çocuğun teki kumsalda adam yapıyormuş. polis gelmiş sormuş
-napıyorsun?
+polis yapıyorum.
-nasıl yapıyorsun?
+kum koyuyorum, su koyuyorum, bok koyuyorum polis oluyor.
-bir daha böyle bir şey yaptığını görmeyeyim.
dedikten sonra çocuğu postalamış. ertesi gün tekrar görmüş çocuk oynuyor yaklaşmış.
-napıyorsun!?
+asker yapıyorum.
-nasıl yapıyorsun?
+kum koyuyorum, su koyuyorum. asker oluyor.
-neden bok koymuyorsun?
+bok koyunca polis oluyor.
duyduğum zaman gülmekten yerlere yatıran fıkradır. fıkrayı ben yazmadım beni bağlamaz. ama asker candır. tanrı türk çerisini korusun.
1950 civarında doğmuş olan ve siyasetle (sol-sağ fark etmez) uğraşmış olan hiç kimse askeri sevmez yani seviyorsa bu işte bi bozukluk var demektir. ama o tarihlerde yaşamamış 1980-85 sonrası doğumluluar daha genç olanlar bugünlerde nedense asker şakşakçılığı yaparlar bu da türkiye siyasetinin koca bi ironisidir diyelim yani düşünün durum ne kadar vahim. askeri savunmak? asker düzeni korumaktan yana polisten daha serttir bu her zaman dünyanın her yerinde hemen hemen böyledir. polis işkenceyle, psikolojik baskıyla, kim vurdularla düzeni korumaya çalışırken asker direkt kurşuna dizerek düzene hükmetmek ister. hoş abilerinize amcalarınıza sorun bu ülkede asker'in de polis görevi yaptığı çok oldu.
bu ikisi arasında gerilim siyasi çarklara göre değişir şimdi olduğu gibi tek başına iktidar olan bir hükümet bütün polis kadrolarında tasfiye ve değişime gitmişse ve hitler misali bir "ss" kanadı oluşturmuşsa haliyle bu yaşanılanlar da doğaldır.
askeri de polisi de övmeye-savunmaya gerek yoktur ikisi de belirli bir gücün sabitlenmesi için çalışır birisi resmi ideolojinin maşasıdır diğeri de "hükümetin" bu kadar basit olmasa da en genel tanımıyla mesele budur. ha artık işler biraz daha değişti tabi mesela resmi ideoloji, hükümet politikalarının altında ezilmeye başladı bu her ne kadar sevindirici de olsa ezen kişinin "ne için?" ezdiği asıl meseledir özgürlük? demokrasi? adalet? her neyse hiçbir "postal" size bunları getirmez taraf olmayın. saygılarımla...
ayrım yapmak saçma ama hangi yönden kıyaslanıcağı da önemli, askerler aşırı disiplinli ama polislik çok farklı, aslın da ikisini bağlayan tek nokta tabanca. asker daha devletten bağımsız... havalı asker göremezsiniz işleri ciddi ama 5 polisten biri gözlüklüdür.
Polis sevgilim de oldu asker sevgilimde. Ümiforma fantezim olduğundan değil. ikisi de şerefsiz çıktı gençler. Yazık be yazık devletin askerine polisine de güven kalmamış.
ikisi de insanlardan oluşur.
Yani öğretmen , doktor , hakim , vali , başbakan vs. de olabilen insan dediğimiz türden.
insan olarak da doğal olan herkesin belli niteliklere, kusurlara, farklılıklara sahip olmasıdır.
saçma bir karşılaştırmadır, polisin ağır silahı yoktur (bazı kısımları hariç).
polis insiyatifiyle hareket eder. askere vur dersin vurur, vurma dersin vurmaz (emir komutadan gelir tabi bu emir).
askerde tereddüt yoktur, gerekirse verilen emir dahilinde son kişi ölene kadar savaşır. polis yine insiyatif kullanıp geri çekile bilir karşı taraf çok baskınsa.
polisin işini asker askerin işini ise polis yapamaz, asker serttir sadece verilen emiri uygular.
polis ise daha sakindir, verilen emirler kendi canına mal olacaksa çözüm üretmeye calışır destek bekler strateji geliştirir.
son olarak hiç bir ülkenin polisi askerinden güçlü olamaz.