herseferinde heves ettiğim lakin bir türlü izleyemediğim filmdir. Gözlerimin yorgunluğu ve sıkıcı bir Adana gecesi vesilesiyle dün gece izledim. Benim gözümde yeni nesil en iyi filmdir. Müthiş diyaloglar ve sahneler var, şimdi yazmayayım. Ne kadar absürt ise bir o kadar gerçekçi. Bunu en iyi Haluk Bilginer ile özgü namal'ın karşılıklı oturduğu sahnede Bilginer'in ağzından gelen kana Özgü'nün verdiği tepkiyle anlıyorsunuz. Kahkaha attığım bir çok sahnesi mevcut. Çok sağlam göndermeler mevcut. Bu kadar övgüyü okuyup açıp da izleyince beğenmezseniz Onur Ünlü tarzına aşina değilsinizdir. Hollywood'da David Lynch , Q.Tarantino ingiliz sinemasında Guy Ricthie izleyisiyseniz çok hoşunuza gidecektir.
Ayrıca dün çok keyifsizdim, keyfim öylesine yerine geldi ki. Varol Onur ünlü, varol Ah muhsin ünlü.
Muhtemelen bu polis aklı başında bir polis olmasaydı ve bunlara bir iki laf söyleyip sonrada üstlerine yürüseydi. videonun bu kısımları çıkartılacak ve "faşist polis metrobüsün içinde saldırdı" diye servis edilecekti. Çünkü slogan atanların en son attığı slogan polis-asker katili dhkp/c nin sloganıdır!
halkın can ve mal güvenliğini sağlaması gereken kamu birimi, ev soyulsa çağırdığında 1 saatte gelen polis mevzu yürüyüş eylemi olduğunda cevval şekilde beklemekte,
faili meçhul cinayetleri 20 yılda çözemeyen polisimiz nasıl olduysa koca bir ordunun üst kademesini içeri tıkılması esnasında son derece başarılı bir çalışma sergilemişti.
sosyal olayların ciddi şekilde büyümesi hafif bir kıvılcıma bakar, orantısız güç uygularken sonun nereye gideceğini bilemezsiniz, polisin halka nasıl davranması gerektiğini bu insanlara öğretmek lazım, gerçi imam osurursa cemaat sıçar diye özlü bir sözümüz tüm olayı açıklıyor.
polis istihtam ederken önce ruh durumu ardından insan ilişkileri konusunda ne kadar başarılılar araştırmak lazım, askerde bile her adamın eline silah vermezler, çalışma koşulları konusunda zor şartlara sahip oldukları ortada ama bunun nedenini kendi içlerinde aramaları lazım.
bizans dönemi istanbul'u için bizanslılar tarafından kullanılan isimlerden biri. 'şehir' demektir. diğer tüm imparatorluk şehirlerinin (içlerinde ravenna, iskenderiye, kudüs ve antakya'da var) başkentin yanında kasaba gibi kaldığını anlamak zor değil bu isimlendirmeden. zaten 1204'de islamı patlatmak için batı avrupa'dan gelen haçlı barzoları bu şehre hayran kalmış, kaçırabilecekleri bilumum malzemeyi ülkelerine kaçırmış, olmadı bir de üstüne bizans hanedanını trabzon ve iznik'e şutlayıp birkaç on yıl şehiri yönetmiş, afedersiniz iyice içine ettikten sonra da çekip gitmişlerdir. istanbul o tarihten sonra bir daha iflah olmamıştır. osmanlı'nın aldığı istanbul döküntü bir şehirdi.
türkiye'de birçoğu tarafından avantadan para kazanma işi olarak görülmektedir, meslek olarak bile değil. adam liseyi bitiriyor, bakıyor para kazanmanın yolları uzun, dertli... ekmek artık aslanın midesinde. e tabi giriyor pmyo'ya. bir sorun çıkarsa cemaatin desteğini arkasına alıyor. ardından nereden baksan en az 2000 tl'ye çalışmaya başlıyor.
sorarım size; şimdi bunu yapan birinin bu ülkeye ne katkısı var?
bir yanda canını dişine takıp 773 tl asgari ücrete çalışan aile reisi; diğer yanda askerlikten yırtan, 20 yaşında 2000 lira alan polis. adalete bak be!
bir de bunlar meslekte birkaç yıl geçirir veya doğu'ya falan giderse maaş oluyor neredeyse 4000 tl? doktorlar bile o kadar ya alıyor ya almıyor. söylesene, senin bu ülkeye ne kadar katkın oldu da bir doktor, bir öğretmen(ki o kadar almıyor) kadar maaş alıyorsun?
not: terörle mücadele şubesi, narkotik şube, organize suçlarla mücadele şubesi, cinayet masası gibi toplumumuza yarar sağlayan polis branşlarını bu söylemin dışında tutuyorum. bu söylem çevik kuvvet için söylenmiştir.
