pokere oyun demek çok büyük bir hakarettir. sıkıcı demek ancak anlayamayacak kadar kıt insanlara mahsustur. poker hakkında bir örnek verirsek onu çok daha iyi açıklamış olacağız. her yıl amerikada yapılan texas holdem poker turnuvasına dünyadan binlerce insan katılıyor ve finale kalan son 20 kişden 10'u değişmiyor. poker piskolojik savaşın en güzel örneğidir ve bu piskolojik savaşa oyun gözü ile bakanlar kaybedenlerdir. kazananı ise değişmez olarak oyunu oynatanlardır.
küçükken oynamaya calıstıgımız, full as ın herseyden buyuk oldugunu zannettıgımız süper otesi oyundur. şimdi ise hergün evde ve internet üzerinden oynadıgım oyundur.oyunu öğreten ve birlikte oynadıgımız kişiler uludagsozluk yazarlarıdır.
(bkz: junior)
(bkz: devilscry)
(bkz: lionheard)
(bkz: doom)
(işte gördüğünüz kişiler poker oynarlar hepsi bu sene oynamaya başladılar hepsi cok iyiler...) *
cok düsünerek kazanamadıgınız, hic düsünmesseniz de kaybettiginiz en iyi kart oyunudur. blöf yaparak her seyi alabileceginiz, elinize iki as gelse de kaydebileceginiz tek oyundur.
yeni başlayanlar için el sıralaması aşağıdaki linkten görülebilir. bu sayede poker oynarken babaaa hangisi döver? diye babaya koşmaya gerek kalmayacaktır. yani umarım.
Par trois gars de mon quartier
Je me suis laisser entraîner
Dans un tripot la semaine dernière
Dans une salle enfumée
Nous nous sommes installés
Autour d'une table de poker
On a enlevé nos vestons
Commandé force boissons
Puis la partie a commencé
Tell que je vais vous l'expliquer
On prend les cartes, on brasse les cartes
On coupe les cartes, on donne les cartes
C'est merveilleux on va jouer au poker
On prend ses cartes, on regarde ses cartes
On s'écrie: - cartes ! puis l'on écarte
J'en jette trois car j'ai déjà une pair
Quand tout le monde a son jeu
On se regarde en chiens d'faïence
On essaie de lire dans les yeux
Du voisin plein de méfiance
J'ai pris trois cartes et lui deux cartes
Vous combien d'cartes ? - moi juste une carte
Ah !..faut se méfier y'a du bluff dans l'air...
- Je suis blind à toi de parler -
Dit au second le premier
Ce dernier s'écrie: - Parole ! -
Le troisième mis' cent francs
Je dis: -tes cent, plus mille francs -
Les deux autres s'arrêtent au vol
Le troisième me dit: -voilà -
Tes mille francs ! qu'est ce que tu as ?
-Trois dames, j'ai gagné je crois
-Non, dit-il car j'ai trois rois ! -
On prend les cartes, on brasse les cartes
On coupe les cartes, on donne les cartes
Je me dis qu'es-tu venu faire dans cette galères ?
On reprend les cartes, on regarde ses cartes
On s'écrie: - cartes ! puis l'on écarte
Je me dis maintenant va falloir se refair'
Pendant toute la partie
Je me faisais des reproches
Quand se termina la nuit
Je n'avais plus rien en poche
Avant que je n'parte, je prend les cartes
Je déchire les carts
Je jette les cartes
Et les piétine avec colère
Au moment de m'en aller
J'entend des coups de sifflet
Une descente de police
Les inspecteurs du quartier
Veulent tous nous interroger
Me voici devant la justice
Ils me disent: - mon garçon
Nous sommes bons et te donnons
Une minute pour t'expliquer -
Je leur ai dit affolé:
On prend les cartes, on brasse les cartes
On coupe les cartes, on donne les cartes
Je n'ai jamais rien eu de meilleur qu'une paire
On reprend ses cartes, on regarde ses cartes
On s'écrie: - cartes ! et l'on écarte
-Je vois très bien me dit le commissaire
On va vous emprisonner
Car du reste je m'en fiche
Mais on va vous affecter
Au département des fiches
On prend les cartes, on regarde les cartes
On trie les cartes, on range les cartes
En prison je suis devenu fonctionnaire
Tout ça parcequ'un jour
Un bien triste jour
J'ai voulu jouer au poker.
kesinlikle şans oyunu olmayan oyundur. şansın hiç önemi yoktur tabi ki denemez ancak pokerde büyük oynayan kişilere bakılıp izlenilirse son derece büyük bir dikkat ve oyun bilgisine sahip oldukları gayet rahat bir şekilde anlaşılabilir.
oyuncunun eli ne kadar kötü olursa olsun, oyun içerisindeki hamleleri ile(raise the pot, all in) eli alması mümkündür. zaten oyundaki amaç en iyi en iyi karta sahip olmak değil, karşısındaki rakibinden iyi ele sahip olmaktır.
her ne olursa olsun, kişinin eli alıp almayacağı son karta kadar(nadir durumlar hariç) belli olmaz.
ocean's eleven, casino royale, ocean's thirteen, rounders gibi filmleri izledikten sonra gidip bi koşu pul, cafcaflı masa örtüsü, maddi durum elverirse mini etekli -tercihen sarışın- krupiyer alma isteği uyandıran, başlandığında bırakılamayan güzel kart oyunu.
elinize kare gelir kalbiniz yerinden fırlayacak gibi iken diger oyuncular oyundan çekilir öyle g*t gibi kalırısnız.lanet bi oyundur bağimlilik yapar kazandıkça kazanasın battıkça batasın gelir.
