sokrates'in tanrısıdır. sokrates'in gerçek bir insan olmadığı, yalnızca platon'un; düşüncelerini anlatabilmek için oluşturduğu bir karakter olduğu fikri ağır basmaktadır.
ideal devletin nasıl olması gerektiğini 2000 küsür yıl önce söylemiş ama kadınları anlayamamış büyük filozoftur. Kadınları anlamanın ne kadar zor olduğunu siz düşünün artık.
Bana göre felsefenin babası sokrates'se anası da platon olmalıdır. Çünkü sokrates'in düşüncelerini kayıt altında tutmuş ve bugünlere kadar gelmesini sağlamıştır. Sokrates'in en iyi öğrencisidir.
devleti filozofların yönetmesi gerektiğini söyleyen büyük deha . dünyanın en soylu, en masum ve en doğru ideali . oysa gerçek hayatta filozoflar insan yerine bile konmaz , fazlalık olarak görülür .
"demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır.
Eğer bu sağlanamazsa, demokrasi, otokrasiye geçebilir.
Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demogoglar, kötü de olsa başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.
Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse, oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer.
Demagoglardan da diktatörler çıkar."
günümüzün tiranlarına çağın ötesinden gönderme yapmış olan filozoftur. reis ne güzel demiş: "Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir."
devlet hakkındaki görüşlerini fazlasıyla benimsediğim büyük filozof. Ona göre ahlakla siyaset birbirinden ayrılmaması gereken muti. Olanın değil olması gerekenin üzerinde durur. Ayrıca sokrates' in öğrencisi. Zaten kitaplarında sokrat portresi görülür.
sokrates'in yanı sıra pisagor'dan etkilenmiştir. mısır'da uzun süre yaşadığı biliniyor. felsefesinin temelinde ezoterizm vardır. mısır kaynaklı hermetizm'den de fazlasıyla etkilendiği düşünülmektedir. çünkü diamon'ları yani tanrısal karakterleri hep dünyevilikten sıyrılmış karakterlerdir. erdemli insanın ve filozof kralın ancak dünyevi duygulardan arınarak tanrı'ya yada tanrı düşüncesine yaklaşabileceğini ileri sürmüştür.
Nedense bana bu şiiri hatırlatan yunan filozofudur.
Ekmek şarap sen ve ben,
Bir de sabahın dördü.
Dışarıda kar,
Odamız ılık,
Gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe,
Anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir çocukla yattığını.
Aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını.
Kıskandım Gogeni Tahitilim
Terlemiş vücudunu silerken
Cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
Saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
Güneşi doğurmuştu ölü cisim
Martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
Nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
Sam yelim Sahra-i kebirim
Kahrettim her şeye o gün
Babanın çarap çanağına, Gogen'e, kadere, sana, bana birde gittiğin arabanın tekerine
Ne diyordum arkadaş....
Diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
Ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
Daha sonra yaparım hayatın felsefesini
Sırayla olurum Fatih, Selim, Kanuni
Bazen kadın hamamında tellak....
Bazen Cristof Kolomb
Napolyon'ken düşünürüm elbede geçen günleri
Timur'ken Beyazıt'ı yenişimi....
Bir kere Aristo'nun hocası olmuştum
Ona verdiğim dersle gurur duymuştum
Bazen Jan Dark'ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
Bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum
Eğer daha da içersem
Shaskespare halt etmiş derim karşımda
Salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
işte Mozart'ın aradığı melodi bu diye gülerim
Enayiymiş be Platon...
Bir içsinde görsün....Ne felsefesi varmış bu hayatın
Anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu
Islak kaldırımlarda yürürken acırım
Önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
Ukalalık işte derim neme lazım senin
Kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş....
Ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
Şehrin hizbe sokaklarında
Yavaş yavaş kaybolur benliğim.
platon kallikles'e der ki: felsefenin fazlası zarardır. Felsefe bir kerteye kadar iyidir, hoştur; faydalı olduğu kerteyi aşacak kadar derine inerse, çileden çıkar, kötüleşiriz; herkesle doğru dürüst konuşmaya, herkes gibi dünyadan zevk almaya düşman oluruz; kimseyi yönetemeyecek, başlarına da kendimize de hayrımız dokunmayacak hale geliriz; boş yere şunun bunun sillesini yeriz.
sokratesin vasat öğrensisi. tarzı soru yoluyla doğrulara ulaşmadır.
bilginin doğuştan geldiğini savunur yani ona göre doğru, gerçek bilgi tümellerin doğruluğudur.
bir de idealar dünyasının sonsuzluğuna inanır.