Dün normal sıradan bir vatandaş gibi taksim'e gittim. Saat 9.30 civarı çıktım ve metrobüse ulaşmak için yürümeye başladım yanımda bir kız arkadaşım ile. Mecidiyeköy'e geldiğimde etrafta o sırada hiç bir göstericinin olmaması dikkatimi çekti(Cevahir civarlarında). Gayrettepe polis karakolundan polisler koşarak yukarı çıktılar ve içlerinde çok ağır bir orospu çocuğu sanki tasmasını koparmış bir köpek gibi etrafa bağırıp çağırmaya, normal önümde yürüyen vatandaşa yere bakarak yürüyeceksin köpek, bana veya ileri bakarak değil diyerek jopla dövmeye başladı. sıradan vatandaş hiç bir şey diyemeyerek kalktı ve yoluna devam etti. 30 saniye sonra arkasına dönüp (bu arada hiç birinde kask numarası yoktu dikkat ettim) siz nereye gidiyorsunuz lan şerefsizler dediğinde "metrobüse ulaşmaya çalışıyoruz" cümlesini duyduğu anda, "ne metrobüsü, siktirin gidin buradan" diye bir tepki verdi şerefsiz. Ben böyle polisin içine sıçayım. Ayıp, sadece ayıp.
Genel olarak hükümetin dışladığı ; vatandaşın da hükümetin polisi olarak gördüğü iki arada bir derede kalan ayda 2500 tl maaş aldığı herkesin iÇine oturduğu bir meslek.
türkiye'de yaşayanları çok şerefsiz olan meslek grubu.
evet, amirin sana gaz sık der, sıkarsın. bu elinde değildir, tercihin değildir. ancak, tekerleksi sandalye'li bir adama su sıkmak, bir kızı 20 kişi dövmek, biber gazını insanların kafalarına kasten atmak bir tercihtir.
işlerini yapıyorlar diye günah keçisi seçilen insanların yaptığı meslektir.
Sen delikanlı;
-Öğrencilik hayatında sınavlara girmeden dersi geçebiliyor musun?
Sen öğretmen;
-Ders giriş çıkış saatlerin devlet tarafından belirlenmesine karşın, kafana göre okulu açıp kapatabiliyor musun?
Sen emekli;
-Belgelerini tamamlamadan, emeklilik maaşını alabiliyor musun?
Hepimiz belirlenmiş kuralları olan meslek gruplarında değilmiyiz?
Hepimize emredenler var...
Polislere yüklenmektense, polis ve halkı ( ki polisler diyerek genellediklerimizin arasında çoğumuzun akrabaları vardır.) karşı karşıya getirene nasıl kızmazsın?
Onlara tepkini gösterirken de bizim rızkımızdan kesileni nasıl sopalar, tekmeler altında ezdirirsin?
Uzun ve kronik intiharı tercih eden, sevgisizlikten sararıp solarak,komaya giren, zavallı bir insan topluluğudur. Yoksa nasıl bu kadar saldırgan olabilirler ki? Teşhiş: Sevgisizlik.
kimsenin yapmak istemediği bir garip meslek. Neden? çünkü bu mesleği yapanların hain, vicdansız ve şerefsiz olduğu düşünülür. madem o zaman her vicdanlı, şerefli türk evladı işe polislik mesleğine girmekle başlasın. madem ülke kurtarmak istiyoruz, bunu da yapabilmeliyiz. işsizlikten ne yapacağını bilemeyenlerin yaptığı meslek ise, biz tutalım ucundan, girelim polis akademisine. demek ki nedir? bu mesleği icra edebilmek için, vicdan noksanlığı gerekiyor. o zaman ne yapıcaz, jop, tazyikli su, gaz bombası yicez. devir devran budur.
