biz bunlara mikrop değil mikroorganizmalar demeyi tercih ediyoruz çünkü hastalık yapıcı etkiye sahip olmaya da bilirler.
bir şeyi yemek ile o şeyi besin olarak kullanmak arasında önemli bir fark vardır. örneğin, fareler de elektrik kablolarını kemirir ve yutarlar. ancak bu durum, onların yalnızca tokluk hissetmelerine, diğer bir deyimle açlıklarını bastırmaya yardımcı olur. zira, bünyeleri kemirdikleri kabloların koruyucusu olan plastik veya polietilen türevi maddelerin besin olarak sentezlenebilmesi için gerekli enzimleri üretmez. bu durumda, geçici bir süre tokluk hissi vermekten başka bir işe yaramadan, bir süre sonra vücutlarından atılırlar.
mikroorganizmalar için yaşam süreleri, insan yaşamına oranla çok kısadır. bu durumda, bir insan yaşamı içerisine milyonlarca mikroorganizma nesli sığar. örneğin, 70 yaşında bir insanın yaşam süresine 10 milyon 500 bin azot bakterisi nesli sığabilir. bu, değişim ve yeniden evrilme için oldukça yeterli bir süreçtir.
kanadalı bilim adamları, mikroorganizmaların bu hızlı nesil değişim sürecinden yararlanarak yaklaşık 7 yıl süren bir deney sonucunda, azot bakterilerini evirmeyi başarmışlar ve yaşam ortamındaki azot miktarını kademeleri olarak azaltıp fosfor miktarını artırarak süreç sonucunda fosforu sentezleyen yeni nesiller elde etmeyi başarmışlardır. bu aynı zamanda evrim teorisinin de açık bir kanıtıdır.
'plastik yiyen mikrop' şeklinde çok kötü ve hiç de bilimsel olmayan bir çeviri ile ve olayın detayına da inmeden, yüzeysel olarak ele alıp sansasyon yaratma çabasındaki bu haber, böylesi bir deneyin orada da yapılmakta olduğunu ve bir şekilde kontrol altına alınamayan bu mikroorganizmaların, uzay laboratuvarı içerisindeki plastik türevlerini yok etmeye başladığını da düşündürmektedir.
