bu filmde bir sahne var . king in vietnamda askerliği bitiyor. gitme zamanı geliyor tam helikoptere binerken " hoşçaklın aşağılık herifler" diye bağırıyor. işte bu benim 15 aylık askerliğimin son günü alaydan çıkarken çok yapmak istediğim bir eylemdi. tabiiki king kadar daşşaklı biri değildim. herkesle sarılıp öyle çıktım alaydan amk.
Full Metal Jacket la kapışır. Ama Oliver Stone, Stanley Kubrick le kapışamaz.
Amerikan halkının farklı kesimlerinin savaşta bir araya gelişi güzel işlenmiştir.
1986 yapımı 120 dakikalık dram/savaş kategorisindeki oliver stone filmi, 8.1 imdb puanına sahip. 19 ödül/4 oscarlı film, 6 milyon dolar bütçe ile çekilip, 138 milyonla gişe rekoru kırmıştır https://galeri.uludagsozluk.com/r/1248941/+
oliver stone'un hemen her filminde olduğu gibi duygu sömürme derecesinde dramın bokunu çıkaran sahnelerle dolu olsa da, savaş olgusuna farklı yaklaşan iyi bir filmdir. görüntü olarak da başarılıdır kanımca...
sağlam savaş filmi. köy sahnesi full metal jacket'deki helikopterden köylü tarama sahnesi ile aynı depresif etkiyi vermiştir.
objektif gözle çekilmiş olması ve gereksiz yapmacık sahne olmaması da ayrı bi şahane.
vicdanlı bir insan olarak bazı sahnelerini izleyemediğim, savaşın asıl gerçek yüzünü ortaya koyan müthiş bir film.
savaş karşıtı bir filme savaş filmi demek de hayatın ironik yönü sanırım. Ama bana kalırsa salt amerika propagandası yapan, silah sesinden vicdan sesi duyulmayan kıytırık filmlerle bu ve bunun gibi filmleri tek bi türden sayıp aynı kefeye koymak büyük haksızlık. Sırf bu ve bunun gibi filmler için yeni bir tür adı bulunması gerektiğini ve benzeri filmlerin çekilerek insanlara gerçek savaşı göstermek gerektiğini düşünüyorum.
full metal jacket ile beraber favori vietnam filmlerimden birisi. full metal jacket bol küfürlü bir tanışma sahnesiyle başlarken platoon ise eğitimini tamamlamış askerlerin savaş bölgesine gelişiyle başlıyor. burada esas oğlanımız taylor * üzerinden tecrübeli askerlerin çömezlerle dalga geçişine, yıllardır orada savaşmış gibi gözüken ve yüzü gözü çökmüş askerlerin donuk bakışlarına şahit oluyoruz.
daha sonra karakterleri yakından tanımaya başlıyoruz. babacan elias * , kafadan sakat barnes * , bir diğer kafadan sakat asker bunny * , taylor'ın arkadaşları rhah * , iyi vietnamca bilen lerner * , big harold * ve daha pek çok askerin yaşadığı dramlara ve nihayetinde ölümlerine şahit oluyoruz.
bu arada imdb'de filmle ilgili ekstra bilgiler de var. sizler için bir kısmını çevirdim. ***
- filmdeki teğmen wolfe * karakteri pek çok askere ''bir asker nasıl davranmamalıdır'' denilip izletiliyormuş.
- filmin sonlarında ikinci bölük ceset yığınlarının dibinde oturan taylor'ın yanına geldiğinde taylor elindeki el bombasını düşürüyor. yönetmen oliver stone da ''o sırada herhalde intiharı düşünüyordu'' deyip sahneyi aynen filme aktarıyor.
- oliver stone da vietnam'da bulunmuş zamanında.
- chris taylor rolünün önerildiği aktörlerden biri keanu reeves'miş. reeves teklifi reddetmiş.
- yine chris taylor rolü için johnny depp * düşünülmüş en başta ama vazgeçilmiş. zaten johnny depp de o filmden sonra almış yürümüş *
- barnes rolü de kevin costner'a önerilmiş, o da reddetmiş galiba.
