aramızda katile değil kurbana suç bulanlar olduğunu, bir 'gösteri'de göstericilerin polis tarafından yerde tekmelenmesini normal bulanların olduğunu öğrenmemizi sağlayan insanlık ayıbı, cinayet...
emniyetin gözünün bu kadar döneceğini tahmin etmiyordum. bu ülkede hak adalet var diyenlere bir sözüm var. KAFASI VAR! nerde hak adalet nerde hukuk. adalet öğrenci dövmekse adaletinizi hamile kadını dövmekse hukuklarını s.kiym.
tayyibin yalakası devletin paralı askerleri. nolacaklar...
arkadaşlar az söylemişsiniz(!); isterseniz direk verin cem garipoğlu gibi bir katile , onu da kessin de rahatlayın. zaten münevver için de siz "hafifmeşrepti, hak etti" imaları yapmıştınız değil mi? zaten bu ülkede hep örselenen, katledilen kadınlar ve genç kızlar suçlu değil mi? onu da katın kervana olsun bitsin.
abi "hamile haliyle ne işi var eylemde" şeklinde eleştiri yapan gerizekalıları görmemizi sağlamış kadındır.
abi nasıl bir toplum olduk yahu? lan hani bu demokratik haktıa katılmak oray, yani polisin orada hayvanlar gibi saldırması öldüresiye vurması suç değil, o kadının oraya katılması suç öyle mi? hem de hamileymiş vayy vayy vayy!
hem niye katılıyor ki zaten yök dediğin bugün protesto edilecek bir kurum mu ama dimi? simit parasıydı harçlar, bugün nerelere geldi, darbenin ürünü kurumlar, üniversiteler ticarethane olmuş niye eyleme katılıyor ki?
klavye başından götünü kaldıramayıp, vatanseveriliği burada yaptığın için utanacağın yerde, o kadını eleştiriyorsun öyle mi? öküz.
edit; hala olayı saptırmak için "bu yaşta nasıl hamile kalır?" yorumu yapanların 7 yaşındaki kıza türban takılması konusunda "kime ne" yorumlarını hatırlarız biz. harbiden 19 yaşında bir bayanın, hamile kalması seni ne diye ilgilendiriyor? sanane? ahlak zabıtası mısın sen? bir olaya niye bu kadar malca yaklaşırsın yani?
daha önce farklı görüşten birisine yapılmış olmasının olayın önemini azaltamayacağı barbarlık.
hangi görüşten olursa olsun, ister öğrenci ister işçi, örtülü veya tayyörlü; bu olaya hesaplaşma, berabere kalma gibi bakabilmek vicdan ister.
bir kadının hamileyken bırak protestoyu, kalabalık bir sıraya girmekten bile çekinmesi daha kabul edilir olsa bile başına geleni normal görmek imkansızdır.
polisin maaşının ne kadar olduğunun ise konuyla hiç ilgisi yoktur. maaşı az olanın insanlıktan çıkmasını doğal kabul edersek ülkedeki milyonlarca işsiz ve aç insanın işleyeceği suçları da hoşgörmek gerekir. bildiğim kadarıyla bu durum herhangi bir suç için hafifletici neden değil.
özetle, bu muamele dün senin görüşünden birisine yapıldığı için bugün yapılanı küçültmeye çalışma. bir bebek dünyaya gelemeden öldü. annesinin suçu ise kendini demokratik bir ülkede yaşıyor zannetmesiydi.
polis darbesi ile bebek düşmez raporu veren yer; zamanında, "sikmekle çocuk bitmez" raporunu da hüseyin üzmeze veren yerdir. o yer bu yer farketmez sen artık yemeyenlere bakacaksın.
konu ne olursa olsun, haklı/haksız kim olursa olsun darp yapılması doğru değil. polis elbette caydırıcı olmalı, ancak bu gövde gösterisiyle değil adaletiyle olacak. kaldı ki yine aynı polis kalabalık bir grubun tek kişiyi linç edercesine dövmesini bir filmi seyredercesine izliyorsa çelişkinin kralı bu noktada yaşanır. ***
evde çoluğum çocuğum bekliyor ben neden canımı tehlikeye atayım diyen vatandaşa, altını kırmızı kalemlerle çiziyorum vatandaşa saygım vardır, ancak böyle bir sorumluluğun var da bu konuda hassassan o işi yapmayacaksın güzel abim. polissen mazeretin olmayacak, işini yapacaksın. tabii senin işin bir kadına tekme atmak da değil güzel abim sen o eğitimi almış olmalısın, bunları herkesten iyi sen bilirsin.
sonuç olarak hiçbir kin sebepsiz değildir, türk halkının polise olan güvensizliğinin de çok temel haklı sebepleri var. olay çirkin ve yüreğimle yapacağım yorum tektir; yazıklar olsun.
polisin hunharca toplumsal tepki bastırmakta maşa olarak kullanılmasının gidebileceği noktalara bir örnektir. başka örnekler de vardır;
(bkz: polisin öldü sandığı insanı çöpe atması)
yalnız burada topu sadece sokakta görevlendirilen polise atıp onlara "saldır" emrini verenleri sorumsuz gibi göstermek hatadır. sonuçta sokaktaki polis, elbette kişiliğine bağlı olarak dozajı değişse de, amirinin emrine göre hareket etmektedir. nitekim haberlerde "vurma", "dur" denince protestoculara dokunmadıkları vakaları da görebiliyoruz. amaç, polisi halkı ezmek değil, profesyonelce güvenlik sağlamak için kullanmaktır; içlerine "insan hakları" kavramını sindirerek onları sokağa göndermektir. yeri geldiğinde halk ile dostça çalışan, halkça benimsenen örneklerin mümkün olduğunu da görebiliyoruz:
