bizans dönemi istanbul'u için bizanslılar tarafından kullanılan isimlerden biri. 'şehir' demektir. diğer tüm imparatorluk şehirlerinin (içlerinde ravenna, iskenderiye, kudüs ve antakya'da var) başkentin yanında kasaba gibi kaldığını anlamak zor değil bu isimlendirmeden. zaten 1204'de islamı patlatmak için batı avrupa'dan gelen haçlı barzoları bu şehre hayran kalmış, kaçırabilecekleri bilumum malzemeyi ülkelerine kaçırmış, olmadı bir de üstüne bizans hanedanını trabzon ve iznik'e şutlayıp birkaç on yıl şehiri yönetmiş, afedersiniz iyice içine ettikten sonra da çekip gitmişlerdir. istanbul o tarihten sonra bir daha iflah olmamıştır. osmanlı'nın aldığı istanbul döküntü bir şehirdi.
halkın can ve mal güvenliğini sağlaması gereken kamu birimi, ev soyulsa çağırdığında 1 saatte gelen polis mevzu yürüyüş eylemi olduğunda cevval şekilde beklemekte,
faili meçhul cinayetleri 20 yılda çözemeyen polisimiz nasıl olduysa koca bir ordunun üst kademesini içeri tıkılması esnasında son derece başarılı bir çalışma sergilemişti.
sosyal olayların ciddi şekilde büyümesi hafif bir kıvılcıma bakar, orantısız güç uygularken sonun nereye gideceğini bilemezsiniz, polisin halka nasıl davranması gerektiğini bu insanlara öğretmek lazım, gerçi imam osurursa cemaat sıçar diye özlü bir sözümüz tüm olayı açıklıyor.
polis istihtam ederken önce ruh durumu ardından insan ilişkileri konusunda ne kadar başarılılar araştırmak lazım, askerde bile her adamın eline silah vermezler, çalışma koşulları konusunda zor şartlara sahip oldukları ortada ama bunun nedenini kendi içlerinde aramaları lazım.
Muhtemelen bu polis aklı başında bir polis olmasaydı ve bunlara bir iki laf söyleyip sonrada üstlerine yürüseydi. videonun bu kısımları çıkartılacak ve "faşist polis metrobüsün içinde saldırdı" diye servis edilecekti. Çünkü slogan atanların en son attığı slogan polis-asker katili dhkp/c nin sloganıdır!
herseferinde heves ettiğim lakin bir türlü izleyemediğim filmdir. Gözlerimin yorgunluğu ve sıkıcı bir Adana gecesi vesilesiyle dün gece izledim. Benim gözümde yeni nesil en iyi filmdir. Müthiş diyaloglar ve sahneler var, şimdi yazmayayım. Ne kadar absürt ise bir o kadar gerçekçi. Bunu en iyi Haluk Bilginer ile özgü namal'ın karşılıklı oturduğu sahnede Bilginer'in ağzından gelen kana Özgü'nün verdiği tepkiyle anlıyorsunuz. Kahkaha attığım bir çok sahnesi mevcut. Çok sağlam göndermeler mevcut. Bu kadar övgüyü okuyup açıp da izleyince beğenmezseniz Onur Ünlü tarzına aşina değilsinizdir. Hollywood'da David Lynch , Q.Tarantino ingiliz sinemasında Guy Ricthie izleyisiyseniz çok hoşunuza gidecektir.
Ayrıca dün çok keyifsizdim, keyfim öylesine yerine geldi ki. Varol Onur ünlü, varol Ah muhsin ünlü.
en son lise 1 de çalınan telefonum için işim düşmüştü bulamayız büyük ihtimalle dediklerini unutmadım.
bulamadılarda zaten üniversite 2 ye geçtim o zamandan beri de işim düşmedi neyseki.
ne yazıkki türkiye'de üniversite kazanamayanların kazanıp mezun olup da bir baltaya sap olamayanların olduğu meslektir. gariptir ki çoğu üniversite mezunun alamadığı maaşı iki yıllık bir eğitimin ardından almaya başlarlar.
sıkışınca polisten yardım ister herkes, o yüzden her türlü, şiddet, orantısız güç ve adaletsizliklerine eyvallah demelisiniz. herhalde en acısı çoğu insanın polis maaşlarını hükümetin aralarında topladığı gün paralarından ödediğini sanıyor ki böyle ilginç tespitler yapabiliyor. arkadaşım adamın maaşı, yani eşini, çoluğunu çocuğunu geçindirdiği parayı devlet benim, senin verdiğin vergilerden ödüyor. biz bu adamları bizi korusun, toplumun güvenliğini sağlasın diye besliyoruz. siz hala nasıl " götünüz sıkışınca yardım istersiniz yeeaa " şeklinde tespit sıçabiliyorsunuz...