bugün ankara'Nın kutup soğuğunda, ülkelerinde patriot füzesi ve yabancı asker istemediklerini göstermek için yürüyüş yapmak isteyen türkiye komünist partisi üyesi yüzlerce devrimcinin dosta düşmana verdiği ders.
polisin tkp'Lilere müdahalesi değil, tkp'nin polise müdahalesi diye izlemek daha doğru galiba.
buyrun izleyin:
vatanına amerikan füzesinin konmasına karşı çıkanlarla destekleyenlere bakıldığında gerçek vatanseverler hemen anlaşılıyor.
erkan baş kendini yırtmış gerçi olaylar büyümesin diye çok akıllı adam bu ya.
son derece gerekli edit: başlık ve entry'lerin içeriği sonucunda konu "polis:0 tkp:1'e. şimdi onlar düşünsün" e doğru gidiyor. mevzu bu değil. mevzu kavga'da. kavga da ancak şu şekilde haklı olabilir. şiddet, günümüz şartlarında öyle bir boyuttaki şiddete karşı pasif direniş yeterli olamıyor. şiddet birkaç yıllık bir mevzu olsaydı pasif direnişle çözülebilirdi ama bugün bizim şiddet karşıtlığımız bile yüzlerce yıllık bir ezen-ezilen ilişkisi içerisinden geliyor. bunun yanı sıra; bir sürü bu mücadelede yerini bulamamış, mücadelenin temelini ve haklılığını anlayamamış, mücadeleden kendine sorumluluk payı çıkaramamız dahası bunu bir fırsatçılık olarak bilmiş insanlar var. en basitinden "dayak yiyince salya sümük ağlıyorsunuz." diyebilecek kadar kendini zümrenin göt yalayıcısı olarak kabul edebilmiş mideye sahip insanlar var. o açıdan bu tip mücadeleler düzgün bir şekilde aktarılmalı. yoksa mahalle kabadayılığından farkı kalmaz. misal: ülkü ocakları
sınıf mücadelesi verenlere oligarşinin kolluk kuvvetleri belki jop sokuyor ama geriye kalan mücadeleden uzak biliçsiz işçi sınıfı da her allahın günü göt yalıyor ya da kaderini kabullenip anasının bellenmesine göz yumuyor. şimdi kefenin bir kenarında göt yalamak var diğer kenarında jop var. tercih sizin.
"...biraz da sizin için arkadaşlar bu yapılanlar. biz çavuşun kirli işlerine göz yummuş olsaydık, ne lüzüm vardı kan dökmeye? gül gibi geçinir giderdik. o zaman sizin ensenizdeki yumruk katmerli olurdu. "