kanser gibidir platonik aşk, istemediğin halde yayılır vucuduna. bundan kurtulmak kolay değildir, kurtulsan bile içini sızlatan şeylerden kurtulamazsın
eğer ulaşamayacağını bir gün anlarsan otomatik olarak vazgeçiyorsun zaten.insan sonradan düşününce onun için ne şebeklikler yaptığını hatırlıyor.kendini ona beğendirmek için kendisi olmaktan çıktığını hatırlıyor.hep derler ya zaman her şeyin ilacıdır.işte bu söz insana aşıkken küfür gibi gelirdi.ama insan her geçen gün olgunlaştıkça zamanın kudretini daha iyi kavrıyor.eğer açılabilinecekse sevilen kişiye direk söylenmeli.söylenmeden kıvranmanın verdiği acıyı yaşamayan kimse bilemez.hele ki platonik aşk yaşayan kişi reddedilmeyi fena halde kafaya takıp ,aşırı gurur yapacak kişiyse ,işte o zaman platonik aşkla geçen her saniye ölüm gelir bu kişiye.bu yüzden mümkünse direk suratına söylenmeli.çünkü gerçekten eğer sizde gönlü yoksa istersen maldivlerde teklif et.hiç fark etmez.olacağı varsa olur.öyle değil mi yani.mesela hiç hoşlanmadığım bir kız bana hoşlandığını altın havuzunda söylese ne yazar ki.zaman ve mekan hiç önemli değil eğer karşı tarafta kıvılcımlar yoksa olması muhtemel değil demektir.sonuçta zorla güzellik olmuyor.eğer bu aşk gerçekten ulaşılamayacak gibi görünüyorsa ,kimse merak etmesin zamanla unutuluyor.hem de nasıl unutuluyor tahmin bile edilemez.eğer unutulmasaydı şu an bu satırları girecek kişi bir sözlük yazarı olamazdı.muhtemelen hayatta olmazdı.zaman sadece biraz zaman...
edit: aslında insan daha mantıklı düşünürse bazen sevdiği kişinin kendisini hak etmediğini ve asla hak edemeyeceğini anlıyor.her işte bir hayır vardır sözü işte tam buraya cuk diye oturuyor.
boyle zamanlarda ıyımser olmak guctur.* ancak kendınızı kaybetmemekte buyuk yarar var.ama soyle ozet gecebılırım..
1- tanıdıgınız ve arkadasınızsa, platonıklıgınız devam etsin. guzel duygular besleyıp, onu dusundukce mutlu olmaya calısın. * ancak bır sure sonra da onu dusundukce uzulmeye baslarsınız. ya sohbetınız yeterınce degıldır veya merhabadan oteye gıtmezse. kurtulmak ıcın kafanızı dagıtmanız lazımdır. bir hobı veya dısarı cıkıp yenı seylerle ılgılenmek gıbı. yok artık o unutma devrelerı ıse yaramıyorsa , yenı bırılerını bulunu zaten gectım zıra yıne ıse yaramaz. o zaman malesef tek çözüm: z a m a n.
2-tanımadıgınız bırı ıse: arkadas olmayı deneyın. olamayınca kafayı yıyebılırsınız zira.* arkadaslıgınız ılerlemıyorsa ve sızı de hıc tanımıyorsa sakın mal gıbı acılmayın rica ederim. artistlik yapıp da gaza da gelmeyin. iyiliğiniz için.. yıne unutmaya calısın veya calısmayın ona nıce dizeler dokturun veya kahrolun her gördugunuzde onun yanındakılerı kıskanın kafayı yemıs gıbı. (bkz: ben.)
yok arkadasım ben o kadar da asık degılım oylesıne gecıcı oldugunu dusunuyorum dıyenlerdensenız zaten ya yenı işinizde, yenı okulunuzda veya yılınızda unutturacak seyler olacak. bosverın gıtsın cıddı degılse.
sorunuz olursa her zaman yardımcı olmak ısterım.
p.s aklıma baska durumlar geldıkce duzeltılecektır yazım.
ve bu yazıya daha acıklayıcı seyler yazmak ısterdım ama bu saatte benım kafam da dagınık, sabah olsa da karısık bıraz artık boyle oldu.
gidip itiraf etmektir, bir suç işlemiş kadar suçlu ama çocuk kadar masum. sonuçta onu sevmenizin suçlusu siz değilsiniz ama onu sevdiğiniz için suçlusunuz.
biri var uzaktan bakıyorum, yanına gitmeye çekiniyorum, kabul etmez diye değil, ya kabul ederse diye, onu da diğerleri gibi buruşturup rafa kaldırırsam sa diye. böyle daha iyi, her daim hoşça.