Platon'a göre gerçeklik iki kısımdan oluşur.duyular evreni ve idealar evreni.
Duyular evreni: kesin ve mükemmel olmayan beş duyumuzu kullanarak edindiğimiz bilgilerden oluşur.duyular arasında hiçbir şey sağlam, kalıcı ve varlığa sahip değildir.
idealar evreni: akıl kullanılarak kesin ve güvenilir bilgiye sahip olabilineceğini savunur.bu evren duyular aracılığıyla bilinemez.idealar(biçimler) ebedi ve değişmezdir.
m.ö. 428-347 yılları arasında yaşamış, sadece kendi döneminin değil tüm zamanların en önemli filozoflarından biridir. asıl adı aristokles’tir. platon ismi daha sonra kendisine verilmiştir. felsefe denilince akla ilk gelen filozoflardan biri olan platon, batı felsefesinin temellerini atmıştır. islam dünyasında eflatun ismi ile tanınmaktadır.
felsefenin yanında edebiyat, geometri, cebir, sanat, eğitim, siyaset gibi alanlarla da ilgilenmiştir. akademi okulunu kurmuş ve ölümüne kadar bu okulda ders vermiştir. bu okulun girişine yazdığı "geometri bilmeyenler giremez" yazısı meşhurdur. ünlü filozof sokrates’in öğrencisidir. düşünce yapısında hocasının çok büyük etkisi olmuştur. hocasının onun üzerinde bu kadar etkili olmasının sebebi, söylediklerini yaşamasıydı. kendisi gibi bir diğer ünlü filozof aristoteles’in hocalığını yapmıştır. soylu bir aileden gelmektedir. ancak bu yönünü hayatında bir ayrıcalık olarak kullanmamıştır. ailesinden gelen ayrıcalık ve sahip olduğu donanım sayesinde siyaset yapabilecek imkanı olmasına rağmen o, bilim ve sanat ile uğraşmayı tercih etmiştir. otuza yakın eseri olduğu kabul edilmektedir. ancak bunların bazılarının kendisine ait olup olmadığı konusunda şüpheler vardır. bununla beraber iki temel eseri vardır. devlet ve yasalar. platon, eserlerini diyaloglar biçiminde yazmıştır. diyaloglardaki baş aktör çoğunlukla sokrates’tir. sokrates insanlarla görüşlerini tartışır ve onların görüşlerindeki tutarsızlıkları ortaya koyar. platon çoğunlukla görüşlerini sokrates’in ağzından açıklamıştır. platon’un eserlerini birinci ağızdan anlatmamasının iki nedeni vardır. birincisi, direkt anlatmanın etkili olmadığını, diyalogların daha etkili olduğunu savunur. ikincisi, dönemin siyasi atmosferinden çekinmiş, bu nedenle de söylediklerini bir başkasının sözleri gibi söyleyerek tepkilerden kaçınmıştır.
platon felsefesi üç döneme ayrılır. sokrates dönemi, olgunluk çağı dönemi ve yaşlılık dönemi. ancak her dönemde ele aldığı sorunlar değişmez. bunlar; değişme, bakış açısı, soruna yaklaşım ve getirilen çözümdür.
sokrates dönemi: platon’un gençlik dönemini oluşturur. gerek ele aldığı sorunlar, gerekse sorunların işlenişi sokrates’i yansıtır. bu dönemin iki ağırlıklı konusu bilgi ve erdemdir. olgunluk dönemi: platon, bu dönemde insan yaşamına olan yaklaşımı ile doruk noktasına ulaşır. orada idealar dünyası, bilgi, bilme uğraşı hep insanın mutlu yaşaması içindir. bu bakımdan platon hocası sokrates’ten gelen etkiyle ideal bir yaşamın belirleyicisi olmuştur. yaşlılık dönemi: platon, insanın yaşamındaki asıl amacın, insanın ruhça olgunluğa ermesini sağlaması ve gerçek mutluluğu yakalamaya çalışması olduğunu savunur.