- daha filmin çekimleri başlamadan oyuncular 14 gün boyunca filipinler'de bir acemi birliğinde kalmış. tıpkı acemi birliğindeki gibi saçları kesilmiş, oranın yemeklerini yemişler, duş almamışlar ve ormanda yatıp kalkmışlar.
- filmde gerçek rpg'ler kullanılmış.
- oyuncular çekimler öncesi marijuana içmiş.
- filmin sonlarına doğru rhah elinde sopayla gelip ölü bir askerin cebinden bir şey araklıyor. arakladığı şey ise eroinmiş.
- filmde bir karakter öldüğünde o karakteri canlandıran oyuncu anında evine gönderilmiş.
- johnny depp o yıllarda 22 yaşındaymış.
not: diğerleri çok fazla askeri terim içeriyordu, onları çeviremedim.
amerikan ordusunu tümüyle bir kahramanlık örneğiymiş gibi gösteren abartılı ve taraflı onlarca vietnam savaşı konulu filmin aksine abd ordusunda ne kadar çok merhametsiz*, şerefsiz* ve onursuz* asker olduğunu gözler önüne serebilmiştir. müfrezeyi değerlendiren kimi yorumculara göre film amerikan askerinin psikolojik bunalımını anlatmıştır. bence anlatılansa genel olarak bir savaş bunalımıydı. hem askerin hemde halkın gözünden..
müfreze, amerikan tarihinin zaten gün yüzünde olan kirli sayfalarını izleyicinin yüzüne çarpabilecek nitelikte bir film. adeta; iyi bak! görmezden geliyorsun ama yüzüne çarpınca da görmezden gelebilecek misin dercesine. elimde olsa bu filmi, savaşa; gerekmediği müddetçe ve güçsüzü savunmak söz konusu olmadığı sürece karşıyız diyen batı(!) diye tabir ettiğimiz sözde çağdaş ülkelerin aşırı milliyetçi bürokratlarına zorla izletirdim. hem de suratındaki ''ben çok çağdaş ve modern bir ülkenin temsilcisiyim.'' dercesine kibirli bakan aşağılık ve samimiyetsiz yüz ifadesinin düşüşünü seyrederken..
dipnot: yukarıda yıldızlarla belirtilen özellikler anlatımı bölmemek ve genel bir yargıyı ifade etmek için kullanılmıştır. açmak gerekirse yıldızlardaki bu ifadeler; duygusuz, adi, savaşmaktan bir haber, acımasız, ruh hastası, katil ruhlu, tecavüzcü piç kurularını anlatmaktadır. kaldı ki filmi izleyen bir kişi filmde bu sıfatlardan daha fazlasını da bulacaktır.
willem dafoe'nin döktürdüğü film olmakla birlikte, savaşın adam vurup haykırarak koşmak kadar basit olmadıgını full metal jacket kadar olmasa da cok iyi gözler önüne seren yapım.
aynı zamanda full metal jacket'dan sonra en iyi asker filmidir.
sinema tarihinin en iyi savaş karşıtı filmlerinden. vhs`lere çıktığı dönemde izlemiştim ama yaş itibariyle anlamamıştım bu yüzden izlemeden önce sıkılacağıma dair ön yargım vardı ama 2 saat nasıl geçti anlamadım bile. izledikten sonra hatta izlerken hem askerliğimi yapıp geldiğim için mutlu oldum hem de askerlik yaptığıma pişman oldum. aslında bir savaşta değiliz ama bizim şu an ki askeri sistemimizi ve asker mantığımıza çok benzeyen bir savaştı. bazı sahnelerde aklıma tertipçilik olayı da gelmedi değil. benim söylediklerimi ve filmin genel mantığını en iyi final sahnesinde kısa bir cümle ile açıklıyordu zaten: "şimdi geriye bakıp düşünüyorum da biz düşmanla değil, kendimizle savaştık ve düşman bizim içimizdeydi."
