--spoiler--
polis - Şimdi şu keki düşün. ikiye bölüyorum. Ve daha sonra tekrar ikiye. ikiye bölmeye devam edersen bu parçalar sürekli çoğalırlar ama asla bitmezler.
akseskızı - Nasıl yani?
polis - Yani...Herhangi bir şeyi ikiye bölerek sıfıra ulaşamazsın...
--spoiler--
taksim'in göbeğinde, elindeki yarı otomatik tüfeğini burnunuza burnunuza sokup gözünüzün içine baka baka sırıtan insanların sahip olabildiği sıfat.
görüldüğü yerde görüş alanının dışına çıkılmalıdır.
yönetmenliğini, Onur Ünlü yaptığı baş rolde Haluk Bilginer'in ve Özgü Namal'ın olduğu kötü film komser musa rami rolünde haluk bilginer çok berbat bir performans sergilemiştir. özgü namal'ında pek iyi performans sergilediği söylenemez.boşuna 1 saat 32 dakika harcatan film. *
büyük usta haluk bilginer hatırına izlenen, farkını kesinlikle farkettiren film. özgü namal hanım kızımızda bi büyümüş güzelleşmiş filmlerde artık rol kotarabilmekte ayrıyetten.
şişli ve mecidiyeköy taraflarında görev yapanlarının neredeyse hepsini tanıdığım, sevdiğim, beraber balığa gittiğim insan grubu. üzerlerine yapışmış rüşvet yiyen, gereksiz adam döven ve buna benzer onlarca önyargı sebebi ile üzülen insanlardır ayrıca. ha, hakedeni çok pis döverler, o ayrı konu*
dayak yemek için ya hak edeceksin yada hak edenlerin yanında dolaşacaksın diyen insanlar.
hak etmek derken; gecenin bir yarısında sarhoş ve ehliyetsiz arabayla yola çıkarsanız hak etmişsinizdir dayak yemeyi.
hak etmeden yiyenler derken; bu arabanın içinde siz de varsanız ve polise yapmayın siz bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz diyen kişiden bahsediyorum.
sonra da polislere bok atıp durun. dünya üzerine bıraktığınız tek yararlı şeyin bok olduğunu düşünürsek, bok atmaktan başka bir işe de yaramazsınız. milyonlarca yıl sonra fosil olarak tek faydanız dokunacak dünyaya. o zaman bile savaş sebebi olacaksınız.
iyicene akp polisi deyimini hakeden kişiler veya ne ise.
çünkü son zamanlarda ayyuka çıkan f tipi kadrolaşma deyimleri üstüne teröriste ssu sıkan ama akp'yi protesto edene silah çeken polisleri görünce insanın aklına başka birşey gelmiyor zira.
geçenlerde okula gitmekteyim, 2-3 adet yunus timi etrafı kolaçan etmektedir.
ben ise elimde kitap ve defter ile birlikte efendi gibi yoluma gitmekteyim.
ardından arkamdan hızlı bir şekilde motor sesi duydum, akli dengesini yitirmiş yunus timleri resmen motoru kaldırımda sürüyorlardı ve üzerime üzerime geliyorlardı.
motorları son anda farkettiğim an kendimi bir hışımla yola attım, bu da yetmiyormuş gibi şu laflara hedef oldum.
"kör müsün lan, yoldan geçiyoruz"
edit: daha yaşadığım bir çok şey var, bu nedenle polisleri sevmeyeceğim.
Gazeteci Metin Göktepe'yi görevi sırasında öldürmüş , Festus Okey ve Engin Çeber'i de tutsakken işkence ederek katletmiş , Ferhat Gerçek'i yasal bir dergi satarken sokakta sırtından vurarak felç etmiş , Baran Dursun'u dur ihtarına uymadığı için vurarak öldürmüş devletin silahlı kolluk kuvvetleri teşkilatlarından emniyetin bir üyesidir. Bütün bu cinayetlerin ya deliller yok edilerek ya da polisler serbest bırakılarak üstü kapatılmıştır. Devletin savcıları tarafından mahkemelerde korunan , zaten yazılı olmayan şekilde mevcut bulunan devletin şiddet kullanma erkini yazılı ve kanuni bir şekilde polis vazife ve salahiyetleri kanunu ile kendilerine verilen , görüntüsü hoş içi boş zat-ı muhteremlerdir. işledikleri cinayetler kesinlikle münferit değildir , bizzat devlet terörünün fiili örnekleridir. 1 mayıs'ta işçileri ve emekçileri coplayıp gazlamaktan başka da bir halta yaramazlar. Kendilerinin ne kadar zeki , çevik ve akıllı olduğuna dair diziler yapılarak halka sevdirilmeye çalışılan bu asalak tipler emir aldıkları amirlerinden ve destek aldıkları devlet oligarşilerinden güçle legal cinayetler işleyen bir çeşit çeteye dönmüşlerdir.
ilk olarak direkt olarak polis/lerle alakalı değiş bu yazım ' polis filmi ' ile alakalı, şimdi yeni başlık açacaktım da zaten 7 sayfa buraya yapılmış yorumlar..
haluk bilgiler kısa boylu, göbekli ağzından sigarası düşmeyen ve başı hep önde giden bir karateri canlandırmış.
yeri geldi mi kavgasını eden bir karakter tabii.
film mükemmel, bir şekilde izlemeden ölmemek gerekir bu filmi.
platonik bir aşk daha iyi anlatılamazdı. özgü namal çok iyi oynamış gene hakkını vermiş filmin.
--spoiler--
özgü namal'ın tezimden 85 aldım diyerek polisi araması ve polisin o anki konumuna rağmen verdiği tepki ve özgü namal'ın şarkı söylediği sahneler süperdi.
--spoiler--
kemik kırma operasyonlarında plastik coptan yeterli verimi alamayan, ve bu yüzden katlanabilir demir coplarla meydanlara çıkmaya hazırlanan devlet memurları için kullanılan bir diğer isim.
yukarıdaki entryde verdiğim karikatür sergisi, üstelik hiçbir slogan yokken, tek söz "akp'nin son 7 yıldaki icraatları" iken istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi'ne çevik kuvvet girmiştir. okuyan veya okunmasına ön ayak olan öğrenciler tekme tokat dövülmüş hatta bir öğrencinin kafası yarılmış ve yerlerde sürünmüştür.
insanın güvenliğini sağlaması gereken kurum insana bunu yapar mı? sadece bir karikatür sergisine...
bu olaylar arttıkça içimizden bir ses yükseliyor. yükselmemesi gerekli, böyle olmaması lazım. ama polisin bu tavrı görüldükçe bir çığlık oluyor bu ses.