arkadaşlarınıza, ailenize olan davranışlarınızın istemeyerek te olsa değişmesine yolaçan ızdıraptır.onu düşünmededen yapamazsınız düşündükçe ağlarsınız. gözyaşlarınız ise yanan bir kor gibi yüreğinizde derin çizikler bırakarak ilerler..
Platonik aşkta, insan bir kişiye aşık olurken, önce onun güzelliğine aşık olur, sonra bu güzelliğin tanrıdan geldiğini anlar ve artık herkes güzel görünmeye başlar çünkü herkes tanrının verdiği o güzelliğe sahiptir. Son aşamada kişi tanrıya aşık olduğunu farkeder. Yani bu kişinin aşkı artık seküler değil, tamamen tinseldir
Hani küçük çocuklar vardır sevgisini ve ilgisini bir tarafa çekmek için uğraşırlar bende küçük cocuklardan biriyim.Sevgimi ona göstermek için tüm eğlenceli oyunlarımı sundum. Ben sundukça içimdeki sevgi büyüdü o güldükçe içimdeki aşk cesaretlendi onun gözleri parladıkça ona olan ilgim arttı. bende o küçük cocuklardan biriyim işte. o benim platoniğim olarak kalcak. ve içimde git gide büyücek.. çaresizcede olsa ne kadar uzakda kalsak ona olan ilgim hep aynı kalacak...
saatlerce belki pencereye çıkar da yüzünü görürüm umuduyla beklemektir, ama kötü müdür ?
hayır değildir, belki üzer, ama bu saatler sonunda sevdiğinin yüzünü bir kez görmek bile herşeyi unutturur insana.*
en güzel,en tatlı aşktır. platonik aşık olmamış insan en güzel duyguları hiç tatmamış demektir. her gece onu düşünerek ağlayarak uyumak,onu sevgilisinden delice kıskanmak,onların her yakınlaşmasında ondan nefret etmek yerine ona bir kez daha bağlanmak,size yaptığı her haksızlıkta bile ona ne kadar ihtiyacınız olduğunu düşünüp ondan vazgeçememek,o sizin varlığınızdan bir haber sevgilisiyle saatler geçirirken onun için hıçkıra hıçkıra ağlamak... işte tüm bunları yaşarken bir bakmışsınız ki o hayatınızın en önemli parçası oluvermiş onsuz,onu düşünmeksizin yaşamak imkansız hale gelmiştir. *