elin zındığı uzayda keşif fethine çıktığı anda nihat abi sultanahmet meydanı'nda halkı daha çok nasıl ağlatırım diye uğraşıyordu. yanındaki yanık sesli arkadaş da en iç yaralayıcı ilahilerle "aslında ilim bizde ama kafirler yararlanıyor" düşüncesindeki kalabalıkları kendinden geçiriyordu. bağırıyordu nihat, "kütük ağlıyordu!" diye. uzayı fethediyordu kafir, "plutonun yeni verileri uzay araştırmalarında çığır açacak" diyordu.
not: nihat'ın o bağırışları arasında bir cümle dikkatimi çekti. "seni" vurgusuyla cümleyi hayal edin: "Ey muhammed! biz, "seni" peygamber ilan eden rabbe iman ettik!" diyor. zaten kandil akşamı allah yerine peygambere yalvarış yakarışta bulunan nihat abinin bu cümlesini dalgınlığına veriyorum. sanki çok tanrılı bir denklemde hz. muhammedi peygamber seçen rabbe yönelmiş algısı oluşturuyor. suyunu çıkarmayın artık. bu kafaya kalsa gidip peygamberin mezarını kazıp saçından kıllar koparacaklar. cübbelinin "peygamberin kılı şifa kaynağıdır" sözünden ilham alanlar da yemeklerine bu kılı katacaklar. işte kafir uzaycılarla aramızdaki fark budur.
