platonik aşka özsel şiirler

    1.
  1. ey sevgili,yaşarım seni, sen bilmeden
    uzaktan sevgi dolu izler dururum
    açtığını görürüm sabahın ilk ışıklarında
    karanlık çökünce, mahsun gözkapaklarına
    öyle sessiz, için için kanarım.
    sen, sevdiğim tek varlık, sana yalvarıyorum
    yüreğimin düştüğü girdabın dibinden;
    geceleri içinde korku ve ızdırap yüzen
    ufku kurşun, donuk bir evrende yaşıyorum.
    üstümde aynı elbise aşığın olduğum
    köhne bir oda, güller içinde solduğum
    hazin beynimde yankılanan gülüşün,
    akşam gün batımıyla göğü dolduran sesin,
    yakamı bırakmayan sonsuz yalnızlık sığmıyor acıma.
    eğlendirmez oldu sahip olduğum esintiler,
    hissedilmeyen binlerce sössüz şarkılar;
    ölüm bile tebessüm alamadı
    bir mezar gibi sensiz yaşamım,
    ruhumu başka ateş ısıtamadı.
    yağmur damlaları çizgi çizgi düşerken geceye,
    şarkını titreyen alev gibi yıldızlar söylüyordu;
    hiç durmadan başladım inlemeye,
    bir cenaze alayı geçitteyken yüreğimde
    umutlarım bir yarasa gibi ürkek, ağlıyordu.
    bir gün öleceğim
    Ki, ölüm bile alamayacak ürpertini
    özlemlerin büyülü aynası,
    kımıldamadan duracaksın yalnızlığımda
    açılacak yorgun karanlığım ışığı sürgün ederek
    hüzünlü saniyeler bir mezara taşıncaya dek.
    toprağım, çürüyen bedenim,
    yine herşeyim sen olacaksın
    ışığı bildik dili konuşan sensiz yıldızlar
    ne çok severdim geceyi, olmasaydı acın.
    bin yıl yaşamışcasına çok düşüm var sana dair
    çekmeceleri tıklım tıklım özlemlerim
    binlercesini gizledim gözlerine
    hayallerini gömdüğüm, büyük bir mezarlığım
    kaybetmekten korktuğum gecelerde bile.
    doymuyor yüreğim, aç ölüme
    bulutların beyaz kefenim
    cennetinden kovulduğum dün gibi
    aşığın olduğum hüzündeyim
    eski kokuları yok güllerin
    ışıksız soğuk bir dünya, belirsiz
    yırtılmış maviliği altında göklerin
    yarınları yaşatan ayna karanlık
    tatlı yaralar açtın bedenimde
    kanayan yaralarına diş geçiren kalbim
    ki, büyük acılar içinde
    kendimin vampiriyim.
    güzel kokulu cennetim, uzaklardasın nice
    sensiz ışıtabilir mi çamurlu kara bir gök,
    yırtılır mı karanlıklar sabahı, akşamı yok
    güzel kokulu cennetim uzaklardasın nice.
    derin bir acıyla ay kendinden geçti
    uykuların düşmanı karanlığa büründün
    büyümüş gözlerimde hayalin uçuyor sürekli
    beni sevmediğin gecelerde öldürdün
    dilediğin gibi ol, kızıl tan, kara gece
    şimdilik yak gözlerini
    anlamsız bakışlarda doyur isteklerini
    her arzun kabulüm
    dilediğin gibi ol.
    sevgim, uzak çağların kıyısına vurursa,
    bir akşam, hüzne boğulursa
    alabora ederse yüreğimi
    sevgime asılıp kalırsın
    tüm zamanlarda hatırlanırsın
    derin uçurumlar, sesimi duyuran zaman
    bir gölge gibi benimle anılırsın.
    gözlerin kapandığında
    otlar ve kemikler arasında beklemeya başladığın an
    seni kollarıyla saran toprak
    bilsin ki yok edilemez aşkım
    söyle ona, seni çoktan sakladım
    uyuduğun zaman bir gün mermerlerin içinde
    sıcak yatak, ev yerine
    yağmurlu oyuk bir çukura girdiğinde
    o güzeller güzeli bedenine abanıp taş
    bütün tutkularını ezerken yavaş yavaş
    sonsuz düşümün sırdaşı olan mezarım
    ki mezar seveni hep anladı, anlar
    mezarımdan doğrulup tanrıya yakaracağım
    işte o an, ilahi aşkımın yakarısı
    anlayışla azabı durduracak
    taş gibi yalnızlığında sana dokunmayacak
    ben, seni ecelden dahi korurken
    ah, gecelerimin sessiz ağı
    biliyorum ellerin yaşamıma uzanmayacak.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük