Yazacak birşey bulamadım ama bu tür düşünen andavallar ölse yemin ediyorum gam yemem. Geberin gitsin lan. Ağaç da kalmadı zaten, oksijen darlığı çekiyor dünya. Geberip gidin de insan olanlara biraz daha fazla oksijen kalsın. Rica ediyorum size.
asker her evden çıkabilir, çünkü zorunlu askerlik var. ölürse üzücü oluyor da polislere pek üzülmüyorum. polis yerine başka bir şey olabilirlerdi. sınav sorularını bilip torpille polis olan 35 yaş altı ölen polislere pek üzülemiyorum. hak yiyorlar.
3 bin tl maaş alan, boş boş sokakta dolanan tiplerin ölmesine üzülmemektir. sonuçta öleceğini bilerek bu mesleğe girip öğretmenden, mühendisten daha fazla maaş alıyorsun. neden üzülelim ki?
polisi sevmem. çok gazlarını yedim. tomasının tadına denk gelmedim ama polisin acımasızca su sıktığına çok şahit oldum. ağız dalaşına girdiğim de oldu ama sonradan hep düşündüm. ulan bu genç adam liseyi bitirmiş, kıytırık bir fakülteyi bitirmiş iş bulamamış. zavallı anası oğlum bari polis ol demiş, o da kendini sınavda bulmuş. bir şekilde ekmeğini kazanmaya çalışıyor diye.
bekar evindeyken karşı komşularım polisti. 4 kişi aynı evde kalıyordu. ben sabah kalkıp işe giderken onlar genelde eve yeni dönüyor uyumaya çalışıyorlardı. bazen sabah sessizliğinde telefonlarının çalıp küfrede küfrede yeniden işe gittiklerine şahidim. 24 saat belki daha fazla süre uyumadan görev yapıyorlardı. onlara karşı temkinli davransam da acırdım hep.
sonraları büyüdükçe polis arkadaşlarım da oldu. 1 mayıs alanında karşı karşıya gelip ironik bir şekilde telefonlaştığım da oldu. ben onu tanıyordum. simit satmayacak kadar onursuz insan değildi. hala da değil. böyle kişi kişi bakınca çoğu mazlum anadolu çocuğu. onlar da kendilerine küfredilmesini istemiyor, millete gaz sıkıp 24 saat görev yapmak istemiyorlar.
ama bugünkü olay ölüm be kardeş. ölüm başka şeye benzemiyor. hani müslümanlar ölenin arkasından kötü konuşulmaz derler ya, adam ölüp gitmiş. kimine göre ceset, kimine göre şehit. arkasından iş bulamayınca sınava gönderen anası ağlıyor işte. üzülmemek elde mi?
polisi sevme, polislik kavramını sevme anlarım. ki ben de sevmem. hükümetin polisini hiç sevme. ama ölümün karşısında polis de olsa, asker de olsa, kürt de olsa ağlamayı çok görme kendine. nasıl ki kobanideki vahşete, afrikadaki beyaz çocukların öldürülmesine, boko haram ın kız çocuklarını kaçırıp öldürmesine üzülüyorsan, eski mahalle arkadaşın olan bugünün polisine de üzül be kardeş.
bugün şehit haberlerinden sonra ne yazık ki gördüğüm gerçek. şehitlerimize üzüldüm kimsenin sallamamasına daha çok üzüldüm. benim bünyemde çarpıntıyla zuhur eden durum. karşıma üzülmüyorum diyen bir meçhul evladı çıksa da arkasından üzülmüyorum desek.
teröriste, bombacıya, kaçakçıya, hırsıza üzülen hümanist yazarların sadece mesleğini yapan, amirin sözünden çıktığı zaman işinden olan polise üzülmemesi olayı çok acı. oda iş için ekmek için yapmıyor mu? gezi eylemlerinde karşısına geçip ana avrat sövenlere el kaldıramayan polisler vardı ulan. nerede sizin hümanistliğiniz? bu entryden sonra "polis simit sat onurlu yaşa" diyenler gelecek, onlarada bi siktirin gidin diyorum. bir polis mesleği bıraksa milyonların işsiz olduğu bir ülkede iş bulabilecek mi? En azından siz bir ekmek alıp verecek misiniz? Biraz samimi olun ulan.
Insanlıktan nasibini almamış olmaktır. Polisin geride kalan ailesini düşünmek bile yeterince üzücü. Nasıl bir ülke olduk ya her gün birileri siyasi nedenle ölüyor!
insanlık dışı eylemdir. sizi koruyan, gözeten saatlerce nöbet tutan türk polisine karşı yapılan saygısızlıktır. hangi insan ne niyetle bu tür hisse girer bilinmez.