bugün

murat menteş'in sık sık 'bunu kaçırmayın! ' uyarısında bulunduğu film.
(bkz: gel 16 şubat gel)
http://www.istisnai.net/023/polis.asp
toplumun güvenliğinden sorumludurlar fakat zamanla diğer güvenlik güçleri gibi toplum için bir tehlike oluşturubilirler.
(bkz: paradoks)
belki de ilk defa haluk bilginer i hakettiği bir rolde (bkz: psikopat) (bkz: güzel anlamda) (bkz: övme stili olarak küfretmek) göreceğimiz filmdir.
sigarası da var bunların.

http://195.2.85.140/21088.JPG
her zaman güçlünün yanında olan. öğrenciye düşman gözüyle bakan. işkenceyi çözüm olarak gören. konuşmadıkça vuran. konuştukça hala vuran. işine geldiğinde müdahale eden. ülkenin güvenliğini emanet ettiğin,ancak ülkenin geleceğine vuran, defalarca vuran, vurma diye yalvarsa da vuran. üniformayı giyince kendini bir başka sanan, ama yalnızca polis olan. yalnızca polis.

(bkz: manisa davası)
(bkz: sivas katliamı)
(bkz: bahçelievler katliamı)
(bkz: abdullah çatlı)
(bkz: mehmet ağar)

edit:imla. yalnız 6 yılda değişen hiçbir şey yokmuş, onu da fark ettim. şunu da ekleyelim;

(bkz: gezi parkı)
bir güvenlik birimi calısanı, bizim toplumumuzda nedense diger ülkelerden farkl bir sekilde yüz göz olunmus, yasal baskınlıgı olsada beseri etkisini yetirmis kişi.
toplumu korumak için silahlandırılmış insanlar topluluğu, toplumu korumak için topluma eziyet edenlerine rastlanır.
efenim bunlar hiç, aşırı miliyetçi, ırkçı, ülkedeki azınlıklara karşı düşman olarak yetiştirilmezler. dolayısı ile; bu azınlığı döven olsun, öldüren olsun hiç müsamaha göstermezler. keza azınlıklara da çok saygı ve sevgi ile yaklaşırlar.

(bkz: yersen)
dünyada iki türü olan kurum.1-normal polis 2-türk polisi.
bir basın açıklaması esnasında , 3 kez " dağılın " uyarısı ile birlikte kitleyi saldırarak dağıtan kişiler..
16 şubat'ta vizyona girecek olması sebebiyle merakla beklenen bir film. filmde son günlerinde kendi ve ailesi adına tehditler alan emeklilik günlerine yaklaşmış bir polis memurunun hayatı işleniyor.*
fragmanıyla insanı mest eden. tüyleri diken diken eden bir film gibi görünmektedir. özellikle diyaloglar insanın canından can alacak şekildedir. haluk bilginer türkiye'nin en iyi aktörlerinden biri olduğunu bu filmle bir kez daha kanıtlayacaktır.
emniyet müdürlügünde, kendını emnıyette hissetmeyen kişinin, antıpatı duydugu devletın, görevlendırdıgı memur.
soundtrackini cezanın yaptığı filmin adı.
http://www.youtube.com/watch?v=c8AIySiXKl4 adresinden bir soundtrack çalışmasına ulaşılabilecek film. görmek için sabırsalanmaktayız.*
son dönem izlediğim en güzel türk filmlerinden biri. alışıldık değil, değişik olmuş, sırf değişik oldu diye övecek değilim, kendi açımdan keyif aldığımı, kahkalarla güldüğüm onlarca yer olduğunu, üzüldüğüm, heyacanlandığım, şaşırdığım bir o kadar da yer olduğunu söylemeliyim, müziklerini de beğendim, oldukça anlamlı, filme cuk oturmuş. gelelim hikayenin beni oku dediği noktalara

--spoiler--
kabenin imamının okuduğu ve filmin o intihar sahnesine cuk diye oturan ayetler oldukça etkileyiciydi, caminin hemen yanında intihar etmeye kalkışan polis memurunun kaldığı çıkmaz vurgulandı. bu güzel dini mesaj dolayısıyla ayrıca memnun oldum.
--spoiler--

--spoiler--
silah temiz mi diye sorduğu sahnede arkada arapça allah yazıyordu, daha sonraki sahnelerle birlikte düşünüldüğünde ince bir noktaydı.
--spoiler--

--spoiler--
pikniğe gittikleri minibüsün yanında yazan yazıya zoom yaptı kamera, daha doğrusu direk o yazıyı gösterdi, dünya tuhaf yazıyordu iki satırda, sonra minibüsün kapısı geri doğru açıldı ve iye yazısı okundu kapıda, esprili ve güzel bir ayrıntı.
--spoiler--

--spoiler--
başkomisere limonata ister misin diye sorduğu sahnede 3 ayrı hikaye anlatıldı, hangisi gerçek bilinmiyor, üçü de aslında sormak isteyip soramadıklarını anlatıyordu bence, kafasında kurduğu ama söyleyemediği şeyleri.
--spoiler--

özgü namal da oldukça başarılı oynadı bana göre, kurtlar vadisi'nden sonra başarılı bir çıkış yaptığını düşünüyorum, sürekli ekrana geliyor, yüzünün eskiyebileceğini düşünüyorum, her hafta bir sinema filminde aynı zamanda bebeğim isimli dizide de oynuyor, çok hızlı, tehlikeli bence.

