yunan tanrısı poesisus'un şaraptan başı dönünce diğer tanrıçalara şiir tadındaki iltifatlarından dolayı , şiir sanatının genel ilkeleri üzerine düşünmeye poetica denmiştir.
yok yok şöyle:
Poietike , Yapımda Kullanılan Bilgi anlamına geliyormuş yunanca . Poitike ise yapılan demekmiş. işte asırlık dil macerası kelimeyi nereden nereye getirmiş. şimdi ise şiir üzerine düşünceler gibi bir anlama tekabul ediyor , poetika.
gel zaman git zaman , şiirin yapılan bir şey , yani kurgulanmış bir sanat olduğu tartışmaları da , işbu tanımlardan hareketle çıkmıştır. hoş romantikler de tam tersini iddia edeceklerdir : şiir hissedilen bir şeydir diye.
hilmi yavuz'un "tractatus : poetico- philosophicus" adlı şiir üzerine düşünceleri de bir nevi poetikadır. bir nevi değil , basbayağı poetikadır.
aristoteles'ten elimize eksik, öyle ki kimi bölümleri parçalar halinde geçmiş bir kitap olmakla birlikte, düşünce tarihinin tanıdığı ilk, ilk olduğu kadar da önemli bir eserdir.
dramı hayattan daha yüksekte, komediyi de hayattan daha alçak olarak algılayan. bi dediğini iki etmediğimiz ezbere çekip 21. yy'a kadar tüm dönemlerde uygulayabildiğimiz yunan keşmekeşidir.