kitaplarını okurken sanki laf anlatmaya üşeneceğiniz dedeniz yazmış hissine kapılırsınız. sanatçı dediğini evin kapısına bile koymıycan, devlete almıycan. ha sanatçı derken tabi ki edebiyatçı. ressamları ve heykeltraşları sanatçı bile kabul etmiyorum, onlar anca bizi ideadan uzaklaştırırlar. ha devlete aldığımız sanatçılar da tabi ki devlet propagandası yapacak. yani kontrol edelim de gençlerin kafalarına yanlış şeyler sokmasın diyerek ilk defa sansürden de bahseden filozoftur.
adeta bir mash up kişilik. hocası olan sokrates, öğrencisi olan aristo.. iki çağ ötesi insanı da tanımayı başarmış yüce şahsiyet.. soruları çok basit ve derinlik içeren kişi..
zamanın platonunu aramak için çok yollara düştüm ben. aradığım kendini kitaplara kaptırmış ya da az konuşan ama her lafından bilgi dökülen biriydi. bulamayınca farkettim ki belki platon gun doğumuna yakin sahilde yururken karsina cikar. sogukta sana fisildar "bilgi içine de doğar" bunu farketmemle birlikte telaşlanmayı, cahilliğime üzülmeyi bıraktım. bildiğim, bilmediğim ne varsa unuttum her gün. yeni öğrendiğim hiçbir şey bana yetmedi ve yetmeyecek. doğada adalet vardır, bilgi arayana mutlaka gelir.
sokrates, yazma işini saçma ve gereksiz bulmasına rağmen en seçkin öğrencisi olarak aşağı yukarı herşeyi not etmiştir. bunu da kendisi söylemiştir zaten ama hangi diyalogtaydı hatırlayamadım. sonuç olarak, yeryüzünde okunası en güzel/faydalı şeyleri yazan adamdır kendisi. okuyun, okutturun, zihin açar.
''deneyimimize konu olan dünya Yanılsamaların dünyasıdır.
Çünkü duyularımız ile algıladığımız her şey, sürekli olarak değişen, dönüşen bir yapıdadır''.
''gerçek ;Sürekli, kalıcı ve değişmez olmalıdır''.
kaka ve çişin de idesi var denilmek istenen filozof. sadece iyi şeylerin değil. gerçi sen başka bir diyalogunda başka bir şey söylemişsindir, kim bilir!