neresinden bakarsan bir yalnız kalma ritüeli.. garip bir hedonizm barınır yüreğin deltalarında.. onun gözlerinde çok bilinmeyenli denklemler, aranızda zentrilyonlarca ayrılık dizesi; vize vermeyen bir gümrük memuruna sahip bakışları.. sen bakışlarını kaçır, bakışlarını kaçırıp aşkından fidye iste, oturup midye kesiklerine bas her gün, her gün öl sen ne farkeder? otur bi' şiir yazmayı dene, karanlıkta ağla, türkçe şiirlerde ölen güvercin sayısı kadar gözyaşı kurusun yastığında.. ne farkeder? aranızda zımni bir akit varmış gibi sarılın birbirinize.. asla kavuşamayacakmış gibi sarılın.. birbirine adres sormayan kuşlar gibi tüneyin elektrik tellerine..
ortasında "sevda biraz yakayı ele vermektir" diyen bir şiiri okurken bir sigara daha yak.. biraz daha kanser ol sen.. sen, kırgın bir dolaylı tümleç gibi kal bir cümlenin bitiminde.. sen biraz da matematikle uğraş unutmak için; biraz çarpanlarına ayrıl : ne farkeder? " ben bir at' tım yelesine güneş takmış; vuruldum ayaklarımdan, ayakmışım ben yalnız, öldürdüler beni, nal hani uğur getirirdi.. " de kendine.. evet vurul birine.. o vurulduğunla biraz daha vurul : ne farkeder?
aranızdaki adezyon kuvveti' ne ihanet ederek daha da satın aşkı.. beraber erteleyin hayatı.. hayata birlikte tecavüz edin.. cam kırıklarına basın yine.. siz sakın söylemeyin birbirinize; açılmayın.. yüzmekten korkun..
aşk : okyanusta boy vermek hadisesi, aşk, gürpedek, çıtayı yükseltmek kompleksi.. oturun sonra.. alice'den, tavşan'dan, kırmızı başlıklı kıza oral seksi öğreten kurttan, o kurdun yediği yaşlı moruktan, o moruğun varisli bacaklarından bahsedin.. ertelemek için bahaneler bulun.. antiaşk diye bir ilaç geliştirin.. ne bileyim beraber intihar edin..