ütopyasında, mülkiyetin tarımı güçlendirdiğini el altından iddia etmiş ve yanılmış filozof. aslında tarım mülkiyeti güçlendirmiştir. insalık tarım faaliyetine başlamasa bu hale gelmez bir kapitalizm ve emperyalizm sorunumuz olmazdı. insanlık tarihindeki en gerici faaliyettir tarım. mağaramızdan hiç çıkmamalıydık.
sokrates in öğrencisidir. hocasının düşüncelerini o da benimsemiştir. ve hocasının öldürmesini asla içine sindirememiş ve bu konu belki de felsefesine büyük ölçüde etki etmiştir. felsefesini, beş önemli kuram içersinde toplamak mümkündür. bunlar, bilgi, idealar, ruhun ölümsüzlüğü, evrendoğum ve devlet ile ilgili kuramlarıdır.
sokratesin öğrencisi, aristotalesin hocasıdır. devlet ve savunma başlıcı iki önemli eseridir. yaşlılık yıllarında akademos u kurmuştur. matematiğe ve felsefeye büyük önem vermiştir.
platon'un görüşlerinin islama çok benzediğini düşünen araplar platon'u çok sevmişlerdir. * platon'a eflatun denmesinin özel bir nedeni yok. arap milleti platon'u zaman içerisinde eflatun olarak telaffuz etmeye başlamıştır ve öylece eflatun olmuştur adı. bir başka açıdan bakarsak o dönemlerde eflatun rengi çok az bulunuyormuş ve çok pahalıymış sadece soylu kesim alıp giyebiliyormuş çok değerli bir renk olduğu için eflatun denmiş de olabilir.
sanatın insanın ruh sağlığını bozduğunu iddaa eden filozofumuzdur. ona göre tiyatro içimizde bastırdığımız hissiyatları ortaya çıkarır ve bu da ruh sağlığımızı bozar. Örneğin erkekler ağlamaz diye bir yargı vardır, hoş ben pek katılmıyorum insanlık hali, ancak erkek bir seyirci sahnede ağlayan ve bu duyguyu hakkıyla veren bir oyuncuyu izlediğinde alkışlar. Bence bunda yanlış bir şey olmamasına karşın platon böyle düşünmüş, yapıcak bir şey yok.
ünlü felsefe okulu "academios"un kapısına "geometri bilmeyen buraya giremez." yazmış ve yetiştireceği öğrencileri aracılığıyla "ideal devlet"i oluşturmayı planlamıştır. eşcinselliği onaylamış ve bunu uygulamış 3 erkek sevgilisi olmuştur. Dion, alexis ve aster.
"aster" yıldız demektir ve ona yazdığı bir şiir şöyledir:
"yıldızlara bakıyorsun sevgili yıldız'ım
keşke gök olsam da, sana binlerce gözle baksam."
dedesinin ismini taşır aslında: aristokles fakat geniş omuzlu olduğu için jimnastik hocası tarafından "geniş" anlamına gelen "platon" ismini almıştır.
insanları tuhaf bulur ve bunu en iyi şu cümleler anlatır:
"çocukluktan sıkılıp büyümek için acele ediyorlar, sonra çocukluklarını özlüyorlar. para kazanmak için sağlıklarını yitiriyor,ardından sağlıklarını geri almak için para ödüyorlar. yarından endişe ederken bugünü unuttukları için ne bugünü ne de yarını yaşayabiliyorlar. böylece hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor ancak hiç yaşamamış gibi ölüyolar"
--spoiler--
Aşağıdaki paragraf, milattan Önce 427'de doğup 347 de ölen Platon'un (Diğer adıyla Eflatun) MÖ 300'lerde kaleme aldığı devlet adlı eserinden alıntıdır.
Demokrasilerde işsiz güçsüz takımı devletin başına geçer ama bunların en tehlikelileri ağzı iyi laf yapan, gündelik sorunlara çözüm getirenlerdir. Bu kişiler düzen içinde yaşayıp zengin olanlardan vergi toplar, bu paraları genellikle kendileri için harcar, bir kısmını da yine işsiz güçsüz halk kitlelerine sus payı olarak dağıtırlar. Bu arada zenginler için haksız suçlamalarda bulunurlar ve halkı zenginlere düşman ederler. Halkı oligarşi tekrar gelecek diye korkuturlar ve halk kendine bir koruyucu seçer.
Tiranlığın Doğuşu
Halkın başına geçen koruyucu çokluğun kendine kul köle olduğunu görünce yurttaşların kanına girmeden edemez, lekeleme yolunu tutar, onu bunu suçlayıp mahkemelerde süründürür, kimini sürer kimini öldürür. Böyle bir adam zorba devletini kurmuş ve zorba olmuştur. Zorba hükümranlığını sürdürmek için sürekli şiddete başvurmak zorundadır. Kimlerde yürek, üstünlük, akıl, kudret görürse bu kişileri bir şekilde tasfiye eder.
Halk yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Zenginler özgürlüklerini alacak zannederken eli sopalı biri tarafından köle gibi yönetilmeye başlamıştır. Aşırı ve düzensiz özgürlük ona köleliğin en ağırını en belalısını getirecektir.