kendine göre mutlu devlet yapısını şöyle oluşturmuştur;*
üretici sınıfı; toplumun haz peşinde koşan sınıfıdır. daha fazla mal sahibi olmak isterler bu haz ile. işleri güçleri daha fazla üretmek daha fazla mala sahip olmaktır. toplumun dinamiğidir.
koruyucular; şan ve şöhret peşinde koşan sınıftır. truvadaki aşil* buna örnektir. toprakları korumak için can atan sınıftır.
yönetici gücünü askerlerden aldığı için, onları kandırabildiği kadar büyüktür.
yönetici sınıf; gücünü akıldan alan sınıftır. yönetici sınıfının özelliği zekasıdır ve bu zeka ile hem haz peşinde koşmayı hem de şan ve şöhret hırsını engelleyebilmesidir. bunu engelleyebilmesi için yöneticinin filozof olması gerektiğini söyler. yani şu sözünü; ya krallar filozof olmalı ya da filozoflar kral.
idealar dünyasına ulaşmış bir filozofun o dünyayı geride bırakıp insanlığa yardım etmesi biraz zordur. çünkü gerçekliği görmüş kişiyi gölgelerin dünyasına döndürmek zordur. bunun olduğunu varsayarsak bile koruyucuların ve üreticilerin kendi çıkarları dışında hareket eden ve kendi düşüncelerinden olmayan birini başa geçirmesi de mümkün değildir. başta dediğim gibi ideal veya mutlu devlet tablosu kendi içinde çelişir platon'un. bu yüzdendir ki ondan sonraki herkes eleştirmiştir.
bonus bilgi olarak; platon ismi plato'dan gelir. arkadaşın boyu o kadar uzun ve omuzları o kadar genişmiş ki plato derlermiş.
''Siyasetle uğraşmamanın cezası sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmektir.'' demiş elleri öpülesi amca.
çocuklarına ''aman,oğlum,aman kızım siyasetle uğraşma,okuldan eve ,evden okula git gel, ülkeyi sen mi kurtaracaksın '' şeklinde sinik yaşama tipolojisi mayalayan ana-babalara selam olsun....
Platon idealar dünyasına inan bir düşünürdür. Devlet adlı eseri en bilindik eseridir. Kendi ütopyasında ki devleti nasıl yönetilmesi gerektiğini soru cevap şeklinde dialoglarıyla belirtmiştir. Onun için sanat taklidin taklididir.
nietzsche nin, sokrates le birlikte çözülmenin ve düşüşün nedeni saydığı ve antik yunan'ın düşüşünde en büyük rolü oynayan sahte grek hatta anti grek olarak nitelendirdiği feylesof.
Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.
sokrates'le başlayan atina okulu, platon'da ilk yazınsal ve sistematik ifadesini buldu. idealizmin başlangıcını da platon'a dayandırmak gerekir. ege'nin diğer kıyısında; efes'te, miletos'ta ise materyalizmin ilk sistematik örnekleri ortaya çıktı. diogenes bu anlamda ilk akla gelen isimlerden birisidir. platonculuk'u, mısır ve mezopotomya felsefesinden de ayırmamak gerekir. tarihsel kaynaklara göre felsefeyi aslında mısır'dan başlatabiliriz. tapınaklarda, yazıtlarda, belli bir felsefenin izleri var. platonculuk, Hristiyan teolojisiyle de kesişiyor. thomas aquinos gibi isimler, platon'dan büyük oranda etkilendiler. orta çağ hristiyan felsefesi, büyük oranda atina okulu'na dayandı ama onlarda aynı olgular çok katı ve dogmatik şekilde ifadesini buldu.
demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir.
halk övülmeyi sever, onun için güzel sözlü demagoglar, kötü de olsa, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği sanılır.
demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kişiler ile demokrasiye geçilirse oligarşi olur, devam ederse demagoglar türer.
demagoglardan da diktatörler ortaya çıkar.
devlet adlı eserinden..
kendince haklı olan felsefenin babasıdır.
sokratesle ilişkisi olduğunu söyleyenler, mevlana ve tebriziyi de onaylayan basit insanlardır. bu adam felsefeye yön vermiş, beni etkilemiş adamdır.
2 dünyanın var olduğuna inanır. birincisi, nesneler dünyası bizim yaşadığımız.
ikincisi idealar dünyası, gerçeğin asılın bulunduğu yer.
diyor ki, güzel insan ölür (nesneler dünyası), güzellik sonsuza kadar yaşar (idealar dünyası).