--spoiler--
Bazı insanlar karanlık bir mağarada, doğdukları günden beri mağaranın kapısına arkaları dönük olarak oturmaya mahkumdurlar. Başlarını da arkaya çeviremeyen bu insanlar, mağaranın kapısından içeri giren ışığın aydınlattığı karşı duvarda, kapının önünden geçen başka insanların ve taşıdıkları şeylerin gölgelerini izlemektedirler. içlerinden biri kurtulur ve dışarı çıkıp gölgelerin asıl kaynağını görür ve tekrar içeri girip gördüklerini anlatmaya başlar ama içerdekileri, duvarda gördüklerinin zâhiri olduğuna ve gerçeğin mağaranın dışında cereyan etmekte olduğuna inandırması imkansızdır.” Platon’a göre, insanın yaşam içinde bulunduğu ortamı, bu mağara benzetmesi çok güzel anlatmaktadır.
--spoiler--
Devlet adlı eserinde yönetici ve koruyucu-asker,güvenlik güçleri- ların nasıl olması gerektiği konusunda adeta sapıtmıştır. düşüncesine göre her şey bölümlere ayrılacak ve asker sınıfı annesini babasını tanımayacak, ortak aile havuzunda tüm anne-babalara eşit mesafelerde bakılacaktır. böylece atalarına karşı saygısızlık ortadan kalkacak; kimse gerçek anne babasının kim olduğunu bilmediğinden saygıyı eksik etmeyecektir. aksi durumda tekmeyi bastığı kişi kendi dedesi ya da annesi olabilir!
bu kişiler kardeşlerinden de haberdar olmayacaklardır. asıl sorun da buradan çıkıyor, söyle ki; bu asker bi gün gidip de 'A' kızla ilişkiye girerse bu kızın onun kardeşi olmadığını kim bilebilir??
işte burada kafamda binlerde tilkiler dolaşmasına sebep olan feylesof.
gelmis gecmis en buyuk filozoflardan biridir. kendisi sokratesin ögrencisiydi.
sokratesin olumu platon'a toplumda gecerli olan degerler arasinda ne büyük celiskiler olabilecegini gösterdi.
platon un ilk felsefi etkinligi sokrates i savunma konusmasini yayinlamak oldu.
mutlak ve degismez olan ile ilgilendigini degisen arasinda ki iliski ile ilgileniyordu.
mutlak ve degismez olan gerceklik aramis.
doga da görüp dokunabildigimiz herseyin degisken oldugunu söylüyormus. sonsuza dek kalan yokolup gitmeyen ''ana maddeler'' yoktur.duyular dünyasina ait olan herssey zamanin yokedecegi maddelerden olusmustur. ama ayni zamanda,hersey mutlak degismez bir bicimden olusur. duyular dünyasinin arkasinda bir baska gerceklik olmasi gerektigine inanıyordu. bu gerceklige idealar dünyasi adini veriyordu. bu dünyada dogada gördügümüz olaylarin arkasindaki mutlak ve deismez örnek resimleri bulunur.
etrafimizda gördügümüz herseyin dokunup hissedebilecegimiz herseyin sabun köpügü ile karsilastirabilecegini düsünüyordu.
degisenler hakkinda sabit bir fikre sahip olamayacagimizi sadece düsüncelerimiz vede kanilarimizin olabilecegini söylüyordu.
fikirlerinin * bazi cevrelerde halen tartisiliyor, deger goruyor olmasi utanc verici olan, herakleitos'tan ilham alan hatta herakleitos olmasaydi platon da olamazdi denilebilecek guya filozof.
"matematik bilmeyen buraya giremez *." şeklinde sözü bulunan filozof.
Platon: tahtaya yazdığım soruyu kim çözmek ister? Devlet bahçeli: öğretmenim, öğretmenim!
P: kimse bilmiyor mu?
Dh: öğretmenim! ben ben!
P: başka?
Dh: öğretmenim!
P: hiçbiriniz çalışmadı mı evladım?
Dh: öğretmenim, öğretmenim!!
P: nolur lan biri daha kaldırsın parmak!
Dh: ben.. ben!
P: yanlışta olsa kabul edicem, hadi lan!
Dh: öğretmenim!!
P: alacağınız olsun lan. peki devlet tamam. sen söyle.
Dh: 2009 daaaaki 0'ları çıkar kaç kaldı 2 ile dohuzz. topla ikisini kaç eder 11. 2009 daaaaki 0'ları çıkar kaç kaldı 2 dohuzz. 29+11 ettti mi sana milliyetci hareketin 40'ıncı yılııııııı..
P: kitap yazarsam adını devlet koycam mına koyim. *
idealar alemini herkes yazmıştır ben başka bir şeyden bahsedeyim onun anlayışına göre evlilik sadece zanaatkarlar arasında gerçekleşebilir. koruyucular ve savaşçılar evlenemez.evlenecek çiftler kura ile belirlenir. evlilerin görevi bebek dünyaya getirerek, devletin gereksindiği iş gücünü sağlamaktır. Tüm çocuklar doğar doğmaz anne babalarından alınırlar.Böylece anne babalarını tanımadıkları gibi anne babalar da çocuklarını tanımaz.gençler yaşlılara saygı göstermek zorundadır. onlara kötü davranmaları yasa ile yasaklanmıştır. Aslında kimse gerçek anne babasını tanımadığı için, bu yasaklama mantıklı bir gerekçeye dayandırılmıştır. yaşlılar birbirine "kardeş", kendilerinden büyük kadınlara "anne", erkeklere ise "baba" diye seslenmek zorundadırlar. sakat doğan veya izinsiz cinsel ilişki yoluyla dünyaya getirilen bebekler,gizli bir yerde ölüme terk edilir.
o diilde bu anne baba kardeş hitabı iyiymiş yahu.