Sıralamada ilk üç pilottan ikisinin aynı takımdan olduğu her yarışın sonunda yaşanan dramdır. Kupalar verilir, Milli marşlar okunur ve şampanya törenine geçilir. yalnız adamımızın dramı da tam bu noktada başlar. Aynı takımdan olan iki yarışçı delicesine hoplayıp zıplar birbirlerine şampanya ile duş aldırırken bizim adamımız kenarda ne yapacagını bilemez. Sağa bakar sola bakar, aralarına karışmayı denese olmaz, uzak dursa olmaz. adamımızın Bu halini gören eküriler eziğe bak biraz da şunu ıslatalım derler bu hareket iyice yerin dibine geçmesine yol açar. Kaçmak, uzaklaşmak ister oradan. Kendini alkole verip bu derdini unutmaya çalışır, diker koca şampanya şişesini kafaya...
O an, yarışta kaçıncı olduğunun hiçbir önemi yoktur. Açık ara birinci gelmiş olsa bile anlamı yoktur. podyumda kaybeden her zaman yalnız olandır.
eğer yalnız olan pilot yarışta birinci olduysa diğer iki takım arkadaşına acıyan gözlerle bakarak intikam alabilir... bir nebze olsun o melankoliden kurtulmaya çalışabilir...
bir de buna takım kupasını almak için takımdan bir yetkilinin de podyuma gelmesi eklenince podyumda 3e 1 kalan yarışçı için çekilmez derece hüzün verici bir olaydır. kendi milli marşı söylenirken diğer iki aynı takımdan olan sürücü aralarında konuşurlar, gayriciddi bir hava ortaya çıkar. pilotumuz küçük emrah bakışı ile onların susmasını ister ama işe yaramaz. onların milli marşında ise karşılık verebilmesi için konuşabileceği hiç kimse yoktur. etrafına bakar, üzerini düzeltir ama yetmez. şampanya faslında ise şamğanyaları alan iki pilot anında büstlerinden inerek ortaya doğru ilerlerken adamımız sap bir şekilde büstünde kalır. inse araya karışsa bir türlü karışmasa bir türlü. "ah ulan ben bi basın toplantısına geçeyim de size gösteririm" bakışı ile podyumdan iner.
eğer 2. ve 3. aynı takımdansa 1.ye 1.lik haram zehir zıkkım olmuştur. ikisi neşeli neşeli takılırken bu neşeli görünmeye çalışır.. ama için için bu ezik duruma üzülmektedir.