çok iyi filmdir arada oturur izlerim. kafam karışır hüzünlenirim içim burkulur sonra arkasından bir ilk aşk seyrederim egenin o muhteşem havasını içime çeker yazlık bir yerde tatile gitmiş gibi olurum. arkasından da başka türlü bir şey dinleyip uyurum.
çok iğrenç bir sahnesine denk geldiğim film. "Bir gün bir şölene davet edilirsin ve gittiğinde bakarsın ki yemek listesinde adın yazılı..." sözüyle de beni derinlere daldıran bir sahnesini paylaşmak istedim.
"hiçbir polis, savcı, kamu görevlisi sizi arayarak para veya kontör talep etmez. bu amaçla arandığınızda derhal telefonu kapatıp 155'i arayın. http://www.asayis.pol.tr
mesajını atan kurum, kuruluş, kişi her ne haltsa. dostum telefonu kapatıp arayın demişsin ama içimizdeki sovyet ruhlu nazilerin telefonu komple kapatıp aramaya çalışma ihtimalini düşünmemişsin. Aramayı sonlandırıp polisi arayın desen daha mantıklı olurdu. sabahın bu saaatinde niye bu mesaja bu kadar taktığımı da bilmiyorum. mesajınıza "üff snne be slk" diye yazacağım cevabı servis tarafından reddetmeniz beni son derece sinirlendirdi. o yüzden arayan olursa parası neyse vereceğim para benim değil mi?
şerefli bir meslek icra eden insandır.
Bazı polisler büyük şerefsizdir, temennimiz bu şerefsizlerin böyle şerefli bir mesleği yapmalarına müsaade edilmemesidir.
yegane amacı kapitalin ve emperyalin varlığını korumak olan, icra edebilmek için vicdan ve mantık yoksunu olunması gereken utanç verici meslek. sadece türkiye'de değil dünyanın her yerinde böyle.
türk polisini bilmem ama, mikronezya' da yaşayan anarşist sevgilimin her fırsatta kötüleyip durmasına rağmen bir zamanlar ısrarla sevmeye devam ettiğim topluluktu.
ta ki; arkadaşının kız arkadaşını karşılamaya gittiklerinde çalınan çantanın hırsızını öldüresiye dövüp dövüp bayılınca ''şekeri düşmüştür şekeri resulll'' * diye kahkahalar attığını duyuncaya, 13 yaşında kafasına gaz bombası isabet edip ölen çocuktan, 2,5 yaşında yaralanan bebekten, astımdan ölen insanlardan ''madem astım madem çocuk gitmesin * orada ne işleri var hakketmişler.'' diye bahsedinceye, zincirledikleri zanlıları copla dövdüklerini ve ters yönde giden motosikletliyi hırpalayıp silah çektiğini izleyinceye kadar. **
edit: neyse bu böyle bi anı, mikronezya' da işte böyle bi ülke işte ne yaparsınnn!
olmak isterdim hep taki bir kaç ay önce cüzdanı çalınan akrabam ile karakola gidinceye kadar, komiser birinin ifadesini alıyorum bekleyin dedi, abi yarım saatte 10'dan fazla vaka geldi bir an yerinde duramıyorlar allah sabır versin streslerini anlamak lazım. ben zaten stresten uzak durmaya çalışan biriyim, çok zor yani.
en sevmediğim meslek grubunun üyesidir.
incecik başlayan adam bir süre sonra göbekli bir adama dönüşür.
hayatı boyunca şiddetle alakası olmayan adam eline güç verildiğinde kullanmadığı yılların acısını çıkarırcasına kullanır.
torpilden nefret eden, edene küfreden adam, akrabası kaza yaptığında 'benim adımı söyle' der.
onur ünlü'nün tam kıvamında polisiye filmi. istikrarlı bir abartıyla örülmüş bir film. varlığıyla ailesini ve çalıştığı cinayet masasını ayakta tutan karizma karakter musa rami'nin yanlış bir adım sonrası bütün sevdiklerini kaybetme sürecini anlatıyor.oyuncu kalitesi gibi film müziklerinin kalitesi de çok iyi.