yıllardır kazandığı başarılarla cinayet masasında tam bir efsaneye dönüşmüş olan musa rami, 63. doğum gününü kutlarken artık mesleğinin zirvesinde bir polistir. uzun zamandır cinayet masası gibi belalı bir bölümde çalışmış olmanın bir sonucu olarak da başı beladan pek kurtulmamaktadır.
bir süredir mücadele ettiği mafya örgütü, ailesini ciddi olarak tehdit etmektedir. bir yandan ailesini koruyabilmenin mücadelesini verirken bir yandan da, kendisinden 40 yaş küçük olan üniversite öğrencisi funda'ya karşı beslediği güçlü duygular, yüreğini kasıp kavurmaktadır.
hayatı tüm bu ikilemlerin arasında sıkışmış devam ederken doğum günü partisinin hemen ertesinde korkunç bir gerçekle yüzleşir: kanserdir ve çok az ömrü kalmıştır. hayatındaki bunca soruna, şimdi bir de zamanın sürekli işleyen tiktakları eklenmiştir.
yönetmen onur ünlü'nün ilk uzun metrajlı filmi olan polis, kadrosunda haluk bilginer, özgü namal, settar tanrıöven, ragıp savaş, sermiyan midyat gibi başarılı isimleri barındırıyor. film için oldukça iddialı sözler eden usta oyuncu haluk bilginer, "polis seyircinin ezberini bozacak diyerek filmin türk sineması'na getireceği farklılığa da dikkat çekiyor.
ben bugün bir trafik polisinin, sürücüleri durdurmak için yeşil lazer kullandığını gördüm. mecidiyeköyde, metro çıkışı karşıdan karşıya geçerken şahit olduğum bu olayda polis, bildiğimiz kırmızı lazerden daha güçlü, hatta kör edici etkisi olan yeşil lazeri sürücülerin suratlarında gezdirdi. şahsımca şok edici bir olay olarak kayıtlara geçti.
ayrıca, polis bir bakıma allah gibi. evet bildigimiz allah. başın sıkışınca iyidir, ona sığınırsın. diğer bütün zamanlar söversin, sorgularsın. garip.
Türkiye'de polislerin eğitim seviyeleri, kültürlerini baz alırsak:
bence öğrencilere gösterdikleri sertlik ego tatminidir. 2-3 soruyu doğru soru bilerek meslek yüksek okulu okuyan ve toplumda pek hoş karşılanılmayan kişilerin, kendinden daha fazla eğitim alan kişilere daha fazla darp uygularak zevk aldıklarını düşünmekteyim.
sürekli karalanmaya, yıpratılmaya çalışılan kurumdur. bi kere şunu kabullenmek gerekir iktidarda kim olurda olsun ister sağ ister sol polis her saman ona yakın olur polısın gayriresmi kimliği budur zaten. eleştirilir, hataları vardır içinde çürük elmalar vardır ki her kurumda olduğu gibi ancak karalanması herkese zarardır. günümüzde medya her seyi 180 derece zıt gösterebilmektedir. bugün her türlü yasal eyleme izin verilirken amaçları eylem olmayan sesini duyurmak olmayan ve belli kesimlerce kullanılan öğrenciler eylem adı altında boyle dıorm cunku tasla sopayla eylem olmaz ona provakatörlük denir, polısi bu tuzağa ceker tahrık eder sorada bagırılır orantısız güc diye medya aracılıgıyla. her yazılana ınanılmamalı olaylar geniş kapsamda degerlendirilmelidir. öğrenciler kara kaşınıza gözünüze hayran degiller sadece gençliğinizi enerjinizi kullanarak devleti ypratmaya calısıyorlar. burada en büyük görev emniyet teşkilatına ve halka düşüyor tabi sağduyulu olmak lazımm.
olay sivasta geçmektedir. üniversiteye gitmek için durakta 45dakikadır beklenmektedir. hemen önümdeki kızların konuşmasına kulak misafiri oldum.
-ya polisi arıyalım götürsün bizi üniversiteye yoksa geç kalıcaz
-yok be gelirmi manyakmısın
-gelir ya dur arıyım
-alo merhaba sizin zor durumda kalan insanlara yardım etme gibi bir göreviniz varmı poliste haliyle evet dedi
-ya o zaman bizi x duraktan üniversiteye bırakabilirmisiniz sınavımız var ve geç kaldık otobüste gelmiyor
ben içimden hassiktir lan ordan dedim ama 5dk sonra bir ekip arabası geldi kızları aldı götürdü
vay arkadaş..
içlerinde katiller bulunur bolca.
"hamileyim" diyen bir genç kızın karnını tekmelemekten keyif alan, kızcağızın canı yanarken "bu yaşta çocuk mu peydahladın" diyebilecek kadar alçak insanlar barındırır.
engin çeber'i gözaltında öldürdüğünüz zamanları da unutmadık.
düzeni ve sistemi devam ettirme adına çalışan kurum. ilk bakıldığında toplumda asayişi sağlamak adına görev yaptığı sanılır ama asıl ve birincil amacı düzen karşıtlarına göz açtırmamaktır. devletin silahlı kurumudur. devletin bir numaralı emir kuludur.