tanım: playstation dan uzak geçen yıllardır.
babam ilk ps 1 imi 99 yılında yurtdışından getirmişti. devam eden günlerde sanal dünyaya daha fazla kaptırdım kendimi, hatta öyle ki sokağa çıkmaz oldum. duygularım donmaya başlamıştı ama o zamanlar bunu anlayamadım. ps in bana dayattığı duygu donukluğuna hayran kalıp gözüm gibi bakmaya başladım. periyodik olarak lensini temizler özenli bir şekilde tozunu alırdım. tam olarak tarihi anımsayamıyorum fakat 2004 yılında bir haber almıştım. ps 2 nin çıktığına dair. soluğu hemen babamın yanında aldım, o da çok endişeliydi benim sanal dünyaya olan düşkünlüğümden fakat ben emindim bu hayat dışarıdakiler den çok daha güzeldi.
sanal dünya temizdi, sanal dünya sınırsız hayal gücü demekti, sanal dünya sorunlardan kurtulmaktı.
zamanı gelmişti ps 2 almanın daha geniş bir hayal gücü beklentim vardı. evden çıkarken babam ps 1 ide topla onuda götüreceğiz. anlamıştım 5 yıl geçirdiğim hayatımda bana en güzel anlarımı yaşattığını sandığım emektar konsolu satacaktık. duygulanmıştım, hayatın acımasızlığını o zaman fark ettim. yenilerin yerini eskisinin aldığını ve bunu yaparken ne kadar acımasız olduğunu. her zamanki yerinden nazik bir şekilde aldım ve teşekkür ettim bana kattığı şeyler için zamanı geldiğinde hem biraz heyecanlı hem de biraz buruktu kalbim ps 1 in bana küstüğünü düşündüm ben seni 5 yıl boyunca dışarıdaki hayattan kurtarmadımmı? şimdi beni dışarıya mı teslim ediyorsun der gibiydi poşetin içinden. kafam karışmıştı. yaptığım ikiyüzlülüğün farkındaydım ama ihtiyacım vardı.
babam beni buram buram bilgisayar fanı kokan bir yere soktu. artık zamanı gelmişti eskisini geri vermenin adam ps 1 i denemek için poşetten çıkardı, çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için o beni hiç yarı yolda bırakmamıştı ki hep doğru çalışmıştı. ne zaman ihtiyacım olsa televizyon sehpasının altındaydı. adam denedi ve yine çalıştı ama hissetmiştim bu kez farklı çalıştı. ihanetin ve terk edilmenin verdiği bir duyguyla çalıştı. ve ps 2 yi aldım o anda unutmuştum eski konsolumu beş yıl boyunca beni yalnız bırakmayan tek dostumu unutmuştum ama şimdi hissedebiliyorum eğer beş yılımı birlikte geçirdiğim bir insanı terk etseydim kim bilir arkamdan nasıl bakardı bana.