aşık olduğun kişi için onun yanında solda sıfırsan hiçbirşeysen süprüntüysen suntaysan gerçekten çok acıdır. acıklıdır. hayatından alıkoyar insanı. hayattaki başarısını engeller. en kısa sürede kurtulunmalıdır. bu kompleksten.
anlamsizdir. iki yila yakindir bu durumun pencesinde biri olarak soyluyorum ki gercekten degmiyor. sevilmiyorsun, sevilmiyoruz iste niye zorlayip uzuyoruz ki kendimizi?
benim acemiligime denk geldigi icin kapildim gittim.
sizi seven biri varsa onu sevin dostlarim. uzulmeyin sonra boyle sacmaliklarla.
geçen sene bu zamanlardı. sözlük üzerinden uzun uzadıya yazıştığım bir hatunla buluşmaya karar verdik. erkeğim ya mına koyim tıynetimi sikim aklımda fikrimde memeleri var götü var. bi buluşsak biliyorum arabamı görünce verir kevaşe. giyindim süslendim jantri gittim, hatundan önce vardım buluşacağımız mekana. içeri her giren hatuna inş budur inş bu değildir falan diye yorum yapıyorum beklerken. ufaklık durmuyor yerinde. kolay mı amk sözlükten ilk kez bi hatunla bulışacam o da heycanlı sikiş dönecek diye.
bir iki üç derken içeri bir melek girdi. yok dedim lan bu olamaz. sağa sola baktı telefonu aldı eline. kuralları vardı kezbanın tel njosunu vermemişti, sözlükten mesaj atacak.
ben hala yok amk diyorum sözlükte böyle kız olur mu lan. eğer buysa olum ne sikmesi, bırakırım bu beni siksin amk. kıyılır mı lan buna. derken telefonla işi bittiğinde kaldırdı kafasını, baktım mesaj gelmiş bana da. "geldim kapıdaki kırmızılı benim" diyor.
bir ara düşündüm hiç kalkmasam mı oralı olmasam mı bu güzzellikle ezer lan beni bu. e biliyorum yazışmalardan aklı fikri de yerinde. ne ezmesi amıma bile koyar.
sonra dedim olum mal mısın kalk lan işte kaçar mı bu yavru? ayağa kalktım el salladım ama 5 dakka önce kurulmuş olan çadırın yerinde yeller esiyo. iktidarımı kaybettim sandım o an için. sikmişim iktidarı lan bu hatunla oturup 1 saat çay içim ömür boyu başkasına domalsam da olur dedim.
geldi bir gülüyor ki allahım sen ne büyüksün nasıl yaratırsın bunları dedirtiyor. bir kısıyor gözlerini içindeki parlaklık mekanı aydınlatıyor.
çaylarımız geldiğinde garsona bir teşekkür edişi var ki o an onu değil garsonu sikmek geliyor insanın içinden. bir yandan da tırsıyorum şaka mı lan bu diye. sözlük organize olmuş beni mi kekliyor diye korkuyorum.
hava nasıl serin, rüzgar estikçe saçı uçuştukça eridim karşısında. o konuştu ben dinledim, ben saçmaladım o dinledi. üşüdü verdim ceketimi kaçırır mıyım fırsatı. aklımda ne sikiş ne sokuş dağıldık evlere.
çıkmaz mı insanın aklından o melek yüzü çıkmadı işte mına koyim. o sesi gitmz mi kulaktan.. gitmedi. gece teşekkür ettiği garsona gidip ağzını burnunu sikmek geldi içimden. serde erkeklik de var yazmıyorum o yazmadan.
bir baktım telefon numarasını mesaj atmış gece. durur muyum lan hemen aradım. sikmişim coolluğun gelmişini geçmişini. sonra her gün aradım. her gün, her gün...
dayanamadım bir kez daha buluştuk. bu kez aklımda ne seks var ne sikiş. porno izlemedim lan onu tanıdıktan sonra. bilen gavatlar bilir böyle kızları. insanın erkekliğini alır da geri vermez.
bu buluşma diğeri gibi geçmedi. nasıl seksi giyinmiş. açık bir yanı yok götü başı kapalı ama nasıl seksi bilirsiniz.
istedim onu hayvan gibi hem de. eski ulu geri döndü amk dedim. sikmişim masumiyetini kütür kütür sikilir bu. istiyorum seni dedim o okul anısını anlatırken. şaşırdı. ne diyosun sen ya dedi. istiyorum kızım seni dedim. köpek gibi istiyorum. mına kodumun kezbanı tek kelime etmeden kalktı gitti.
lan hayvan desene, gerizekalııığğ desene, tokat atsana, türk filmi triplerine girsene amk. pişman etmesene beni hayvanlığıma. yok ama asalet tanrıçası gülümsedi ama ne gülümseyiş. yatırıp sikse daha anlamsız olurdu. kalktı gitti.
aradan birkaç hafa geçti bilirim üstüne düşmeyince ayaklarıyla gelir bu havasına hava bastıklarım. istediği kadar farklı olsun türk kızı işte amk aradı. neden bozdun bu arkadaşlığı dedi neden yaptın dedi. yukarda ne yazıyosa aynen anlattım kevaşeye. sikmek için gelmiştim kıyamadım kızım sana dedim. ama istedim lan suç mu? sarı saçlarının sorumlusu ben miyim amk.
görüşelim dedi. bir gün sonra küçük bir otelde buluştuk. kıyar mıyım lan dokunmaya, saçını kokladım sabaha kadar. şekerli sakızlar var ya onun gibi kokuyo sürtük. sokuldu koynuma uyuduk. sabaha karşı uynadım pencere kenarında oturuyor, havuza bakıyor boş boş. napıyosun dedim. havanın aydınlanmasını bekliyorum gidicem dedi.
yine şimşekler çaktı bende. sokuşmadan mı gidecek amk. olmaz öyle şey. gittim yanaştım yanına. öpüp kokladım. yatağa getirdim. bilmiyorum ki bakire midir değil midir yürüdüm allah ne verdiyse. umrumda mı amk. benden önce kaç ya.rak ediği umurumda mı?
gözüne baka baka, tenini koklaya koklaya seviştim. kadın kokmuyordu lan, yeminle cennet kokuyordu. uyuduğunda çıktım gittim odadan. aşık olmayayım diye çıktım gittim. köpeği olmayayım diye çıktım gittim. alacağımı aldım çıktım gittim.
sonra ne o aradı sordu ne de ben.
köpek gibi üç beş kez ağladığım oldu ama yüzüm mü var sevdim lan seni demeye. yosma sevse kendi dönmez miydi zaten.
ahh ulan bir dönseydin ya, ah ulaan biz şimdi neyiz deseydin, sabahına sevgilim deseydin de bu kömür karası aşkı bana yaşatmasaydın ya.
ulan ne tür bir kezban çıktın lan sen, ne tür bir şeytan çıktın...
platonik aşk acısının sebebi genelde ya karşındakinin yükseklerde uçma kat sayısının fazla olmasıdır, ya da cidden sevme kardeşim o sana göre değildir. ama gönül bu illa ki o olsun diye bekler.
bütün aşklar gibi er yada geç bitecek olan aşktır.bunun farkında olmak gerekir.asıl önemli olan bu durumdan psikolojik hasarlar almadan kurtulabilmektir.
