küçükçekmeçede hayvanın biri kızı göğüsünden vurmuş, kız yaşıyor ama sağlık ekibi müdahale edemiyor niye durmuş g. adlı piçin evladı pompalıyla engel oluyor. sen polise yetki vereceksin orada ölen de vatandaşın neticede belki o piçi vursa polis, kız yasayacak! zaten piçin evladı artık toplum için tehlikeli birşey olmuş. sık 2 tane ayağına, götüne hatta öldür piçi gitsin. kız belki yaşayacakken (devletin geçmişten gelen basiretsizliği nedeniyle) ölmüştür. destan yazan komiserler bu olaya müdahale edememiştir. daha öncede sokakta eşini bıçaklayıp ölmesini bekleyen insanlara da müdahale edemeyen teşkilattır.
elinde silah varsa odamı vuracak polis! silah, bıçak, sandalye!
Beni hayal kırıklığına uğratan film. Haluk Bilginer'in oyunculuğunun haricinde filmi izlediğime sevinebileceğim bir şeyi barındırmayan film. Sahnelerin çekimleri çok kötü, duygu verilmeye çalışıyor ama bir türlü olmuyor, müzikler keza öyle... En sonuna kadar bir beklenti içerisindeydim. Dedim: heeh tamam bu sahneden sonra film adam olacak galiba ama beklediğim gibi olmadı.
genellikle içişleri bakanlığına bağlı bulunmakla birlikte ülke içerisinde sivil savunma teşkilatıdır.
not: şunu sakın unutmayın kötü polis yoktur. kötü olan polisi yönetenlerdir. çünkü onlarda emir kuludur...
Şeref yoksunu olmasıyla beraber insanlıktan da yoksundur. Vahşi ve katil ruhludur. Gördüğünüzde imdat diye çığlık atmanız gerekir günümüzde. Kendilerini teksasta sanır günümüz polisleri kırıcı ve üzücü olayların altında onların imzası vardır.
bu tarih boyunca değişmedi. hiçbir zaman da değişmeyecek. ha şimdi ne oldu, sözlük dediğimiz sanal mecralarda tatminsiz bireylerin küfürleri kayıtlı artık. polis orospu çocuğu, itfaiyeci ibne, ambulans geç geliyor onlar da yavşak zaten.
polisler, bu toplumun çocuklarıdır. sen nasılsan, polis de öyle. ben polis şiddetini yakinen gördüm, tribünlere girip az hastanelik etmediler bizi. biber gazı da yedik, yaka paça yerlerde de sürüklendik. ama ben taraftarın polise uyguladığı şiddeti de gördüm. sıkıştırılan polis suratını korumaya çalışırken üzerine atılan onlarca koltuğu gördüm. bizim saraçoğlu'ndaki meşhur maçta polisle hiçbir alakası olmayan, yalnızca görevini ifa eden ve taraftar sahaya girdiğinde sadece iyi niyetle kendisini kurtarmak isteyen özel güvenliğin dövüldüğünü, foto muhabirlerinin kafasına meşale atıldığını gördüm. kendince basına tepki gösterdiğini düşünen, mehmet baransu'nun yalan haberlerine sinirlenen taraftar, gidip ulaşabildiği tek basın mensubunu, yani foto muhabirini dövdü. başbakana sinirlenen gider muhtarı döver bu ülkede.
bugün tribünlerde işi yönetimden para cukka etmek olan amigolar ''emniyet simit sat onurlu yaşa'' diye bağırıyor. evinde çocuklarını döven baba, polis şiddetinden şikayet ediyor, okulda karşıt görüşlülere taş ve sopalarla saldıran öğrenci okula çevik kuvvet girince mazlum ayağına yatıyor. her zaman da suçlu polis oluyor. neden, kamu görevlisi de ondan. ben polisten çok şiddet gördüm ama biliyorum ki bu toplumda polisten dayak yiyenleri polis yapın, polisi de eylemci; polis rolüne giren eylemci, eylemci rolüne giren polisi yine şiddetle döver. ha belki kahpelik yapmaz o kadar; çocukcağızın kafasına gaz fişeği atmaz veya sokak ortasında vatan evlatlarını sopalarla döverek öldürmez. ama kendisine gider yapılınca galeyana gelen ve intikam için kolları sıvayan bir toplumuz. bugün dünyanın haline bakın: sorunların tek kaynağı insan. insanız işte, yetersiziz, sinirliyiz, sorunlarımızı başka yerlere yansıtıyoruz. tribünlerde çok zamanım geçtiğinden bilirim: sevgilisinden azar işiten 15 yaşındaki çocuk gider polise gider yapar. hayatında kimseye gık diyememiş insanlar çoğunluk içine girdikleri zaman aslan olurlar. aynı şey polis için de geçerlidir, üniformasını giyince kendisini dünyanın tek hakimi, allah'ın yeryüzündeki gölgesi zanneden insanlar var. adam kendisini robocop zannediyor...
bilmem das experiment filmini izleyen var mı... bu film, gerçekten uyarlanmıştır. yüksek lisans öğrencileriyle hem de birbirlerini tanıyan yüksek lisans öğrencileriyle yapılan 'hapishane' temalı bu filmde, gardiyan-suçlu ilişkisini içselleştiren ve arkadaşlarını neredeyse öldürme kasteden insanlar anlatılıyor. ve bunların hiçbiri köylü, cahil falan değil. yüksek lisans öğrencisi. insan böyle bir varlık işte. neyi konuşuyorsunuz?
velhasıl kelam, polise yüklenmek son yılların modası. ama boktan bir moda. ucuz popülizm. bir de burada ''polisin ne kadar ezik olduğunu, amirlerinden nasıl azar işittiğini'' falan yazıp, aklınca sosyolojik tespit yaptığını zanneden kitle var ki, onlar da yukarıda bahsettiğim satırların alanına giriyor, oraya havale etmek lazım.
polis okulu , koleji ve akademilerinde aldıkları eğitim nedeni ile vatandaş ile
aralarındaki mesafeyi korumak için sert ve onurlu rolüne bürünürler ve bu polisleri antipatik yaparak toplumdan uzaklaştırır.
son yıllarda polis teşkilatları bünyelerinde kurdukları toplum destekli polis birimleri ile polisten post olabileceğini halka göstermeye çalışsalar bile vatandaş
ayıdan post polisten dost olmaz demeye devam etmektedir.
polis halk tarafından görevlendirilmiş beli silahlı, eli sopalı yasal kabadayıdır. görevleri arasında külhanbeylerini , piskopat şahısları , fahişe ve gavatları , travestileri ,katilleri, gaspiratörleri, torbacıları, hırsızları,
keşleri, akıl hastalarını yakalamak gözaltında bulundurmak vb vardır.
zor ve stresli bir meslektir. polis teşkilatı içerisinde devrecilik denilen eski polis yatar yeni polis kovalar sistemi uygulanır ve eski bir kıdemli polis göreve yeni başlamış bir polis ile samimi olmaz.
bu tertipcilik sisteminin can sıkıcılığı yetmezmiş gibi günün her dakikası her saati işlenen suçların faillerini bulmak yakalamak araştırmak mesleği daha zorlaştırmaktadır.
"Kimlik fotokopinizi bir yere verdiniz mi? bahanesi ile arayip bankaya para yatirmanizi veya soylenilen yere birakmanizi isteyenlere inanmayin. http://www.asayis.pol.tr" ; şeklinde mesaj atmıştır.