idealar evreninde bir devlet ideası vardır. bu gerçek, yetkin, değişmeyen devlettir. nesneler evreninin devletleri, idealar evrenindeki devletten pay almış devletlerdir. bunlar devlet ideasına ne kadar çok benzerlerse o kadar yetkin ve değişmez kurumlara sahip olan sürekli düzenler olurlar.
yönetim tek bir kabile şefinin eline geçmişse, tekin yönetimi monarşi kurulur. birkaç kabile şefi, toplumu birlikte yönetirlerse en iyilerin yönetimin aristokrasi görülür. tarihte daha sonra görülen monarşilerden ve aristokrasilerden farklı olarak bu yönetimlerin başında bilge yöneticiler bulunuyordu. işte daha sonraki monarşi ve aristokrasiden ayırmak için bunlara gerçek denmiştir. bundan sonra bozulma olur.
aristokratların mirasçılara akla değil; bedene önem verdikleri için durumları korumak için akıldan çok duygulara, şan, şerefe, önem vermeye başlarlar ve timarşi doğar. timarşide şan ve şeref çok önemlidir. koruyucuların önemi ortaya çıkar. bundan sonra zenginliğe ve azınlığa dayalı bir tür diktatörlük olan oligarşi doğar. yoksullar giderek daha da çok sömürülünce ayaklanırlar ve demokrasiye geçilir. bu dönemde insanlar yasalara karşı saygılıdırlar ve yasalı demokrasi olur.
yönetim herkese eşit haklar sağlar. ancak eşit olmayanlara eşit haklar vermek platon’a göre adaletsizliğin kendisidir. özgürlüğe alışan köleler, başına buyruk olacaklardır. bu sefer yönetim özgürlükleri kısıtlayacak. ancak halk ayaklanıp zenginin malını almak isteyince yasasız demokrasi oluşacak.
özgürlüğü kısıtlanan insanlar (bu arada yöneticiler hakları alabilmek için oligarşik düzen kurmaya çalışırlar) aralarından tek bir kişiyi çıkarıp yönetici seçerler ve yöneticilere karşı ayaklanırlar. tek kişinin zorba yönetimi tiranlıktır. ancak yasasız ve tek kişiye dayandığı için bu da sürekli olmayacaktır. ideal monarşiye geçilir. burada tam bir dönüm söz konusudur.