platon’un bilgi anlayışı, zaten önceden edinilmiş olan ve ruhta saklı bulunan bilgilerin açığa çıkarılması, anımsanması esasına dayanır. platon’a göre doğuştan gelen bilgiler vardır. bunların ortaya çıkarılması için eğitim gereklidir. platon, eğitime ahlak felsefesi üzerinden çözüm aramıştır. platon, insanın aciz olduğunu; ancak eğitilebilir bir kabiliyet taşıdığını ve bu kabiliyetin de ancak toplumda ortaya çıkabileceği inancı ve anlayışındadır. platon, "insanın insana ihtiyacı vardır, insanı yeniden kurmak için insan gereklidir" diyerek manevi gelişmenin temelini insanlar arası ilişkilere dayandırmaktadır. platon’un felsefesine göre eğitim, ruhu iyiye çevirme ve bunun için en kolay, doğru ve şaşmaz yolu bulma sanatıdır. o’na göre hiç kimse, isteyerek kötü değildir. kötü bir insan, yanlış bedensel alışkanlık ve aptalca bir yetiştirme ile kötü olur. insan beden ve ruhtan oluşmaktadır. beden ölümlü; ruh ise ölümsüzdür ve idealar alemine aittir.
platon'un eğitim felsefesinin bazı karakteristik özellikleri şöyledir:
eğitim ve öğretimin beraber verilmesi gerektiğini savunur.
eğitimin, doğuştan sonra başladığını belirtir.
bir bireyin eğitimindeki en önemli evre, doğumundan resmi eğitime başlayacağı zamana kadar geçen evredir.
ebeveynlerin, çocukların ilk eğitimi konusunda çok dikkatli olmaları gerektiğini vurgular.
ebeveyler, çocuklarının ilk eğitiminde koruyucu bir rol oynamalıdır.
bütün çocuklar üç yaşından sonra resmi görevli eğitimciler tarafından yetiştirilmelidir.
çocuklar bu yaştan itibaren bugünün kreşine benzeyen kurumlara verilmeli ve orada hep birlikte büyütülmelidir. ayrıca, ona göre bu devrenin eğitimcileri kadınlar olmalıdır.
çocuk, 3 yaşından 6 yaşına kadar oyuna teşvik edilmelidir.
çocuklar nazlı büyütülmemeli ve kurallara aykırı hareketler cezasız bırakılmamalıdır. ama fazla da sert olunmamalıdır. çünkü fazla sertlik onları ürkek ve korkak yapabilmektedir.
6 yaşından sonra ise kız ve erkek çocuklar ayrılmalıdır. fakat kızlar da erkekler gibi sparta kanunlarında gösterildiği şekilde koşu, atlama, kas ve beden hareketlerinin hepsini yapmalıdır.
okullarda jimnastik derslerinin yanında aynı derecede müzik dersleri de ihmal edilmemelidir. çünkü yalnız müzik gören çocuk korkak ve yumuşak, yalnız beden eğitimi gören çocuk ise cesur ve sert olur. bu ise onu duygusuzluğa sevk edebilir.
platon özellikle aritmetik ve geometri dersleri üzerinde önemle durur, çünkü o’na göre bu dersler, gelecekte felsefe eğitimi verebilmek için şarttır. platon, buna rağmen fizik ve tabiat ile ilgili derslerden bahsetmez. bunun nedeni ise o’na göre eşyanın dış görünüşünün aldatıcı ve bunlarla uğraşmanın gereksiz olmasıdır.
platon, öğrencilerin yeteneklerini ölçen zor testlere tabi tutulmasının zorunlu olduğunu düşünmektedir. bu ölçme, onların hafızasını, acıya ve baştan çıkarılmaya olan dayanıklılığını ve zor işleri başarma yeteneğini test etmeyi içermektedir.
onaylanan kişilerin, eğitimsel süreçleri ve matematik öğrenmeleri daha sonra ise diyalektikleri devam etmelidir. elenen kişiler de ticaret, tüketim malları imalatı gibi her tür hizmeti yaparak toplum için çalışmalıdırlar.
söylemiş olduğu önemli sözlerden bazıları şunlardır:
terbiyenin gâyesi, insanlarda bulunan kabiliyetleri geliştirmektir.
beden terbiyesi ruhu eğitmek içindir. bedenlerin doğrulup düzelmesi ruhun doğrulup düzelmesini sağlar.
nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol.
öğretmenlik her şeyden evvel bir tanrı sanatıdır.
sorgulanmayan bir hayat, yaşanmaya değmez. (s)
sadece ölüler savaşların sonunu görmüştür.
uyarı yolu (tebliğ) ile eğitim hem çok emek ister, hem de az işe yarar.
şehir halkı ne kadar iyi olursa, idarecileri de o kadar çok ilahi vasıfta olur.
karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz. hayattaki gerçek trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır.
iktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir.
bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar kötüdür.
insanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.