90'ların çocukları için metal gazoz kapakları tedavülden kalktığında bunlar yeni para birimi olarak uzun süre kullanıldı.
Daha sonraları enflasyon mağduriyeti yüzünden taso 2 - taso 3 - taso 4 - dev taso - taso tv gibi çeşitleri çıksada eskisi gibi tutmadı.
çok sonraları uzun süre geçerli bir birim bulunamadı digimonlar geldi geçti, yugioh metal tasolar geldi geçti, o buhran zamanları piyasada geçer akçenin olmadığı zamanları sporcu kağıtları uzun süre domine etmiştir.
mahallede misket, taso ve futbolcu kartı ile ilgili sağlam ittifaklar da kurulur, ittifaklar arası kapışmalara da sahne olurdu bu meretler. hatta mahallede evinde bilgisayar olan tek çocuğun(o da acer markalı baba bilgisayarıdır) evinde toplanıp da worms falan oynanırdı kırk yılda bir. şimdi taso olsa, taso kırk yılda bir ya oynanır; ya oynanmaz... orası da ayrı bir tez konusu.
ilginçtir tasoların moda olduğu zamanlarda vcd ler çok modaydı. mahalleden bir arkadaşım tasoyu vcd ye takınca pokemon çizgi filmi çıkıyo, izleriz diye beni kandırmıştı da tasoyu içine koyup vcd yi bozmuştuk. hey allahım hala hatırlar gülerim.
oyuncak müzesinde yoksa tüm serisini alıp bağışlamayı düşündüğüm hede. cips yemekten ve soğuk mermere oturmaktan ishal olurduk. mahallede şöyle bir söz vardı : "taso 2 kişinin oynadığı ve sonunda hep tabi o zamanlar gencim'in galip geldiği bir oyundur." ama o anam sobada yakmayaydı tasoları iyiydi. vay be ne günlerdi.
ortaya koyulan eşit miktarda tasoların üzerine ayrı bir taso atarak resimli tarafını çevirmeye çalıştığımız oyun. şimdi dönüp bir kendi çocukluğuma bakıyorum bir de kardeşime. o zamanlar sosyallik vardı lan. ''sabri'den 20 tane taso keptim olm'' demenin ayrı bir zevki vardı. kardeşim ise ne yazık ki bu zevklerden mahrum akşama kadar bilgisayar oyunu oynuyor. üstelik tek başına. yazık.
tüm taso lar gibi onlarda bizim gibiler için zengin gereçleriydi. zira bu taso lar cips vb zımbırtıların içinden çıkardı. bu zımbırtıları almak için para lazımdı. para ise böyle ıvız zıvır işler için verilecek kadar değersiz değildi.
ulan çocukluk ne büyük bir kürek varmış elinde, ne kuyular kazmışsın ruhumuzun en derininde.
şu anda satan birini bulsam parayı basıp alacağım çocukluk şeysi. esasında bizim çocukluğumuzda pokemondan değil looney tunes karakterlerinin * dünyanın meşhur yapılarının * önünde resmedildiği pasolar vardı. yine çıksa, yine alsak dedirtir.
hala 200 kadarını atmaya kıyamadığım, çocukluğumun en büyük eğlencesi pokemon çizgi filminin tasoları.ilk 3 serisi güzeldi, daha sonraları yeni jenerasyon pokemonlar çıkınca bozdu, tadı kaçtı...
çocukluğumu yiyip bitiren tasolar. sonradan herkesin tasolarını ütüp* mahalledeki en kodaman tasocu olduğumda işi ticarete vurup bir de ordan dönmüştüm köşeyi.*
nası bi illetti bu arkadaş, bi keresinde cipsin içinden iki taso birden çıktı diye bütün gece mal gibi gülümsedim. üzerinde ash ketchum olanını bulsam bünye kaldırırmıydı bilmem.