--spoiler--
özgü namal'ın son sahnede korku ile seni seviyorum demesi bence yalan değil gerçekti, sevdiği tüm insanların ölmüş olması sonucu sevgiye olan inancını yitirdi, filmin bitişinde e çüş yani dedim kendi kendime ama sonra düşününce aslında film bitmişti, sonrası önemli değildi çünkü, anlatılacak hikaye bitmişti.
--spoiler--

bence görülmesi gereken bir türk filmi, komik, korkunç, etkileyici, sıradışı, farklı bir tad bırakıyor, konuşacak şeyler bırakıyor geride, haluk bilginer gibi isimleri görmek güzel, robert de niro'nun tek yüz ifadesi ile çektiği filmleri hayranlıkla izledikten sonra haluk bilginer'e burun kıvırmak bana biraz haksızca geliyor, gereksiz bir polemik yaratmak değil amacım ama hollywood oyuncularını biraz fazla abartıyor ve türk oyuncuları biraz fazla küçümsüyoruz bence.

uğur yücel, erkan can, haluk bilgiler, türk sinemasının geleceği güzel bence. holivud özentisine kapılmadan kendimizi anlattığımız sürece çok daha güzel işler çıkacaktır.

gemide
karpuz kabuğundan gemiler yapmak
polis

iyi gidiyoruz..
--spoiler--
sonu tam oturmayan bir filmdir. Etkileyici, bir polisin çaresizliği güzel anlatılmış. masada kusma sahnesi güzel oynanılan bir çalışmayla çıkartılmış. yalnız sonunda kız gitmeden silahı çekseydi ve kendini vursaydı daha güzel olurdu.
hadi kendini vurmadı bari dinamitleri patlatsaydı mafyanın içinde, bir işe yarasaydı. yalnız 50 yaşında bi başrol oyuncusu van damme gibi haraketleri biraz saçma olmuştu.
ilk kızının camdan aşağı düştüğü sahnede, torunun durumu baya üzücü olan sahneydi.
--spoiler--
(bkz: türkümün filmi)
karşılıksız aşkın ızdırabını "ölmeden önce bi kere seni seviyorum der misin?" ile anlatmış film.
sonu, ikincisi çekilecekmiş gibi biten film. sonu dışında gayet güzel olan film.
(bkz: polislerin sevilmeme sebepleri) *
Kesinlikle Gitmeyin filme... Yeni gittim ve böyle acayip bi film görmedim bu ne kardeşim yaa.

--spoiler--
Kardeşim bir filmde bir şey 5 dk devam etmezmi yaa. herşey anlık değişiyo ve birbirine uyumsuz kareler peşi sıra izleyiciniz gözüne sokuluyo... oynuculukları beğendim ama senaryo ve kurgu iğrenç. çok gereksiz sahneler var. Büyük oğlunun küfürleri saydırdığı yerler. katilin yüzünü gördükten sonra kızın telefon açmasıyla aniden değişen karakter.

yani o kadar uyuz oldum ki. tamam filmde bi bütünlük yok ama seyirci çok sıkılmıyo. bazen gülüp bazen hüzünlendirir.

neyse yaa gerçekten çok sinirlendim böyle salak bi senaryo ve kurgu görmedim.

--spoiler--

Ama bir bütün olarak değerlendir lütfen derseniz. Sinemada izlemeye değmez hatta hiç değmez, DVD almaya değmez, alırsın VCD kiralayan yerlerden izlersin sonra izlediklerinle beraber aynı soruyu sorarsın. "Bu ne şimdi yaa ? Bitti mi ?" diye sorarsınız. Ha buradan ne anlaşılıyor filmin sonu yok... (bkz: Nası yaa!!)

Film nasıl biliyormusunuz: benim yuakrıdaki entry imden bişey anlayan varsa filmi anlar ve sever anlamaz ise kesinlikle sevmez. (bkz: bak şimdi oldu)
sadece piknik sahnesi için bile izlenmeye değer. türk sinemasında yeni bir çığır açacak denenmemiş bu tür için yönetmenin cesaretini tebrik etmek lazım.yok gerçeküstü bir uslupla anlatılmış,yok olaylar birbirinden kopukmuş,saçmaymış falan laf bunlar.polisiye bir film izlemek için gidipte hayalkırıklığna uğrayarak dönenlere lafım yok,ama birazda öze bakmak lazım.film bitimi duygu salatası olarak çıkıyorsunuz dışarı ve film gayet buruk bir tad bıraksa da sahneleri anımsadıkça oturuyor kafanızda.
filmin yönetmeni onur ünlü'nün röportajı için;
http://www.zaman.com.tr/w...r/haber.do?haberno=502166