platon'a göre hepimiz bir magaranin icindeyiz ve mahkumlar gibi bagli bir sekilde duvara bakiyoruz. Magaranin kapisina dogru sirtimiz dönük ve magaradan disarisi gercek dünya, idealerin var oldugu dünya. Insanlar ise ancak duvarda gercek dünyanin gölgesini görebilirlermis.
Politea'ya kitabininda bunu cok detaylari aciklamistir Platon.
matrix senaristlerinin de alenen etkilendiği teoridir. platon'a göre yaşadığımız dünya, gerçek dünyanın kötü ve renksiz bir kopyasıdır ve o idealar dünyasına, düşünce ve tahayyül yoluyla ulaşabiliriz, matrix filminde ise tercih ettiğimiz kırmızı ya da mavi hapla.
esasen platon'un idealar dünyası dememiz daha doğru olur kanaatindeyim. ama madem böyle bir giriş seçilmiş önemli değil.
platon'a göre bu idealar dünyasına yalnızca filozof ulaşabilir. yani düşünceyle ulaşılabilir. lakin orta çağ skolastisizmi platon'un idealar dünyasını birebir kopyalamasına rağmen burada filozofun rolünü dine vermiştir. ve machiavelli'nin virtu kavramını dillendirişine kadar da bu çerçevenin dışına çıkılamamıştır. bu yüzden machiavelli dünya'nın belki de en önemli filozofudur. zira platon'u alan skolastisizm, aristo'yu yasaklamıştır. zaten modern düşüncenin de aristo'nun yeniden keşfedilmesi olduğunu söyleyebiliriz.
platon a göre bizim dünyamızdaki şeyler idealar dünyasındaki gerçeklerinin birer kopyasıdır. ama idealar dünyasında her şey mükemmel olduğu için bu dünyadaki kötü ve çirkin şeyleri onların çok çok kötü kopyaları olarak tanımlamıştır.