aşk her daim bakir bir inanç diyordu ya üstat. bu bakir inancı acıyla ve yoğun hayal kuruşlarla biçimlendirirsek ortaya çıkabilecek olandır. bu biçimlendirme de dünyevi işlere, sekse gerek yoktur. ben senin resmine aşık oldum senle ben gerçekte (reel de) yaşasak bunları hayal kırıklıklığına uğrayabilirim, ama resim bunu yapmaz derken metin erksan bazı şeylerin altını sağlam çizer. yusuf atılgan da anayurt oteli 'yle şizofreni ye dek götürür konuyu.
sonuç, platonik aşk aşkların en güçlüsü. nasıl bir kere de olsa (sonuçta okul bitmese de kovulsak dahi) üniversite hayatı yaşanması gereken bir şeyse platonik aşkta yaşanması gerekenmiş.