adam ciddi ciddi evleniyor, bildiğin evleniyor. ben bu entry'i girdikten yaklaşık biraz sonra, ya da yaklaşık daha sonra, en fazla yaklaşık akşama doğru bu adam evlenmiş olacak, artık bekar olmayacak. çok ilgincime gidiyor, tuhafıma geliyor. tam olarak ay ben gülerim durumundayım.
kardeşim benim, biliyorum; gelemediğim için bana kızıyorsun, ama yine de efendiliğinden taviz vermeyip 'olsun kardeşim, napalım, kısmet' diyorsun. olum sen ne mübarek, ne insan evladı bi insansın lan! azcık kızsaydın bu kadar burulmazdım.
kardeşim, sana bu entry'i iş yerinden giriyorum, maalesef geçen hafta cumartesi pazar çalışmadığım için bu hafta sonu komple çalışıyorum. ne desem boş, biliyorum. ama valla gelemiyorum lan, beni affet... bir ömür boyu mutluluklar diliyorum, her şey gönlünce olsun, güzel güzel de yeğenlerimiz olsun. öperim.
3 ay önce tesadüfen girdi bu adam hayatıma ve o günden bugüne bakıyorum hiç bişey yapmadan çok fazla şeyi değiştirmiş hayatımda. bi kere sakinliğin kişiyi her zaman kazançlı çıkartacağını bu adamdan öğrendim ben.
bu adamın ağzından çıkan her sözcük bir film repliği, her tavır ve tutumu başlı başına bir sanat eseri resmen.
bir mülakatla başladı hikaye. mülakatta sivilde de bu kadar ukalaysan, pazartesi gelip işbaşı yap dediği anda ne cins bir adamla karşı karşıya olduğumu anlamalıydım ama nereden bileyim ben.
şirkette sorun çözücü diyoruz, sivilde dert ortağı. siz anlatın o dinlesin; o anlatmaya başladığında siz de dinlerseniz iyi edersiniz.
garip bir şekilde çekiyor insanı kendine. bazen çok şey söyleyerek, bazen tek kelime etmeyerek çekiyor. çözemedik biz bütün şirket olarak. ne vakit üst yönetim toplantısı yapılsa parmakları arasındaki ajandasına eşlik ediyor dudakları arasındaki çav bella.
canınız azıcık sıkkın olsa, gözlerinizin içine birkaç saniye baktıktan sonra anlıyor canınızın sıkkın olduğunu.
garip bir şey var arkadaş bu adamda. iki günlük haftasonu tatilinde dahi yokluğunu hissettiren.
ben aslında ona bağlı bir şirket çalışanıyım. kendisinin deyimiyle bu sikik rekabet ortamının oluşmasındaki yan rolüm. ama olsun bu adamla kapitalizme hizmet etmek de ortaköy'de bir geceyarısı şarap şişelerini kafaya dikmek de ayrı bir güzel oluyor.
arda turan'ı her koşulda eleştirmeye, yerden yere vurmaya hazır olarak bekleyenlere sille'nin kralını vurmuştur. hani üzerine başka hiçbir şey söylemeye gerek bırakmamıştır. helal olsundur.
her şeyden önce kesinlikle kibar yazar. bazen yazdıklarının tam tersi düşüncede olsam da tebrik edesim geliyor bu yazarı. işte ediyorum da .
elini uzatsa öper başıma koyarım.
ilk zirvemde beni ilk karşılayan kişi olarak kişisel tarihime geçmiş yazardır. saygıysa saygı, sevgiyse sevgidir. bir daha olsun bir daha sana sorarım sözlükle olan ilginizi. tanışıldığı için memnun olunulmuş kişidir.
türkiye şartlarına göre fazla akıllı ve kültürlü bir kadın.
saldıranı çok olacaktır haliyle. herkesin onu anlamasını bekleyemeyiz. sonuçta türkiye'de okumuş cahilden bol ne var?
polemiğe girdiğinde "haklısın" denmesi gereken yazar. harika bir kız arkadaşı ve insana zamanı unutturabilecek, güzel bir muhabbeti var. hep görüşelim yazarıdır efendim.