daha fazlasını istediklerini, olmazsa gitmeyeceklerini söylüyorlar. peki bu polisler sabır taşı mı? ya da oyun mu oynuyor o esnada? pek tabii emirlere uymayanları zor kullanarak sindirmeye çalışacak. karşılarına geçip izleyecek değiller. kanun var, yasaklar var...
yani bu ülkede öyle durup dururken polis sana ne biber gazı sıkar ne de job kullanır. kaşınmayanı kaşımıyolar anam.
bazı gösterilerde de daha polis "dağılın" anonsu yapmadan taş atan cinsi vardır bunun.
--spoiler--
"vatandaş haklarını polis de yetkisini suistimal etmemelidir."
--spoiler--
olayın aslı budur. karşılıklı suistimaller sonucu iki taraf da evine gidince birisi yarılmış bir kafa, diğeri coplanmış vücut görmektedir. bu gidişle de uzun bir süre bu tip olaylar yaşanacaktır.
4,5 yaşındaki oğlumdur. nerede görse, durduramıyoruz. "oğlum yapma etme" desek te laf söz geçmiyor. çocuk işte.
nerden bu kadar gıcık oldu anlamadık. oysa, oturtuyorum diğer -bazı- anneler gibi televizyonun karşına. arka sokakları izlesin, sevsin polisimizi, devletimizin kolluk güçlerini diye ama kafi gelmemiş demek.
ha bir de , şimdi solcu dedik ama 4,5 yaşındaki çocuğu örnek vermiş demeyin. hak, hukuk, kişisel özgürlük, adalet kavramlarını bazılarından daha iyi biliyor!
ciğerlerinin 20 yıl yetecek kadar biber gazıyla dolmasına sebebiyet verecek olan solcudur..ama çember sakallılarda iş değişir onlar polise bi koydu mu iyi koyarlar o yüzden polis onlara biberle değil çiçekle yaklaşır... (bkz: türk polisi)
insandır, haklarını sorgulayan bilen ve arayandır, dosttur, attığı taş bireysel olarak polise değil yıkmak istediği düzenedir, sömürüye, baskıya, ayrımcılığadır... alkışlanası insandır.
''öyle oturuyoduk 3500 kişi meydanda, polis zırhlısıyla, asker tankıyla üzerimize bomba yağdırdı. halbüsü sadece çay içip, simit yiyorduk'' diyenlere de ben sırıtmaktayım.
halen bu ülke dahilinde göze batan işler yaptıktan sonra ''biz yapmadık, vallaha ben o değildim'' diyerek karşı tarafın acizliğini, suçluğunu su yüzüne çıkartmak moda ya, ona şaşıyor insan. kim yer ki hiç bir şey yapmayan hatta kol kola gezen o kadar insana ''la siktirin gidin! çek elini o kızın belinden, tazziklerim haaa'' şeklinde uyarı vereceğini. demekki bir haltlar yenicekmiş ki önlenmiş...
dağılın tabi efendim. polisler rica etmiş bak, kırmayın onları.
(bkz: ay ben gülerim)