yeterli insan ilişkileri, iletişim, psikoloji gibi eğitimler tam anlamıyla verilmeden insanların arasına salınan, anadolunun bağrından kopmuş, psikopatlığı bir halt sanan, konumu nedeniyle insanları ezmeye kalkan işgüzar, vasıfsız kişiler benim dostumda arkadaşımda olamaz. kameraların görmediği kör noktalarda çok sahit oldum insanlık dışı hareketlerine.
durduk yere adam tokatlayan, coplayan, tartaklayan, biber gazı sıkan; gerektiği yerde, kendisine molotof, havaifişek atılırken gazı sıkmakta bile tereddüt eden dost(!)...
çok doğru bir slogandır. bu sloganı kabul etmeyenlerin gözden kaçırdığı bir nokta vardır ki ben de bunu şimdi açıklayacağım;
beyaz zemin üzerine genelde mavi renkle yazılan "polis sizin dostunuzdur, arkadaşınızdır" yazısının altında, aynı tv reklamları, kredi kartı sözleşmesi vb. şeylerde de olduğu gibi ufak ufak harflerle "1 mayıs, miting vb. şeylerde geçerli olmamakla beraber, polis istediği zaman keyfine göre hareket edebilir ve uygun gördüğü yerlerde istediği gibi davranabilir" yaızısı beyaz zemine beyaz renkle yazılmıştır.
yazılı kurallara uyduğunuz sürece polis dostunuz ve arkadaşınızdır.
arkadaş= gerektiğinde doğruları çat* diye yüzünüze söyleyebilecek kişi.
polis gerçekten bizim arkadaşımızdır. yasadışı olaylara karıştığımızda önce bizi coplarıyla uyarır, tıpkı bir arkadaşın sözlü tavsiyeleri gibi. bundan sonrası bok yolu der kısaca bize. bir çok genç cop korkusuna eylemlere katılamaz. sanki arkadaşıyla küsmek istemeyen kişiler gibi, onları kırmak istemeyen kişiler gibi. daha fazlasına karıştığı anda alır içeri tıkar. aynen arkadaşın size bağırması çağırması gibi. siz yolunuzu tamamen sapıttıysanız alır sizi içeri atar. arkadaşınız tamamen sizinle bağını koparması gibi.
işkence olayına gelirsek, bazı kazık atan arkadaşlar vardır. ancak bana bir arkadaşım kazık attıysa, herkesin arkadaşları kazıkçı anlamına gelmez. yani bütün polisler işkenceci falan değildir. olanlar acilen yakalanmalı.
geçtiğimiz pazar günü, galatasaray lisesi önünde "halkların kardeşliği" diyerek yürümekten başka hiçbir falsosu bulunmayan bir grup insana ellerindeki çiçek demetlerini en dostane duygularla sunan lacivert üniformalı güleryüzlü devlet memurlarının bir kez daha ispatladığı önerme...
tek sorun, sunulan çiçeklerin yürüyenlerin kemiklerini kıracak cinsten olmalarıydı. dostlarımız biraz hoyratlarmış anlaşılan.
+ iyi akşamlar gözüm.
- iyi akşamlar memur bey. buyrun ehliyet ruhsat. biraz hızlıydım sanırım.
+ ya siktir et be koçum ehliyeti, ruhsatı. ben senin dostunum, arkadaşınım bi yerde.
- eee ben gideyim o zaman.
+ dur be koçum. arkadaşlık hangi günlerde belli olur bilir misin?
- ya ne desem? valla bilemedim şimdi.
+ zor günlerde belli olur be dostum. cepte zırnık yok, sen bana bi 100 ytl bağla bakayım.
- ulan rüşvet almanın da bokunu çıkarttınız ha. al be al.
+ anlamadım dostum, bi şey mi dedin? neyse canım benim, yolun ne zaman bu tarafa düşerse bana uğramadan geçme. yatıya gelmeni pek tavsiye etmem ama ekiekieki. hadi öptüm dostum.