polis memurları arasındaki hiyerarşi

entry1 galeri0
    1.
  1. 657 Devlet Memurları Kanununa tabii olup da Emniyet Teşkilatındaki anlamıyla kıdem tabiri bulunan ikinci bir meslek grubu bulunmamaktadır. Polislik haricindeki diğer memuriyetlerde kıdem tabiri, çalışanın, işte çalıştığı süreyi ifade etmekten öte hiçbir anlam taşımamaktadır. Konuyu daha da açıp, somutlaştırmak gerekirse on yıllık bir öğretmen ile bir yıllık bir öğretmen arasında herhangi bir mesleki hiyerarşi bulunmamaktadır. Bu durum, aynı mesleğe mensup olan bireylere eşit ilişki imkanı sunmakta, bu eşit ilişki ise beraberinde şeffaf ve özgür bir çalışma ortamı getirmektedir. Böylece aynı meslekte yer alan bireylerde daha fazla meslekî öz güven oluşmaktadır.

    Polislik mesleğini zorlaştıran etkenlerden biri de hiç şüphesiz ki kıdem meselesidir. Eski memurlar arasında sıklıkla kullanılan Çayda dem meslekte kıdem sözü, bu meselenin Emniyet Teşkilatı içerisinde ne denli yaygın ve baskın olduğunu gösterir bir ifadedir. Belki zamanında kıdem farkının birtakım getirileri, faydaları olmuştur. Ama bugünkü konjonktürde bu yersiz ve haksız hiyerarşinin bir getirisi olmadığı gibi, götürüsünün de oldukça fazla olduğu aşikardır. Bundan 30-40 yıl öncesinin şartları göz önüne alındığında, polis memurlarının eğitim seviyeleri, kültürel yapıları belki de böyle bir kıdem hiyerarşisini gerekli kılıyordu. Ama bugünkü konjonktürde polis memurlarının eğitim seviyeleri, kültürel kazanımları dikkate alındığında, kıdem hiyerarşisinin gereksiz olduğu görülmektedir. Polis memurları arasındaki kıdem farkı anlayışı maalesef zamanla yozlaşmış ve maksadını aşar bir hal almıştır. Bu durum kıdemli memurun, daha kıdemsiz olan memura angarya işleri yaptırması, yeni memuru sürekli psikolojik baskı altında tutarak, onu rapor tutmakla tehdit etmesi, hatta bazı özel işlerini yaptırması, bilhassa çevik kuvvette kıdemsiz memura daha fazla nöbet tutturulması gibi hiç de adil ve etik olmayan ezici uygulamalar şekline dönüştürülmüştür. işin kötü tarafı ise tüm bu uygulamalar sanki normal bir uygulamaymış gibi zamanla teamül şeklini almıştır. Kıdem adı altında yapılan bu yersiz baskılar yeni memurlar tarafından, karakterlerine, kültürel yapılarına ve eğitim seviyelerine göre iki farklı şekilde algılanıp, kendilerinden sonra gelen memurlara algıladıkları şekliyle uygulanmaktadır. Sayısal olarak büyük bir çoğunluk, Ben ezildim ezmeliyim düşüncesini benimserken, diğer bir kısım ise bu yapılanlar tamamen yanlış, ben benden sonrakilere böyle davranmamalıyım fikrini benimsemektedir.

    Kıdem faktörü iş yerinde şeffaf ve özgür bir ortamın oluşmasının önündeki en büyük engellerden biridir. Şeffaf ve özgür bir ortamın olmadığı bir yerde, bireylerin fikirlerini açıkça beyan etmesi, kurumda yeni açılımların oluşturulması mümkün değildir. Bu durum ise kurumdaki statükonun devamından başka hiçbir işe yaramamaktadır. Öyle ki çoğu zaman kıdem farkından dolayı, kıdemli bir memurun yapmış olduğu yanlış bir hareket kıdemsiz bir memur tarafından dile bile getirilememektedir. Bu yanlışlık dile getirildiği vakit saygısızlık ve itaatsizlik olarak algılanmaktadır. Bu durum yeni memurların mesleğe ısınmasını ve mesleğe entegre olmasını güçleştirmektedir. Halbuki sivil bir kurum olan Emniyet Teşkilatında bu tür uygulamaların yer almaması gerekmektedir.

    Polis memurunun teşkilat içerisindeki konumuna bakıldığı zaman, meslek içi hiyerarşide en alt ve aynı zamanda yukardan aşağı doğru en son basamak olduğu görülmektedir. Teşkilat içerisinde her memurun Komiser yardımcısından, 1. sınıf emniyet müdürüne kadar 8 amiri varken 9. amirin ( Kıdemli Polis) olması neden gerekmektedir?

    Bu durum irdelenip, tetkik edildiği zaman, kıdem farkın oluşmasında rütbeli personelin etkisi olduğu görülmektedir. Bunun en somut göstergesi ise Polis Okullarındaki devreciliğin rütbeli personel tarafından desteklenmesidir. Rütbeli personelin kıdem farkını desteklemesi ancak iki şekilde algılanabilir. Birincisi, genel itibariyle 8-5 esasına dayalı çalışan rütbeli personelin, gece polis memurları arasında otorite boşluğundan kaynaklanan sorunlar oluşmasın, ikincisi ise, polis memurları bir birleriyle uğraşsın, birbirleriyle didişsin, bize sorun sirayet etmesin, böylece biz de rahat edelim anlayışıdır. Bu anlayışa katılmak mümkün değildir.

    Emniyet teşkilatı değişimden korkmamalıdır, sivil bir kurum olan bu teşkilatta askerdeki devreciliği anımsatan kıdem hiyerarşisi bir an önce son bulmalı ve polis memurları arasındaki kıdem farkı, hiyerarşik düzen kaldırılmalıdır.
    *
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük