4 yıllık fakülte mezunu olan okumuş bilmiş gençlerin bir kaç sene sonra meslekleriyle ilgili işi ülkemizde bulamayacağının anlaşıldığında başvurulan ekmek kapısıdır.
onur ünlü'nün tüm işleri gibi kendine özgü bir havası olan film. sanırım onur ünlü'yü eleştirmeden önce onun kafasını anlamaya çalışmak gerekiyor biraz. tabii ki karamsar bir film, eğlenceli sahneleri olmasına rağmen filmin koyu havasından kurtulmak zor. bazen arada kopukluklar olsa da, bazı sahneler gerçekten oldukça etkileyici.
ayrıca;
polis kanun önünde adli olarak savcıya dolayısı ile... adliyeye idari olarak mülki amirlere(kaymakam-vali) dolayısı ile mülkiyeye bağlıdır kafasına göre ne toplumsal olaylara müdahale eder nede bırakır.
özetle polis bir olaya müdahale ediyorsa; ya savcının yada kaymakam-vali dolayısı ile hükümetin emridir.
polis'in işi zor niye mi? diğer meslekler ile karşılaştıran bir örnek ile açalım konuyu
öğretmen görevini tam yaparsa sizi veya çocuğunuzu okutur ve siz memnun olursunuz.
doktor görevini tam yaparsa siz yada yakınınız iyileşir mutlu olur doktoru seversiniz.
ama polis görevini yaparsa trafikte size ceza keser yeri gelirse kanuni hakkı olan sert müdahale eder. sizi nezarete alır (savcının emri ile)yine kanunun emri ile size kelepçe vurur cop vurur eee doğal olarakta polisi sevmezsiniz
ama şunu unutmayın,
öğretmenin iş aletleri; yazı tahtası,kalem müşterileri ise öğrencilerdir
doktorun iş aletleri; stateskop,neşter müşterileri ise hastalardır.
polisin iş aletleri; cop,kelepçe,silah müşterileri ise hain pezevenk hırsız ursuz toplumda ne kadar pislik varsa odur
bu örnek ile polisin görevinin zorluğunu ve her karşılaştığı insanı potansiyel suçlu görmesi ve kendi canı için şüpheci davranması gerektiğini çok iyi anlamalısınız.
--spoiler--
türk filmlerinde ve dizilerinde kahraman gibi gösterilmesi rağmen gerçek hayatta eve girerken kimliğinizi gösterirmisiniz sorusuna dalgamı geçiyorsun diyen devlet memurudur.
yinede ülkemizin güvenliği adına hepsine teşekkürü borç biliriz.
bunların bir de trafikten sorumlu olanları vardır ki, bunlara da trafik polisi denir. nedense istanbul'da herhangi bir kavşakta trafik sıkıştığında ortalarda görünmezler, trafik felç olur. elektrikler kesilip trafik ışıkları hizmet veremediğinde de yine yokturlar ortalarda, herkes birbirine girer, kavşaktaki düğüm saatlerce çözülmez. neymiş efendim, personel sayısı yetersizmiş.
ama bir bakan, başbakan gibi bir kalantor bölgeyi ziyaret edeceği zaman bit gibi türeyiverirler. her köşe başında bekler ve kimseyi salmazlar.
sanırım bunların asıl görevleri o sömürücü kalantorları korumaktır. halk'a hizmet vermesen nolur ki zaten? halk kim olum? halkı zikiyim.
siz işinize bakın, biz nasılsa alıştık hergün istanbul trafiğinde sürünmeye.
dün arkadaşımla beraber saray muhallebicisinde yemek yerken, bizden 2 dakika erken kalkıp, para vermeden çekip giden, arkasından da "hanfendi kusura bakmayın ama taa amına koyim böyle adamların" diye kasiyerden küfür yiyen meslek erbaplarıdır.
allah mısın, kral mısın? yeyip içip para vermemek eşkiyalıktan başka hangi mesleğe yakışır? elinde telsiz, silah var diye ne olacacağını sanıyorlarsa, sanki maaş almıyorlar da milletin artıklarıyla geçiniyorlar. ayıptır. soygundur. haramdır.
Arasıra saçma diyaloglara imza attıkları da olmuştur ki bunlardan biri de bizim kapının önünde geçti vakti zamanında.Gecenin biryarısına kadar salça yapan yengem ve annemi alt komşu bir bahane ile şikayet etmiştir ve polis kapıya dayanır.
Annem: Buyrun beyefendi? (eller salçalı kapı açılmıştır)
polis: hakkınızda şikayet var, gürültü yapıyormuşsunuz
annem: memur bey ne gürültüsü, domatesler çürüyecek biz harıl harıl salça yapıyoruz
polis: eşinizle mi kavga ettiniz yoksa?
annem: beyefendi benim eşim filan yok, eltimle salça yapıyoruz
polis: salça yapmaktan canınız sıkıldı da yoksa birbirinizle mi kavga ediyorsunuz?
annem: beyefendi saçmalamayın, niya kavga edelim, biz salça yapıyoruz..
polis (telsize anons geçer) : amirim ben olay yerine vardım, vatandaş salça yapıyor?!
polis annemlerin açıklamaları ile ikna olmuştur ve merdivenlerden aşağı inerken sırıtarak yukarı kafasını kaldıran komşuya 'bir daha devletin polisini de meşgul etme, vatandaşı da meşgul etme, vatandaş salça yapıyor!' diyerek hepimizi koparmıştır...
-Asla gülmeyen
-Her eylem ardından kaçanı 'anarşistler, vatan hainleri, gelin buraya' diye kovalayan
-Maaşları her daim normal bir 'vatandaşınkinden' yüksek olan
-Verilen emirleri sorgulamayan
-Çocuklara sordukları büyünce ne olacaksın sorusuna karşı 'polis' cevabını bekleyen
-Aldıkları tiyatroculuk eğitimleri ile devlet tiyatroları oyuncularına taş çıkartan(vatan için gerektiğinde eli örgülü teyze, gerektiğinde boyacı, gerektiğinde simitçi,gerektiğinde eli silahlı eylemci(!) ) olabilen robot vari yaratıklardır.
Bunun yanında tipik polis memurları arasında ( maaşı en az olan ve sürekli kafasına vurulanlardan söz ediyorum) politik kırılmalar mevcuttur; bu nedenle polislere bireysel kin beslemek yapılacak en anlamsız davranıştır. Daha çok burjuvazinin
bir kurumu olarak değerlendirmekte fayda vardır.
" iktidarı elinde tutan insanlar kendi rızalarıyla ortadan kaybolacak değiller, haliyle polislere çiçek vermek hiçbir işe yaramaz. mevcut düzen şu düşünce tarzını teşvik eder; onların en sevdikleri şey şiddetten kaçınmak ve sevgidir.
bence bir polise çiçek vermenin en güzel yolu, yüksek bir pencereden saksısıyla birlikte bırakmaktır "
Asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle, yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.
3 şubat 2011 torba yasaya karşı eylem yapan vatandaşlara ankara'nın soğuğunda tazyikli su sıkabilecek kadar gözü dönmüş değillerdir. onlara sık denir sıkarlar. vur denir vururlar. sıkmadıkları ve vurmadıkları zaman haritayı ikiye katlayıp doğu tarafından il seçtirilir kimilerince. insandırlar. ancak insanlığını yitirmişler tarafından yönetilmektedirler sadece.
3 şubat 2011 torba yasaya karşı eylem yapan vatandaşlara ankara'nın soğuğunda tazikli su sıkabilecek kadar gözü dönmüş ve çoğunluğu islam'a inanmış olan güvenliğimizden sorumlu örgüt.